Kayıtlar

ebed etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dinin Gerekliliği

  Dinin Gerekliliği Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur... Kuşkusuz insan amaçsız yaratılmamıştır. Hikmet sahibi yüce Allah, boş ve amaçsız işlerden münezzehtir. Konuyla ilgili ayetlerden ve hadislerden anlaşıldığı üzere insan, kemalleri elde etmek, ahlâkî erdemlere varmak, yüce dereceleri kat etmek ve üstün makamlara ulaşmak amacıyla yaratılmıştır. Şüphesiz söz konusu yüce hedeflere düzenli program, kâmil ve kapsamlı yasalar olmadan varılamaz. Bu üstün makamlar ancak insanın bireysel ve toplumsal haklarını garanti edecek, özgürlüğünü ve huzurunu sağlayacak, ona tekâmül yolunu, mutluluk ve erdemlerin nasıl elde edileceğini gösterecek yasalar sayesinde kazanılır. İnsanoğlunun sınırlı aklı ve kısır düşüncesi ile söz konusu niteliklere sahip programın üretilemeyeceği apaçık ortadadır. çünkü insanoğlu, yaratıcısı kadar kendi sayısız ve farklı ihtiyaçlarını, onu amacına götüren yolları, ona dünya ve ahiret mutluluğunu kazandıracak hususları tam olarak bilemez

Ezeliyet Ne Demektir?

  Ezeliyet Ne Demektir?   Kader yazılarımızın ilkinde verdiğimiz tanımda, Kaderi “Cenab-ı Hakk’ın, kâinatta olmuş ve olacak her şeyi, bütün vasıflarıyla, bütün hâlleriyle ezelde bilmesi ve daha onu yaratmadan önce, her şeyiyle, levh-i mahfuz denilen kader levhasında yazmış olmasıdır.” diye tanımlamıştık ve “ezel” konusunu da sonraki yazılarımıza bırakmıştık. İşte bu ay ve önümüzdeki ay nasip olursa ezeliyet bahsini detaylı olarak inceleyeceğiz.   Kader meselesinin anlaşılmasına engel olan en büyük sebep, “zaman” ve “ezel” kavramlarının birbiriyle karıştırılmasıdır. İnsan, zaman ve mekân içerisinde yaşadığı için, her hadiseyi ve hakikati zaman ölçüsüne göre değerlendirmekte ve ezeli, zamanın başlangıcı zannetmekle hata yapmaktadır. İşte bu yanlış bilgi sonucu kader anlaşılmıyor.       Zaman ve ezel   Zaman, kâinatın yaratılmasıyla başlayan ve içerisinde hadiselerin cereyan ettiği soyut bir kavramdır. Geçmiş, hâl (şimdiki zaman) ve gelecek olarak üçe ayrılır. Bu ayrım

Ebedi Hayat Hazırlığı

Ebedi Hayat Hazırlığı Haşr suresi 18. Ayet يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنظُرْنَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ:   Meali: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Herkes, yarın için önden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’tan korkun. Çünkü Allah, ne yaparsanız hakkıyla haberdardır. ” (Haşr Suresi – 18. Ayet)   Aldığımız her nefes bizi dünyadan bir soluma müddeti kadar ayırmakta ve ahiret hayatına yaklaştırmaktadır. Geçirdiğimiz her gün hayat takviminden kopan bir yaprak mesabesinde olup katre katre ömür sermayesini eksiltmektedir. Ölüm hadisesini ortadan kaldırmak beşerin kudreti dâhilinde değildir. Kabrin kapısını kapatmanın çaresi ve imkânı yoktur. Ölüm her canlı için mukadderdir. İnsan bu âleme devamlı yaşamak üzere gelmemiş olup insanı kemalata erişmek, dua ve ibadet etmek ve tek kelimeyle Allah’a kulluk liyakatine erişmek için gönderilmiş bulunmaktadır.   Toprak, sinesine serpilen buğda

Dokunuş

Dokunuş  Haşir meydanındaki insanlar, ebed ülkesine uçmak için sabırsızlanıyordu. Peygamberler, şehitler ve büyük veliler için herhangi bir problem yoktu. Ancak diğerleri, "Elli bin sene sürer" denilen bu yolu, dünyadaki hayatlarının karşılığı olan bir vasıta ile aşmak durumundaydı. Her insan, sevap ve günahlarını ortaya döküp ince hesaplar yaparken, sermayeleri yetmeyen bazı gençler bir araya geldi ve kendilerine gözcülük eden meleğe başvurarak:  Bizler, dünyada iken meşhur bir yarışmaya katılmış ve ellerimizi günler boyu süren bir sabırla lüks arabaların üzerinden çekmeyerek onları kazanmıştık, dedi. Bu gayretimize karşılık o arabaların verilmesini istiyor ve bu zorlu yolu onlarla aşmayı planlıyoruz. Melek, yarışmanın detayını öğrendikten sonra:  Yanlış şeye dokunmuşsunuz, dedi. Sizin arabanız, o yolda gitmez. Gençler, biraz ilerideki insanları göstererek:  Şuradaki insanların da bir şeylere dokunduğu söyleniyor, diye itiraz etti. Ama şimdi Cennet’e uçuyorlar