Kayıtlar

Temmuz 22, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İlim Öğrenmek Ve Öğretmek

İlim Öğrenmek Ve Öğretmek 95. Sayı İrfan Zakir ÇETİN İlim, insanın dinine ve dünyasına yarayan ve sistematik hale getirilmiş veya getirilebilecek olan her türlü bilgi demektir. İnsanın ulaşabildiği bütün mükemmelliklerin ve başarıların esasıdır. İlim, iman ve İslamiyet’in temeli, dünya ve ahiret saadetinin vesilesidir. Zira bir insan ancak iman ve İslamiyet’in şartlarını bilirse onlara inanır. İnsan, ibadetin gerekliliğini ve nasıl yapıldığını bilmeden o ibadeti yapamaz. Dünya işlerini başarmak da ilim ve bilgi ile mümkündür. Ticareti bilmeyen birisi, o işi başaramaz. Dünyada bizim için faydalı olan bütün işlerdeki başarı, o işleri bilmemiz nispetindedir. Ömer ibni Abdülaziz de “Cahil adamın yaptığından daha çok bozduğu olur” demiştir. Bütün ilimlerin ve bilgilerin başında ‘marifetullah’ denilen Allah’ı tanımak gelir. Zira İmamı Rabbani’nin de söylediği gibi, her şey Allah’ın güzel isimlerinin tecellisinden oluşmuştur. Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki, insanlık için bütün m

Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’i Sevmenin Alâmetleri

Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’i Sevmenin Alâmetleri ·      Bir kimse, şayet birini, hakikaten, seviyorsa; kayıtsız şartsız ona uyar ve ona, aslâ muhâlefet etmez ve onun emirlerini hoş görür ve onun tekliflerine de razı olur. Ona uymak, Allâh’ü Teâlâ’nın açık emridir. Bu açık emirlerin sayısı Kur’ân-ı Kerîm’de pek çoktur. Bu emirlerden birisi, Âl-i İmrân: 31’de: “Habîbim de ki: Eğer siz Allah’ı seviyorsanız, hemen bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Zira Allah, çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.” diye beyan olunmuştur. ·      Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’in emri ve tavsiyelerini, kendi arzularına tercîh etmektir; ya’ni, kendi arzularını O’nun emir ve tavsiyelerine göre ayarlamaktır. ·      Allâh’ın rızâsını kazanmanın da ancak, her husûsta Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem’e ittiba’ etmek olduğunu bilerek, Allâh’ın rızâsını kulların rızâsına tercîh etmek, ya’ni rızâ-yı İlâhî uğruna, kulların rızâsını ipt

Namaz Ve Önemi

Namaz Ve Önemi اُتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَأَقِمِ الصَّلَاةَ إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ وَلَذِكْرُ اللَّهِ أَكْبَرُ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ Sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir. (Ankebut, 29/45) Namazın kelime anlamı: ‘’Dua, hayırla dua’’ olup, müslümanların yaptıkları, bazı hareketleri de kapsayan bir ibadet türü. Arapçası "salât" olup, çoğulu "salavât"tır. Namaz, tekbir ile başlayıp selâm ile son bulan, belli fiil ve sözleri içine alan bir ibadettir. Allah'a karşı tesbîh, ta'zîm ve şükrün ifadesidir. Namaz, Kur'an'da doksandan fazla ayette zikredilir. Namaz, hicretten bir buçuk yıl kadar önce Mi'rac (İsrâ) gecesinde farz kılınmıştır. Enes b. Mâlik'ten rivâyete göre özet olarak şöyle demiştir: وعن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال

Resûlullah’ın Sallallahü Aleyhi Vesellem Dilinden Tebliğ

Resûlullah’ın Sallallahü Aleyhi Vesellem Dilinden Tebliğ Ebu Saîdu’l-Hudrî Radiyallahü Anh: Ben Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’ın şöyle söylediğini işittim: “Sizden kim (dînimize uymayan) bir münker görürse (seyirci kalmayıp) onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmezse lisanıyla düzeltsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin. Bu kadarı îmanın en zayıf mertebesidir.” (Müslim, Tirmizî, Nesâî, İbnu Mâce) İbn Abbas Radiyallahü Anh Peygamberimiz’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Küçüğümüze şefkat etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen, iyiliği emredip, kötülükten de nehyetmeyen bizden değildir.” (Ahmed, Tirmizi, İbn Hibban) Zerre bt. Ebu Leheb Radiyallahü Anh’den şöyle rivayet edilmiştir: (Bir gün) “Ya Resûlallah! İnsanların en hayırlısı kimdir?” diye sordum. O da “Rab azze ve celleden en çok korkanı, en çok sıla-i rahim yapanı, iyiliği emredip, kötülükten de nehyedenidir.” buyurdu. (Ebuş-Şeyh, Beyhaki) Numan b. Beşir Radiyallahü Anhden Peygamber

İslam Büyüklerinin Namazları

İslam Büyüklerinin Namazları Osman Ersan - Meşhur İslam büyüklerinden Üveys el-Karani bazen rükû sırasında bütün gece öyle kalırdı. Bazen de secdede kalır bütün geceyi öylece geçirirdi. - Amir Bin Abdullah Radiyallahü Anh namaz kılarken ev halkının konuşması şöyle dursun davul sesi olsa haberi olmazdı. Kendisine; namazda neyin farkına varırsın diyen birine şöyle dedi: Evet benim bir gün Allah'ın huzuruna çıkacağımdan cennet ya da cehennem birine gideceğimden haberim olur. Ben bunu sormak istemedim. Bizim sözlerimizin hangisinden haberin olur demek istedim. Diyen o kişiye Namazda sizin söz ve hareketlerinizin farkına varmaktansa vücuduma ok saplanmasını tercih ederim. - Zeynel Abidin Radiyallahü Anh Hazretleri de Her gün yüzlerce rekât namaz kılarlardı. Teheccüd Namazını seferde olmadığı durumda asla bırakmazlardı. Abdest alırken yüzü sararır, namaz kılmak üzere ayağa kalkınca ayakları titrerdi. Sebebini sorana: Kimin huzuruna durduğumdan haberin yok mu? Diye cev