Kayıtlar

Şeytanın şerrinden korunmak için önemli bir dua

Şeytanın şerrinden korunmak için önemli bir dua Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) şeytandan korkulduğunda şu dua ile bize sığınma yolunu gösteriyor: Cinlerden bir ifrit Rasulullah ﷺ i takip ediyordu ve Cebrail aleyhisselâm ona şu duayı okumasını emretti: بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ. أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ الَّتِي لَا يُجَاوِزُهُنَّ بَرٌّ وَلَا فَاجِرٌ، مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ، وَبَرَأَ، وَذَرَأَ، وَمِنْ شَرِّ مَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَاءِ، وَمِنْ شَرِّ مَا يَعْرُجُ فِيهَا، وَمِنْ شَرِّ مَا ذَرَأَ فِي الْأَرْضِ، وَمِنْ شَرِّ مَا يَخْرُجُ مِنْهَا، وَمِنْ شَرِّ فِتَنِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ، وَمِنْ شَرِّ كُلِّ طَارِقٍ إِلَّا طَارِقًا يَطْرُقُ بِخَيْرٍ يَا رَحْمَنُ Okunuşu: “E‘ûzu bi kelimâtillâhit-tâmmâtil-letî lâ yucâvizuhunne berrun vela fâcirun, min şerri mâ halaga ve berae ve zerae, ve min şerri mâ yenzilu mines-semâi, ve min şerri mâ ye‘rucu fîhâ, ve min şerri mâ zerae fil-erdi, ve min şerri mâ yehrucu minhâ, ve min şerri fienil-

Zikr-i Daimiyi Korumak

Zikr-i Daimiyi Korumak Yazar: M. Sami RAMAZANOĞLU Kuddise Sirrûh Nefsi tezkiye, kalbi tasfiye hususunda en önemli düsturlardan biri de Cenâb-ıHakk’ı daimî olarak zikretmektir. Bu hususta Cenâb-ı Hakk müteaddit âyet-ikerîmelerde zikr-i kesîri emrediyor. Bu sûrelerde; "Ey iman edenler, Allah’ı çok zikredin."  (Azhâb sûresi, âyet 41;Bakara ve Cum’a sûrelerinde mükerreren) diye emir buyuruluyor. Adet de yok, vakit de. Alel ıtlak, zikr-i kesîr emr-i celîli, kişinin kemâline matuftur. Kişinin kemâliyle zikri nasıl mümkünse murâd-ı Sübhânî ondadır. Dünyahayatımızda hiçbir ânımızı Cenâb-ı Mevlâmız’ın zikrinden gâfil olarak geçirmemekliğimiz lâzımdır. Çünkü yarın yevm-i kıyâmette ehl-icennet, dünyada Allah’ı Celle Celâlüh zikretmeden geçirdiği bir an için bile hased edecek ve; "Ne olurdu o anı gafletle geçirmeseydim" diyecek. Orada herkesin defteri kendisine verildiğinde bütün insanlar her an/lahzada dünyada ne ile meşgul olduğunu görecek. Burada kullar teyp imâl e

Lokman Hekim Hazretlerinin Oğluna Öğütlerinden

Lokman Hekim’in Oğluna Öğütlerinden   01- Ulemanın yanında dilini koru! 02- Evliyanın yanında gönlünü koru! 03- Namazdayken kalbini koru! 04- Yemekteyken mideni koru! 05- Başkasının evinde gözünü koru! 06- Halkın arasında dilini koru!

İllâ Edep! İllâ Edep!

