Kayıtlar

Beraber etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Salihlerle Beraber Olmak

Salihlerle Beraber Olmak   Salihlerle beraber olan, onlardan hiçbir şey öğrenemese bile, yedi ikrama kavuşur: 1- İlim talebesinin faziletine kavuşur. 2- Onlarla beraber iken günahtan uzak olur. 3- Evinden çıkışından itibaren rahmete girer. 4- Onlara inen rahmetten o da faydalanır. 5- Onları dinlerken, kendine sevap yazılır. 6- Melekler ondan memnun olup, dua eder. 7- Attığı her adim, günahına kefaret olur.   Ayrıca Allah’ü Teâlâ da ona altı ikramda bulunur:   1- İlim ehliyle bulunmayı ona sevdirir. 2- Âlime uyanlar gibi sevaba kavuşur. 3- O salihlerden birinin şefaatine kavuşur. 4- Günahkârların gittiği yerlerden soğur. 5- O da salihlerin yoluna girmiş olur. 6- Dinimizin emirlerine uymuş olur.   Bir kimse Peygamber efendimize, “Kıyamet ne zaman kopacaktır?” diye sordu. Ona cevaben, “Kıyamet için ne hazırladın?” buyurdu. O kimse, “Fazla ibadetim yok. Fakat Allah ve Resulünü seviyorum” dedi. O kimseye: “Herkes sevdiği ile beraber olacaktır. Sen

Ben Rabbimle Beraberim O Bana Bir Çıkış Yolu Gösterir

Ben Rabbimle Beraberim O Bana Bir Çıkış Yolu Gösterir (İnne meıye Rabbi, seyehdîn!) Bu ayeti celileyi dağlara taşlara haykırmak, her gördüğüm yere yazmak istiyorum BÜYÜK HARFLERLE... “İNNE MEIYE RABBİ, SEYEHDİN!” Belki bir çoğumuz ilk defa işittik Rabbimizin bize böyle bir vahiy indirdiğini... Belki yüzlerce mukabeleye gittik, defalarca kendimizde okuduk ama birazdan ilk defa işiteceğiz... Kıymetli kardeşlerim; Bir kaç zamandır kimi görsem ruhsal sorunlar yaşıyor, sürekli depresif ve üzüntü içerisinde... Toplumumuzun neredeyse %90’ı depresyonda desem, abartmış sayılmam... Hep bir ağızdan “ölsem, kurtulsam” diyoruz ama, dertlerimizi Kuran’a arz ettiğimizde utanır mıyız acaba? Şuara Suresine derdimizi anlatalım mesela... Haydi, şuan yüreğimizin baş köşesine oturtup, uykularımızı kaçıran sıkıntıyı fısıldayalım... Sonra dönüp ayeti celileyi okuyalım... Şuara suresi bizlere Musa Aleyhisselam’dan bahsediyor. Düşünün ki, bir gruba

O, Sizinle Beraberdir

O, Sizinle Beraberdir Cenâb-ı Hak buyuruyor: “…Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür.” (Hadid, 4) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Kişinin en üstün îmânı, nerede bulunursa bulunsun Allah’ın onunla beraber olduğunu bilmesidir.” (Kenzü’l Ummal, 1339) Hz. Musâ Aleyhisselâm Ey Rabbim! Seni nerede bulabilirim? diye niyaz etti. Allah Teâlâ buyurdu ki: Ey Musâ bana ulaşmaya niyet ettiğinde bana ulaşmış olursun. Bazı büyükler şöyle demişlerdir: Bu beraberlik, akılla düşünülebilen his, zihin, hayal ya da vehim türünden bir maiyet değildir. Allah Teâlâ bütün bunlardan tamamiyle münezzehtir. Bu beraberlik, aynı, tahakkuku ve ilmi bakımından sadece münezzeh olan Allah’a mahsûs olan, sırrını Cenâb-ı Hak’tan ve kendilerine bildirdiği kâmil kişilerden başka hiç kimsenin bilmediği bir beraberliktir. Allah, merhametinden dolayı gizli sırları idrak etme husûsunda yetersiz olan akılları onu görmekten mahrum bırakır. (Rûhu’l-Beyan, 20.

