Kayıtlar

Aralık 10, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hz. Ali’nin büyüklüğü

Hz. Ali’nin büyüklüğü Birgün ashab Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’den Hz. Ali‘yi niçin çok sevdiğini sordu. Hz Peygamber o anda mecliste bulunmayan Hz. Ali’yi çağırmaya adam gönderdi ve orada bulananlara sordu: – Birisine iyilik etseniz, o da size kötülük etse ne yapardınız? Cevap verdiler: – Yine iyilik ederiz. – Yine kötülük yapsa? – Biz yine iyilik ederiz? – Yine kötülük yapsa? Ashab cevab vermedi, başlarını öne eğdiler. Bunun anlamı kötülüğe kötülükle mukabele etmesek bile iyilik yapmaya devam etmeyiz, demekti. Bu sırada Hz. Ali o meclise geldi. Rasulullah Hz. Ali’ye sordu: – Ya Ali, iyilik ettiğin biri sana kötülük etse ne yapardın? – Yine iyilik ederdim. – Yine kötülük yapsa? – Yine iyilik yapardım. Hz. Peygamber soruyu tam yedi defa tekrarladı. Hz. Ali yedi defasında da “yine iyilik ederdim” diye cevap verdi. Ashab, – Ya Rasulallah, Ali’yi çok sevmenizin sebebini şimdi anladık, dediler. (Alıntı)

İyilikle Gelen Korkunç İntikam

İyilikle Gelen Korkunç İntikam Yazar: Yaşar Akkaş (Bu hikâye yüzde yüz yaşanmış bir olayı anlatır. Geriye kalan akrabaları incinmesin diye isimler değiştirilmiştir.) Bir kasabada iyiliksever hali vakti yerinde Devecioğlu namında bir adam ile Köpekçioğlu adında çok kötü ve zalim biri yaşamaktadır. Devecioğlu herkes tarafından sevilen sayılan kapısına gelen ihtiyaç sahibini boş göndermeyen birisidir. Köpekçioğlu ise vurduğu vurduk, kırdığı kırdık maddi durumu pek de iyi olmayan zalim birisidir. Allah’ü Teâlâ’nın hikmeti bir yıl çok bolluk olmuş. Harman zamanı Köpekçioğlu buğday koyacak çuval bulamamış. Eskiler çok iyi bilir. O yıllarda çuval çok kıymetlidir. Köpekçioğlu hemen Devecioğlu’nun kapısını çalar. Geri vermek üzere on tane ödünç çuval alır. Teşekkür ederek ihtiyacını karşılar. Aradan bir iki yıl geçtiği halde aldığı emaneti geri vermez. Devecioğlu mecbur kaldığı için Köpekçioğlu’ndan emanetlerini geri ister. Fakat Köpekçioğlu küplere biner; hakaretler ederek;

Bir İnsan Ne Kadar Çok Bilse Bile… Her Şeyi Bilmez…

Bir İnsan Ne Kadar Çok Bilse Bile… Her Şeyi Bilmez… Beş avcı ava çıkmış. Yolda küçük bir deliğe rastlamışlar. İçlerinden en deneyimli olanı  "Yatın yere buradan tavşan çıkacak!" demiş. Herkes yatmış yere az sonra gerçekten tavşan çıkmış ve vurmuşlar torbaya koymuşlar. Ava devam ederlerken biraz daha büyükçe bir delik görmüşler, yine tecrübeli avcı;  "Yatın yere buradan tilki çıkacak!" demiş. Herkes yatmış tilki çıkmış ve vurmuşlar.  Ava devam ediyorlar. Yine karşılarına daha büyükçe bir delik çıkmış. Tecrübeli olan  "Yatın yere buradan ayı çıkacak!" demiş ve yatmışlar, ayı çıkmış ve vurmuşlar. Herkes tecrübelinin her şeyi bildiğine karar vermiş. Ne derse yapıyorlarmış. Devam ederlerken karşılarına oldukça büyük bir delik çıkmış. Tecrübeli avcı "Yatın yere demiş!" herkes yatmış içlerinden biri;  "Buradan ne çıkacak usta?" demiş.  Tecrübeli düşünmüş;  "Valla çocuklar buradan ne çıkacağını bende bilmi

Hikmet Pınarı

Hikmet Pınarı De ki: Allah’a ve Peygambere itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse, muhakkak ki Allah kâfirleri sevmez. (Âl-i İmran Suresi 32) Biriniz mal ve huy bakımından kendinden üstün birini gördüğü zaman, kendinden aşağı olana baksın. (Hadis-i Şerif) Bu dünya çabuk tebeddül eder bir misafirhane olduğunu yakinen iman edip bildim. Her yer misafirhanedir. (Bediüzzaman) "İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve, imanın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikatından kurtulabilir. "Tevekkeltü alâllah" der, sefine-i hayatta kemâl-i emniyetle, hâdisâtın dağlarvâri dalgaları içinde seyran eder. Bütün ağırlıklarını Kadîr-i Mutlakın yed-i kudretine emanet eder, rahatla dünyadan geçer, berzahta istirahat eder. Sonra, saadet-i ebediyeye girmek için Cennete uçabilir. Yoksa, tevekkül etmezse, dünyanın ağırlıkları, uçmasına değil, belki esfel-i sâfilîne çeker."  (Bediüzzaman) "İman, insanı insan eder. Bel