İllâ Edep! İllâ Edep! Edep rûhun süsüdür. Edep her işin usûlüdür. Usulsüz vusûl (maksada ulaşmak) mümkün olmadığından edep eksikliği ile de gerçek insanlık seviyesine ulaşmak mümkün değildir. Çünkü insan rûhuyla insandır, cesediyle değil. Hâdimî’nin tâbiriyle edep, aklın dıştan görünüşüdür. Hz. Ali’ye göre de, dîn, edep ve mürüvvet aklın netîceleridir. Edep ve ahlâkı en güzel olan kimse îmânı en güçlü olan bir mü’mindir. (Ebû Dâvûd, Sünnet, 15) O hâlde edep, îmânın aynasıdır. Edep insanla hayvan arasındaki farktır. Edep muhabbeti celbeder. Edep, insana hayatı ve içinde yaşadığı toplumu sevdiren zarif, kibar ve nezîh bir alışkanlıktır. Buna binâen büyükler, “Kişinin edebi altınından hayırlıdır” buyurmuşlardır. Edep şeytanın kâtilidir. Evlâdına edep öğretmeyen baba düşmanlarını sevindirir. Edebin efdali kişinin haddini bilerek sınırı aşmaktan sakınmasıdır. Bu sebeple “Ulemânın yanında diline, evliyânın yanında kalbine, sofrada eline, misâfirlikte gözüne sâhip ol!” denil

Oruç Kötülüklerden Korur

Oruç Kötülüklerden Korur  Kur'an-ı kerimde, orucun farz kılındığını bildiren ayetin sonundaki "...ta ki korunasınız" buyurulmaktadır. Allah Teâlâ, her derde bir deva, her hastalığa bir ilaç verdiği gibi kötülüklere karşı da korunma yollarını göstermiştir. İşte orucun bir özelliği, bir hikmeti de bizi kötülüklerden koruyan bir ibadet oluşudur. Nitekim Peygamberimiz de "Oruç bir kalkandır, o halde oruçlu kötü söz söylemesin. Kendisi ile çekişip kavga etmek isteyen kimseye iki defa, "ben oruçluyum" desin." buyurmuştur. Kalkan, savaşlarda kişiyi düşmanın kılıcından koruyan bir vasıta idi. Kalkan, sahibini düşmandan koruduğu gibi oruç da aynı şekilde kişiyi kötülüklerden ve günah işlemekten korur. Oruçlu, kötülüğü başlatan kişi olmayacağı gibi, kendisine fena söz söyleyen ve kavga etmek isteyenlerin bu davranışlarına karşılık: "Ben oruçluyum, ben oruçluyum" diyerek nefsine hâkim olacak ve kendisini kavganın içine çekmek isteyenlere uym

Muhakkak Allah, Babanı Koruyacaktır

Muhakkak Allah, Babanı Koruyacaktır Muhammed Yusuf Mekke artık Ebû Tâlib'sizdir. Ebû Tâlib'in yokluğu, yeni ve farklı stratejilerin ortaya çıkacağını göstermektedir. Haşimoğulları Kureyş'in içinde en saygın ve soylu gruptu. Saygınlıkları vardı, Haşimoğulları'nın reisi olan kişinin de diğer gruplar üzerinde derin saygınlığı bulunuyordu. Efendimiz de Haşimoğulları'na mensup olduğundan, diğerleri direk olarak O'nu hedef almaktan çekiniyorlardı. Esas önemli olanı da Ebû Tâlib'in varlığı, Kâinatın Efendisi'ni çok rahatlatıyor, her işinde ona sahip çıkması, Efendimize güven veriyordu. Şimdi Ebû Tâlib yoktu, Efendimizin himayesi ne olacaktı? Kureyş kâfirleri Ebû Tâlib'in ölümünden hemen sonra saldırıları artırmaya başardılar. Ebû Tâlib'in ölümden sonra Haşimoğulları'nın reisliği Ebû Leheb'e kalmıştı. Bunu da fırsat bilen kâfirler eziyet ve işkencelere hız verdiler. Eziyet ve işkenceler o boyutlara ulaştı ki; en büyük İslâm düşmanları