Beraberce Cennete Girin

Beraberce Cennete Girin   Hz. Enes Radiyallahü Anh anlatıyor: “Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem ile beraber bulunuyorduk. Bir ara azı dişleri görülecek şekilde gülümsedi. Sebebini sorduğumuzda şöyle buyurdular: “Ümmetimden iki kişi Allâh’ın huzuruna gelirler. Birisi, - Yâ Rab, benim bunda hakkım var; hakkımı bundan al, bana ver, der. Allah Teâlâ da ötekine, - Hakkını ver, buyurur. Adam, - Yâ Rab, bende sevap nâmına bir şey kalmadı, der. Cenâb- ı Hakk, - Baksana, bu adamın sevabı kalmadı, ne dersin? Buyurur. Adamcağız, -   O halde benim günahlarımdan alsın, der. Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz bunu anlatırken gözleri yaşardı ve: “O gün büyük bir gündür. İnsan; günahının alınmasını ister” dedi. Bunun üzerine Allah Teâlâ hak sahibine, - Başını kaldır ve cennete bak, buyurur. Adamcağız, -   Yâ Rab, inci ile işlenmiş, gümüşten apartmanlar ve altından köşkler görüyorum. Bunlar hangi peygamber, hangi sıddîk veya hangi şehitler içindir?

Dünyayı da İhmal Etmeden Hak ile Beraber Olmak

Dünyayı da İhmal Etmeden Hak ile Beraber Olmak Şah-ı Bahaddin Nakşibend Hazretlerinin yetiştirdiği iki halifesinden talebesi Muhammed Parsa Hazretleri, hac niyeti ile memleketinden yola çıkmış, bir şehirde sarraf dükkânına rastlamış. Sarraf gencin, müşterisi çok, alış-verişi bol imiş. Üç cihetten dünyevî durumu gören Muhammed Parsa Hazretleri dükkân sahibinin kalbine teveccüh etmiş. Keşfen o sarraf gencin kalbinin Hakk ile meşgul olduğunu görmüş. Tahsin edip buyurmuş: -El kârda, gönül yârda, demiş. Sonra Mekke’ye vardığında Beytullah’ı tavaf esnasında aksakallı bir ihtiyarın Kâbe’nin örtüsüne sarılarak ağladığını görmüş. Gıbta ederek; “Keşke bu mübarek makamda ben de böyle iltica etsem, ağlasam.” demiş. İhtiyarın kalbine teveccüh etmiş; keşfen onun dünyalık istemeye geldiğini müşahede ederek müteessir olmuştur. İşte ne gençlik, ne müşteri ne de zenginlik insanları Allah’ı zikirden menedemez. Burada en mühim husus dünya alâkasıdır. Onu kalpten atmak kolaylıkla mümkün

Allah Celle Celâlüh Benimle Beraberdir

Allah Celle Celâlüh Benimle Beraberdir ‘İmanın en üstünü, nerede olursan ol, Allah’ın seninle olduğunu bilmendir. “(1)  "İnsan, her an ve her zaman, nerede olursa olsun Allah'ın kendisinin yanında olduğunu bilmeli ve buna göre hareket etmelidir.  Öğretmen Ali Bey, derste bunu söyleyince: Zeki bir öğrenci olan Emine: "Öğretmenim Allah Celle Celâlüh bize çok mu yakın? Yakınsa biz O'nu niçin göremiyoruz?” diye sordu. Ali Bey: "Evet, yavrum, bizimle beraber ve bize çok yakın olduğunu bizzat Rabbimiz bildiriyor:  "Siz nerede olursanız olun, O (Allah Celle Celâlüh) sizinle beraberdir." (57 Hadid, 4)  "Biz insana şah damarından daha yakınız." (50 Kaf, 16) Ancak biz Allah'ı dünyada değil, cennette göreceğiz. Çünkü bizim gözlerimiz güneş ışınlarından, güçlü ışıklardan bile etkileniyor. Ama cennette gözlerimiz Allah'ı görebilecek şekilde yaratılacaktır. Sevgili Peygamberimiz: "İhsan; Allah'ı görüyormuş

Gölgesi ağaca dedi ki

Gölgesi Ağaca Dedi ki: “- Biz ikimiz arkadaşız. Beraber dünyâya geldik. Beraber büyüdük. Dâima güneşle aramızda perde olup, onun yüzünü görmeme mâni olmak sana yakışır mı? Ne zaman ki güneş benim tarafıma meyletse, sen aramıza giriyorsun. Niçin böyle yapıyorsun?” Bunun üzerine ağaç şöyle dedi: “- Hayır, hayır! Ben sana mâni değilim. Benim güneşi görmem, gece-gündüz kıyamda olup Allahü Teâlâ’yı zikretmem sebebiyledir. Sen ise, dâima yan gelip yatarsın. Bu hâlinle güneşi nasıl görürsün?”