Kayıtlar

Ekim 23, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dil Canavar Gibidir

Dil Canavar Gibidir Dil canavar gibidir Dil, insanın gönlünün, gönül ise ruhun, ruh da, insanın hakikatinin aynasıdır Dil, iki tarafı keskin bir bıçak gibidir İnsana zarar, dilinden gelir ve dil, insanı aziz ettiği gibi, zelil de eder Bunun için Peygamber efendimiz; (Ya hayr söyle, ya sükut et, sus) buyurmuşlardır Bir kimse Eyyub Sahtiyani hazretlerine; -Bana nasihatte bulunur musunuz deyince, cevap olarak; -Diline sahib ol, az konuşmaya dikkat et buyurmuştur Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık, Allahü teâlânın razı olmadığı bir şeyi söylememek için, oniki sene mübarek ağzına taş koymuş ve uygun bir şey söyleyeceği zaman, taşı çıkarırlarmış Resulullah efendimiz; (Bir kimse, dilini tutarsa, Allahü teâlâ onun utanacak şeylerini örter Gadabını tutarsa, kıyamet günü, Allahü teâlâ azabını ondan çeker Bir kimse Allahü teâlâya yalvarırsa, onun duasını kabul eder) buyurmuşlardır Kalb temiz olursa, dilden güzel sözler çıkar Kişi, dilinin altında gizlidir, konuşunca belli olur Zünnun

Shakespeare diyor ki (3)

Shakespeare diyor ki (3) Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima yaralar. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve Konuşmadan önce dinleyin, Yazmadan önce düşünün, Harcamadan önce kazanın, Dua etmeden önce bağışlayın, İncitmeden önce hissedin, Nefret etmeden önce sevin, Vazgeçmeden önce çabalayın, Ölmeden önce yaşayın. Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun. Ne kadar doğru değil mi? Mart ayının son gününde bir kez daha hatırlattım kendime bu dizeleri... Minnoşum hasta bu arada çarşambadan beri biraz kendimize gelelim uzun uzun yazacağım, nazar mı değdi…

Sıkıntıların Sebebi

Sıkıntıların Sebebi Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri buyurdular: Hadîs-i şerîfte: “Kul işlediği günah sebebiyle bol rızıktan mahrum olur.” buyurulmuştur. Geçiminde darlık, rızkında zorluk ve hâlinde dağınıklık gördüğün zaman, bu hâlin Allah’ın emrini terk edip nefsinin hevâsına uyduğundan dolayı olduğunu bil. Sana başkalarının eli ve dili ile saldırdığını, zalimlerin ailene ve malına kast eylediğini gördüğünde, Allah'ın haram ve yasaklarını işlediğini, üzerine düşen hukuku yerine getirmediğini, dinin hududunu aştığını bilmelisin. Kalbinde hüzün, gam, şiddetli sıkıntı ve endişeler toplandığı zaman, Allah’ın sana takdir eylediği şeye itiraz üzere bulunduğunu, senin ve diğer yaratılanlar hakkında Cenab-ı Hakk’ın tedbirine razı olmadığını, Hakka itimadında noksanlık olduğunu muhakkak bilmelisin. Sen bu hallerden birini kendinde gördüğünde hemen o hâlini düzeltmeğe çalış ve tövbe et. (Alıntı)

Niyetimiz Âhiret Olsun

Niyetimiz Âhiret Olsun Cenâb-ı Hak buyuruyor “Kim âhiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun âhirette bir nasibi olmaz.” (Şûrâ, 20) Rasûlullah (sav) buyurdular “Kimin niyeti âhiret olursa Allah onun işini derleyip toplar kalbine kanâat verir. Dünya onun ardından kerhen de olsa gelir. Kimin niyeti sadece dünya olursa Allah onun işini bozup alnına da fakirlik damgası vurur. Dünyadan da Allah’ın takdir ve taksiminden başka bir şey elde edemez.” (İbn Mâce, Zühd 4105; Dârimî, Mukaddime 229.) İmam Râgıb şöyle der İnsan dünyada ekin eken bir çiftçi durumundadır. Ameli ekini, dünyası ise ekin tarlasıdır. Ölüm vakti hasad ve harman zamanıdır. Âhiret ise harman yeridir. Elbette kişi ektiğini biçecek, hasad ve harman yaptığını ölçüp-tartıp kabına koyacaktır. Nasıl ki harman yerinde tartılar, ölçekler, emniyet birimleri, korucu kolluk görevlileri varsa aynı şekilde âhirette de vardır. Yine har