Kabirden Mektup

Kabirden Mektup "iyi ki görmedin çünkü o halimi görseydin belki de benim ahiret teki acı akıbetimi tahmin ederdin ve çok üzülürdün anne. Amellerim iyi olsaydı ne rengim siyaha döner ne acı sesler çıkarırdım. Ağzım köpürmezdi. Bu acıklı halin aksine alnımda boncuk boncuk ter olurdu gözlerim yaşarır yüzüm nurlanır burun deliklerim genişlerdi. Canım anacığım! Benden ruhumu nasıl aldıklarını da anlatayım… Demiştim ya Azrail yanıma meleklerle geldi hepsini de gördüm. Bunlardan ikisi görevlerini yerine getirmek üzere ayaklarımdan başlayarak vücudum da köşe bucak kaçan ruhumu göğüs kafesine kadar getirdiler. Bu sefer Azrail müdahale etti oda ruhumu çekip aldı ve azap meleğine verdi. Azap meleği bana ruhumu bekleteceğini söyledi. Zira gök kubbeleri günahkâr olduğum için benim ruhumu kabul etmemiş. Eğer amellerim iyi olsaydı Azrail ruhumu rahmet meleğine verecekti, oda benim ruhumu Allah katına yükseltecekti. Ve biliyor musunuz siz benim bedenimi kefenlerken onlarda ruh

7 Soruya Vereceğin Cevap İle Gerçeğe Hazır mısın?

7 Soruya Vereceğin Cevap İle Gerçeğe Hazır mısın? Geçen her bir gün, takvimde bir yaprağı daha geride bırakırken, ömür yolculuğunda da insanı bir gün daha sona yaklaştırıyor. O son ki her canlı için bir başlangıç, her canlı için kaçınılmaz bir gerçek. Dünya misafirhanesinden, sonsuzluk yurduna göçmenin adı o. “ÖLÜM” Şimdi yaşamınızı değerlendirin ve kendinize sorun:  “Gerçeğe hazır mıyım?” 1. Namaz Borcun Var mı? Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) buyuruyor ki: “Kıyamet günü kulun ilk sorguya çekileceği ibadet namazdır. Namaz düzgün ise diğer amelleri kabul edilir. Namaz düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.” (Taberani) “Namaz dinin direğidir, namazı terk eden dinini yıkmış olur.” (Beyheki) “Namaz kılmayanın ibadetleri kabul olmaz.” (Ebu Nuaym) 2. Oruç Borcun Var mı? “Oruçlu iken ölene, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap yazılır.” (Deylemi) “Cennetteki güzel köşkler, sözü hoş, selamı çok, yemek yediren, oruca devam eden ve g

Erkek Arkadaşını Testereyle 8 Parçaya Böldü!

Resim
Erkek Arkadaşını Testereyle 8 Parçaya Böldü! 26.05.2017 Cani kadın, iş arkadaşı ile birlikte öldürdüğü sevgilisini elektrikli testere ile 8 parçaya böldü. Kayseri'de 5 gündür kayıp olan adamın sevgilisi ve sevgilisinin mesai arkadaşı tarafından öldürüldüğü, cesedinin elektrikli testere ile 8 parçaya bölündüğü ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre, Develi ilçesinde meydana gelen olayda, B.Ö.'nün 5 gündür kayıp olduğu ve ailesi tarafından polis ekiplerine kayıp başvurusunda bulunulduğu öğrenildi. Tüm aramalara rağmen bulunamayan B. Ö.'nün bulunması için İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Büro Amirliğinin faili meçhulleri çözmekte uzman olan ekip ile Develi İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin ortak çalışma yaptığı bildirildi. Kan İzi Cinayet Büro Amirliği uzman ekipleri ve Develi İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri ilk olarak B. Ö.'nün ailesi ile görüştü ve G.B. ile sevgili olduklarını belirledi. G. B.'nin evinde özel cihazlar

