Kayıtlar

Şubat 25, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gençlerinizin Fıska Düştüğü, Kadınlarınızın Azdığı Zaman Haliniz Ne Olur

Gençlerinizin Fıska Düştüğü, Kadınlarınızın Azdığı Zaman Haliniz Ne Olur Rasûlullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem bir gün: “- Gençlerinizin fıska düştüğü, kadınlarınızın azdığı zaman haliniz ne olur?” diye sormuştu. (Yanındakiler hayretle): “- Ey Allah’ın Rasûlü, yani böyle bir hal mi gelecek?” dediler. “- Evet, hatta daha beteri!” buyurdu ve devam etti: “- Emr-i bi’l-ma’rufta bulunmadığınız, nehy-i ani’l-münker yapmadığınız vakit haliniz ne olur?” diye sordu. (Yanındakiler hayretle:) “- Yani bu olacak mı?” dediler. “- Evet, hatta daha beteri!” buyurdular ve sormaya devam ettiler: “- Münkeri emredip, ma’rufu yasakladığınız zaman haliniz ne olur?” (Yanında bulunanlar iyice hayrete düşerek): “- Ey Allah’ın Rasûlü! Bu mutlaka olacak mı?” dediler. “- Evet, hatta daha beteri!” buyurdular ve devam ettiler: “- Ma’rufu münker, münkeri de ma’ruf addettiğiniz zaman haliniz ne olur?” Yanındaki Ashab: “- Ey Allah’ın Rasûlü! Bu mutlaka olacak mı?” diye sordular. “- Evet, olac

Bir Sünnete Uyduk Hayatımızı Kurtardık

Resim
  Bir Sünnete Uyduk Hayatımızı Kurtardık İmamı Rabbani Kuddise Sirrûh Hz. talebeleriyle bir yemek davetine gidiyor. Sofrada kuzu çevirmesi var fakat zehir katılmş. İmam ellerimizi sünnetleyelim öyle oturalım diyor. Ev sahibi su çok uzakta diyor. İmamı Rabbani Kuddise Sirrûh: “— Olsun biz yine de sünneti terk etmeyelim!” diyor. Gidip gelince bir de ne görsünler etten bir köpek yemiş ve devrilmiş. İmam talebelerine dönüp diyor ki: “— Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’,n tek sünneti ile canımızı kurtardık; bütün sünnetlerini işlesek dünyayı kurtarırdık...

Sıradan Bir Gündü

Resim
  Sıradan Bir Gündü   Her gün aynı saatte kalkar kahvaltısını yapar hanımının duasıyla işine gitmek için yola koyuluyordu. Sıradan bir gündü… Sıradan bir güne gözlerini açtı genç adam. Her gün aynı saatte kalkar, kahvaltısını yapar, hanımının hayır duasıyla işine gitmek üzere yola koyuluyordu. Haftanın altı günü kurulmuş saat gibi hep aynı şeyleri tekrar eder dururdu. Yine kahvaltısını yaptı, giyinip hayır duayla yola çıktı. Hava soğuktu; işine yaya gideceği için içi titriyor, bir an önce işine varmak için hızlı hızlı yürüyordu. Biraz gitmişti ki önünde yaşlı, hırpani bir adam belirdi. Adam yolunu kesip, bir şeyler mırıldandı. Genç adam anlamamıştı, söylediklerini. Ona doğru hafifçe eğildi.              “— Buyur amca, bir derdin mi var?” dedi. Adam titrek bir sesle;              “— Ekmek!” diyebildi. Genç adam elini cebine attı, ekmek parası çıkarıp ihtiyara uzattı. Adam parayı eliyle iterek yine; “— Ekmek, bana ekmek al!” dedi. İşine geç kalıyordu, henüz dükkâ