Kayıtlar

Aralık 13, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gel Ey Dâ’î, Hemen Başla Duâya

            Gel Ey Dâ’î, Hemen Başla Duâya   Gel ey Dâ’î, hemen başla duâya, Elin aç bârgâh-i kibriyâya.   Nice zemânların âh boşuna geçdi, Yapdıkların hep mâzîye karışdı.   Şimdiden sonra insâfa gel bârî, Tevbe et, yalvar da, afv ede bârî.   Kalbimden söyledim (estagfirullah), Rücû’ etdim dedim (tübtü ilallah).   Olup nâdim elim çekdim hevâdan, Pâk etdim kalbimi hubb-i sivâdan.   Hevây-i nefse ve şeytâna uydum, Hatâ etdim ilâhî, şimdi duydum.   İnâbet eyleyip geldim kapına, Yüzüm yere sürüp durdum bâbına.   Yüzüm kara, günahım çok, elim boş, Lâfa geldikde ammâ sözlerim hoş.   Beni gören sanır ki bir velîyim, Fekat bilmez ki, bir ahmak deliyim.   Eğer bende olaydı akl-i kâmil, Muhakkak olmaz idim böyle gâfil.   Temizler rahmetinin suyu ilâhî, Benim gibi nice rûy-ı siyâhı.   Ümmîdim kesmem hiç senden ilâhî, Ki sensin cümle mahlûkun penâhı.   Yüzüm karasına bakma ilâhî, Cehennem nârında yakma ilâhî.   Yüzüm

Ölüme Her An Hazırlıklı Olmak

                                                    Ölüme Her An Hazırlıklı Olmak   Vehb bin Münebbih Rahmetullahi Aleyh’in naklettiği şu hâdise, ölüme her an hazırlıklı olmanın lüzumunu ne güzel ifade etmektedir: Hükümdarın biri, bir yere gitmeye hazırlanırken üzerine giymek için sayısız elbiseler içinden en güzelini ve binmek için de birçok at içinden en rahvan ve gösterişli olanı seçmişti. Adamlarıyla birlikte muhteşem bir tavırla, böbürlenerek ve etrafına çalım satarak yola çıktı. Yolda, üstü-başı perişan biri, atının yularına yapıştı. Hükümdar: “– Sen de kimsin, benim karşımda kim oluyorsun, çekil önümden!” diye hışımla bağırdı. Adamcağız ise şakince: “– Sana söyleyeceklerim var! Senin için çok hayatî bir mesele…” dedi. Hükümdar merakla karışık bir hiddetle: “– Söyle bakalım!” deyince; Adam: “– Gizlidir, eğil de kulağına söyleyeyim!” dedi. Hükümdar eğilince, adam: “– Ben Azrâil’im, canını almaya geldim!” dedi. Hükümdar bir anda neye uğradığını şaşırdı,