Kayıtlar

Kelime etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

“Kün Fe Yekün” Kelimesinin Anlamı Nedir?

“Kün Fe Yekün” Kelimesinin Anlamı Nedir? Kün, “Ol” demektir. “Emr-i kün feyekün”, “Allah’ın yaratmayı dilediği şeye, “ol” diye emretmesi ve böylece onun varlık sahasına çıkması” demektir. Tefsir-i Kebir sahibi Fahreddin Râzi, “ol” emri hakkındaki değişik te’villeri sıralar ve en kuvvetli te’vil olarak şunu kaydeder: “Cenâb-ı Hakk’ın “ol” demesinden maksat, eşyanın yaratılmasında İlâhî kudretin sür’atle nüfuz ettiğini göstermektir. Bir de bu, Hak Teâlâ'nın eşyayı deneme yanılma olmaksızın yarattığını gösterir “Kün” emriyle ilgili âyet-i kerimelerden iki misal:   “Göklerin ve yerin mübdii’ dir(onları önceden hiçbir örneği bulunmaksızın yaratandır) Bir şeyin olmasını isteyince ona sadece ol der, o da oluverir.”(Bakara, 2/117)   Burada “ol” emri, kudretin hemen faaliyete geçmesi mânâsına geliyor. Bu emrin tevilini İslâm âlimlerimiz aynen böyle yapmışlar. Tıpkı, “her şeyin melekûtu O’nun elindedir” âyetindeki “el” tabirini, kudret olarak tefsir ettikleri gibi, bu “ol” emrini de

Birinci Tavsiye: Kelime-i Tevhid'in Fazileti

          Birinci Tavsiye: Kelime-i Tevhid'in Fazileti Ebu Hureyre Radiyallahü Anh tarafından şöyle rivayet edilmiştir. Dedim ki: “- Ya Rasulallah, kıyamet günü şefaatinle insanların en mutlusu olan kimdir?” Rasulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “- Ey Ebu Hureyre, senin hadise olan düşkünlüğünden dolayı senden önce hiçbir kimsenin bu hadisten sormayacağını tahmin etmiştim. Kıyamet günü şefaatimle insanların en mutlusu olan; ihlâsla, kalbi veya gönlü ile “Lâ İlâhe İllallah”, diyen kimsedir. (Buhari) Ubade Bin Samit Radiyallahü Anh'dan, Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “- Kim tek olan Allah’ü Teâlâ’dan başka ilâh olmadığına, O'nun ortağının bulunmadığına, Muhammed'in kulu ve elçisi olduğuna, İsa'nın Allah’ü Teâlâ’nın kulu ve eliçisi olup Meryem'e kendisinden gönderdiği ruhu olan kelimesi olduğuna, Cennet ve Cehennem’in hak olduğuna şahadet ederse Allah’ü Teâlâ onun üzerinde bulunduğu amele gö

Kelime-i Tevhid Nedir? Hadis-i Şerifler

Kelime-i Tevhid Nedir? Hadis-i Şerifler “Kelime-i Tevhid” i Müslüman olan herkesin bilmesi ve inanması gerekir. لَا إِلَهَ إِلاَّ اللهْ مُحَمَّدُ الرَّسُولُ اللهْ Okunuşu: "Lâ İlâhe İllallah, Muhammedün Rasulullah" Anlamı: Allah'tan başka İlah yoktur. Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vessellem Allah’ü Teâlâ’nın Peygamberidir. "La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah" bir zikirdir,  Allah’ü Teâlâ’nın  birliğini kabul etmektir. Kelime-i Tevhid'in Açıklamalı Meali 1. Lâ: Yoktur. 2. İlâhe: Hiç Bir İlâh. 3. İllallâh: Ancak Allah'ü Teâlâ’dan başka. 4. Muhammedün: Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Vessellem. 5. Resûlüllah: Yüce Allah'ü Teâlâ’nın göndermiş olduğu Resulüdür. Kelime-i Tevhid Hakkında Hadis-i Şerifler ·      Ebu Hureyre Radiyallahü Anh; Resulullah Sallallahu Aleyhi Vessellem; "İmanınızı tazeleyiniz." buyurdu. “Ya Resulallah! İmanımızı nasıl tazeleyeceğiz?” "Lâ ilâhe illallah'ı çok söyl