Kardeşlik Çağrısı

Kardeşlik Çağrısı Cenâb-ı Hak buyuruyor “İnsanlar sadece bir tek ümmettiler. Sonra ayrılığa düştüler. Eğer Rabb’inden bir söz geçmemiş olsaydı, ayrılığa düştükleri konuda hemen aralarında hüküm verilir (işleri bitirilirdi).” (Yûnus, 19) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular “Size Allah’tan korkmanızı ve başınıza bir köle bile geçse dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Sizden yaşayanlar, pek çok ihtilâf görecek. Öyleyse size sünnetimi ve hidâyet üzere olan râşid halifelerin sünnetini tavsiye ederim. Bunlara dört elle sarılın.” (Tirmizî, İlim 16; İbn Mâce, Mukaddime, 6; Müsned, IV, 126, 127) Hikmet sâhiplerinden biri ölüm döşeğinde başına toplanan çocuklarına şu vasiyette bulundu “-Bana değnekler getirin!” Değnekler gelince onları bağlayıp bir araya getirdi ve toplu olarak çocuklara verdi. Onlara “-Kırın bunları” dedi. Çocuklar değnekleri kıramadılar. Sonra onları ayırdı ve “Tek tek alın ve kırın.” dedi. Oğulları da onları kırdılar. Bunun üzerine

Mûcize Bir Gıda

Mûcize Bir Gıda Cenâb-ı Hak buyuruyor “Kuşkusuz sizin için hayvanlarda da büyük bir ibret vardır. Zira size, onların karınlarındaki fışkı ile kan arasından (gelen), içenlerin boğazından kolayca geçen hâlis bir süt içiriyoruz.” (Nahl, 66) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular “Bir kimseye süt ikram edilirse, o kimse şöyle desin Allâh’ım! Bu sütü bize bereketli kıl, bize daha fazla süt ver. Çünkü yiyeceklerin ve içeceklerin yerini tutan, açlığı ve susuzluğu gideren sütten başka gıda yoktur.” (Ebû Dâvud, Eşribe, 20; Tirmîzî, Deavât, 55; İbni Mâce, Et’ime, 35) Rasûlullah Efendimiz, mü’minin sâdece midesini, kâfirin ise yedi bağırsağını birden doldurmak sûretiyle yiyip içtiğini belirterek İslâm ahlâk ve âdâbının bu konudaki ölçüsünü çarpıcı bir tasvirle beyan etmiştir. Ebû Hureyre’nin rivâyetine göre Rasûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem’e bir misâfir gelmişti. Misâfir o esnâda kâfir idi. Efendimiz onun için bir koyunun sağılmasını istedi. Misâfir getirilen sütü

Ne Mutlu O Sağdakilere!

Ne Mutlu O Sağdakilere! Cenâb-ı Hak buyuruyor “Kıyamet koptuğu zaman, ki onun oluşunu yalanlayacak hiçbir kimse yoktur; O, alçaltıcı ve yükselticidir. Yer şiddetle sarsıldığı, dağlar parçalandığı, dağılıp toz duman haline geldiği, ve sizler de üç sınıf olduğunuz zaman, sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere! Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar! (Hayırda) önde olanlar, (ecir de) öndedirler. İşte bunlar, naîm cennetlerinde (Allah’a) en yakın olanlardır.” (Vâkıa, 1-12) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular “Rabbiniz arada bir tercüman bulunmaksızın, her birinizle konuşacaktır. Kişi sağına bakar, önceden gönderdiği iyi işleri görür; soluna bakar vaktiyle yaptığı kötü işleri görür. Önüne bakar, önünde sadece cehennemi görür. Yarım hurma ile de olsa cehennemden korununuz.” (Buhârî, Zekât 9; Müslim, Zekât 67.) Atpazarî Osman Efendi yazdığı bazı eserlerinde demiştir ki Kullar üç bölümdür. a) Unutanlar, b) Zikredenler, c) İhsan ehli olanlar. Birinci tür kullar her bakı