Kayıtlar

terbiye etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnsan, İlâhî Ölçülerle Terbiye Edilmediği Takdirde…

İnsan, İlâhî Ölçülerle Terbiye Edilmediği Takdirde… Mîrâc esnâsında Cebrâîl Aleyhisselâm ile Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem azap içinde bir grup insan görmüşlerdi. Önlerinde, güzelce pişmiş leziz et yemekleri ile çiğ ve kokuşmuş leşler vardı. Fakat onlar, o güzelim yemekleri bırakıp pis ve kokuşmuş leşleri yiyorlardı. Allah Rasûlü, bunların kim olduğunu sorduğunda Cebrâîl Aleyhisselâm şu cevabı verdi:   “– Onlar ümmetinden helâl hanımını bırakıp da harâm olan kadına giden erkeklerle, kocasını bırakıp haram olan erkeklere giden kadınlardır.” (Heysemî, I, 67, 68) İşte insan, ilâhî ölçülerle terbiye edilmediği takdirde, nefs kedisi, rastladığı bir fareye gönlünü kaptırıverir ve onun peşinde helâk olup gider. Firavun ve Nemrud’un hayatlarına bakıldığında hep küçücük bir fare hükmündeki hevesler uğruna nice zulüm ve katliamlar yaptıkları görülecektir.

Gönül Dergâhından Hikmetler: Terbiye

Gönül Dergâhından Hikmetler: Terbiye   Terbiye, insana fıtratında olmayan bir şeyi kazandıramaz. Takvâ ve fücur, yani iyilik ve kötülük temâyülleri insanda fıtrî olarak mevcuttur. Asıl mârifet, fıtrattaki menfî temâyülleri körelterek müsbet meziyetleri inkişâf ettirebilmektir. Şeyh Sâdî şöyle der: “– Âmâ olan bir kimsenin gözü, sürme ile açılamaz. Bütün doktorlar bir araya gelse, zakkumdan bal yapamazlar. Aynadan pas çıkarılabilir ama taştan ayna yapılamaz. Yine, çalışmakla söğüt ağacının dalında gül bitmez.” İnsanlık tarihi göstermektedir ki; kavimler ve milletler, peygamberlerinin dâvetine icâbet ederek, istikâmetlerini Hakk’ın rızâsına çevirdiklerinde, dünyada da âhirette de Cennet huzuruna nâil oldular. Peygamberlere kulak ve gönül vermeyenler ise her iki cihanda da bedbaht oldular. Karanlık, çirkin ve elem verici bir âkıbete dûçâr oldular. Osmanlı medeniyetinin âbide şahsiyetler yetiştirmesi aslâ tesâdüf değildir. Zira ecdâdımızda mâneviyat ve rûhâniyetle dolu bir terb

Nefsi Terbiye ve Âlimlerin Önemi

Nefsi Terbiye ve Âlimlerin Önemi   Biliyorsunuz, bu dünyaya imtihan için geldik. Bu dünyadaki her hareketimiz, sözümüz, niyetimiz tespit ediliyor, deftere yazılıyor. Yaptığımız iyi şeyler, sevap kazanmamıza sebep olacak şeyler hesaplanacak; kötülükler, günahlar hesaplanacak. Bunlar âhirette mizanda, terazide tartılacak. Zerre kadar hayır işleyenin hayrı geride, boşta kalmayacak, zâyi olmayacak; zerre kadar şer işleyenin şerri karşılıksız kalmayacak. Allah’u Teâlâ hazretleri Mâliki yevmid-dîn’dir. Yani kullara yaptıkları ibadetlerin, kullukların, iyiliklerin, kötülüklerin karşılığının verildiği günün sahibidir. Allah’u Teâlâ hazretleri herkesi hesaba çekip mükâfatlandıracak veya cezalandıracak. Âhirete imanımız, imanın en önemli, en sağlam, en mühim konularından birisi... Çünkü âhiret imanına sahip olan müslüman bu imanı sayesinde her şeyini hesaplı yapıyor, ayağını denk alıyor. Allah’tan korkarak, hesaptan korkarak, cenneti arzulayarak, Allah’ın rızasını kazanmayı dileyerek çal

Nefsi Öldurmek mi? Nefsi Terbiye Etmek mi?