Kur’an-ı Kerim’de Kelime Diziliş Mucizeleri

Kur’an-ı Kerim’de Kelime Diziliş Mucizeleri Kur’an-ı Kerim’de Mucizeliğinin İstatistiksel Delillerinden Bir Kısmı: Kur’ân’da, “ay” manasındaki “eş-Şehr” kelimesi 12 defa geçer. 1 yıl, 12 aydır. “Gün” manasındaki “yevm” kelimesi 365 defa geçer. 1 sene 365 gündür. “Melek (Melâike)” 88 defa, “şeytan (şeyâtin)” 88 defa geçer. “Dünya” 115 defa, “ahiret” 115 defa geçer. Erkek kişi anlamına gelen “racül” kelimesi 24 defa, kadın anlamına gelen “mer’e” kelimesi 24 defa geçer. “İblis” 11 defa, “ istiâze” (Allah’a sığınmak) 11 defa geçer. “Harp” 6 defa, “esir” 6 defa geçer. “Mağfiret” (affetmek) 234 defa, “ceza” ise “117” defa geçer. 117, 234’ün yarısıdır. “Allah’ın affı, Allah’ın gazabını” geçer. “Sabır” 12 defa, “sıkıntı” 12 defa geçer. İyiler anlamındaki “ebrar” kelimesi 6 defa, kötüler anlamındaki “eşrar” kelimesi 3 defa geçer. Güneş anlamındaki “şems” kelimesi 33 defa, “nur” kelimesi 33 defa geçer. “27 peygamberin

Hakaretlere Tek Kelime Dahi Cevap Vermedi

Hakaretlere Tek Kelime Dahi Cevap Vermedi Muhammed Hâşim-i Kişmî şöyle anlatmıştır: "Bir gün camilerden birinin yanında talebelere ayrılmış bir odada oturuyordum. Bir talebe diğer bir talebe ile evliyanın halleri üzerine konuşuyordu. Bir ara bu talebelerden biri, Muhammed Bâkibillâh Kuddise Sirruh hazretlerinden bahsedip, "Bugüne kadar çok yerler gezdim. Bu zamanda onun gibi nefsini terketmiş, cefalar çekmiş kimse yoktur" diyerek şöyle anlattı: "Hâce Kutbüddin hazretlerinin mübarek mezarlarının basındaydım. Aniden, 'Muhammed Bâkibillâh hazretleri geliyor' dediler. Mezara hizmet eden hizmetçi, mezara yakın bir yere, onlar için bir sandalye ve üzerine minder, örtü koydu. Orayı Muhammed Bâkibillâh Kuddise Sirruh hazretleri için hazırladı. Muhammed Bâkibillâh hazretleri daha teşrif etmeden önce, kendinden habersiz biri içeriye girdi. Gözü sandalyeyi ve üzerindeki örtüyü görünce, "Bu nedir ve kimin içindir?" dedi. Hizmetçi, Muhammed Bâkibillâh

Eskiden Öyleydi, Şimdi Böyle…

Eskiden Öyleydi, Şimdi Böyle… ESKİDEN; Çocuk doğunca:  Bir aile veya din büyüğü tarafından sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunur; dinimize, milli örfümüze aile büyüklerimizin ismine uygun isim konur, dua edilir; tatlılar yenirdi. ŞİMDİ; Çocuk doğunca:  TV dizilerinden seçilen veya çevreden kulağımıza değişik gelen, asortik isimler daha çok anne-baba veya komşular tarafından konuyor. ESKİDEN; Çocuğun Eğitime Başlaması:  Çocuk 4 yıl‚ 4ay‚ 4 gün yaşına basınca;  “Bed-i Besmele Cemiyeti”  düzenlenir; hoca çocuğa adını sorar; sonra  “Euzü besmele”  çektirir,  “Kelime-i Şehadet”  söyletir, diğer arkadaşları da yüksek sesle  “Âmin!”  dermiş. Daha sonra güzel elbiselerle‚ hediyelerle çocuğun gönlü hoş edilir ve  “Evlâdım ben söyleyeceğim, sen tekrar et!”  denerek “Errahman”  dedirtilir,  “Errahim”  dedirtilip  “Rabbiyesir Duası”  kelime kelime   tekrar ettirilip  “elif, be, te, se…  Şeklinde Arap harflerini tekrar ettirerek, dualar edilerek, tekbirler getirilirmiş. Gelenlere d