Nefsi Öldurmek mi? Nefsi Terbiye Etmek mi? Nefis bir tanedir! Nefsi öldürünce sende ölmüş olursun. Onun için nefsi öldürmek değil terbiye etmek, aşırılıklarını en aza indirebilmek önemlidir. Nefsi yenmek, terbiye etmek için şunları yapınız: ·      İbadet edin ·      Tefekkür ·      Salihlerle birlikte olun ·      Alimlerin kitaplarını okuyun ·      Sohbet dinleyin ·      Zikirle meşgul olun ·      Boş işlerle uğraşmayın ·      Nefsin hoşuna gidecek şeylerden kaçının ·      Öfkelenmekten sakının, sakinlik şart. Bir anda alışkanlık haline gelmiş bütün günahları terketmek çok zor. Önce bir kaç günahı terk etmekle başlamalıyız ve onları terk etmek konusunda nefsimize galip gelip, onların kökünü tamamen kurutuncaya kadar bu işe devam etmeliyiz.   Daha sonra aynı ameli diğer günah işlerimiz üzerinde de uygulamalı ve kurtulana kadar bunu devam ettirmeliyiz ve bir taraftan da terk ettiğimiz günahları tekrarlamamaya dikkat etmeliyiz. İnsanoğlu için en büyük tehlike k

Nefsi Terbiye Etmek İçin 8 Tavsiye

  Nefsi Terbiye Etmek İçin 8 Tavsiye   1- Âlimlerin kitaplarını okumak, 2- Boş işlerden uzak durmak, 3- Nefsin hoşuna giden şeylerden uzak kalmak, 4- Salihlerle beraber olmak, 5- Tefekkür, 6- Zikir ile meşgul olmak, 7- Öfkelenmemek, 8- İbadet etmek…   1- Âlimlerin Kitaplarını Okumak   Ehl-i Sünnet Alimlerin ve Evliyaların Allah hepsinden razı olsun kitaplarını okumak ve faydalı ilimler öğrenmek nefsin aklı yanıltmasına karşı önlem olur. Evliyaların hayatlarıın okumakta bir çok konuda ders çıkarmamızı sağlar inşaallah. Çünkü bu büyük insanlar nefislerini öldürmüşlerdir. Ayrıca bu zatların nasihatleri bize ölümü hatırlatır, dünyanın değersizliğini bildirir. Bazı tavsiyeler: Ömer Nasuhi Bilmen “Büyük İslam İlmihali”, İmam Gazali Hazretleri kuddise sirruh “Kalplerin Keşfi”, Fahreddin Razi Hazretleri kuddise sirruh “Allah’ın Aşkınlığı”. Allah hepsinden Razı olsun.   2- Boş İşlerden Uzak Durmak Kısıtlı zamanımızı iyi değerlendirmeliyiz. Ömrümüzü boşa harcamak

Nefsimizi Terbiye Etmenin 7 Yolu

Nefsimizi Terbiye Etmenin 7 Yolu   ·         “Nefis her dâim kötülüğü emreder.” (Yusuf Suresi 53. Ayet) ·         Nefislerinizi ıslah ederek öldürün! (Beydâvî)   1- Haramlardan uzak, farzlarla iç içe yaşamalı ibaretlerimizi aksatmamalıyız Her yapılan ibadet irademizi güçlendirirken nefsimizi zayıflatır. Özellikle irademizi güçlendirmek içinde haramdan uzak harama giden yolları terk etmemiz gerekiyor Peygamber efendimiz “Her kim bir haramı terk ederse Allah ona terk ettiği şeyi helal olarak nasip eder”. Buyurmuşlardır. Unutulmamalıdır ki! Haramda huzur arayana; huzur haram olur.   2- Tefekkür Her an ölümü tefekkür etmek insanları günahlardan vazgeçirir. “Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü bolca zikredin ölümden sonrasını düşünmeli ve kendimizi ölmeden önce hesaba çekmeliyiz.   3- Allah'ın, Peygamberinin ve Ashabı Kiramın konuşulduğu yerlerde bulunmak ve Salihlerle beraber olmak   Eğer ilim sahibi isen, ilmin onlara faydalı olur. İlim sahibi de

Nefsi Terbiye Etmek İçin

  Nefsi Terbiye Etmek İçin   İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: Allah’ü Teâlâ’, (Şehvetlerinizi, [yani nefsin arzularını] haramlardan almamaya uğraşın ve bu cihadda sebat edin, dayanın) buyuruyor. Bunun içindir ki, aklı olanlar, din büyükleri, bu dünyanın bir pazar yeri gibi olduğunu ve burada, nefs ile alışverişte olduklarını anlamışlardır. Bu ticarette kâr Cennet, zarar da Cehennemdir. Yani kârı, ebedi saadet, ziyanı da, sonsuz felakettir.   Akıllı kimse nefsini, ticaretteki ortak yerine koyup, gerekli nasihati yapar. Bunlardan altısı şöyle:   1- Ticaret ortağı, insanın para kazanmakta ortağı olduğu gibi, bazen de, hıyanet yapınca, düşmanı olur. Hâlbuki dünyada kazanılan şeyler geçicidir. Aklı olan, buna kıymet vermez. Her nefes, kıymetli bir cevher gibidir ki, bunlardan bir hazine yapılabilir.   Akıllı kişi, her gün, nefsine demeli ki: (Benim sermayem, yalnız ömrümdür. Bu sermaye, o kadar kıymetlidir ki, her çıkan nefes, hiçbir şeyle tekrar ele geçemez ve