Kayıtlar

Şubat 26, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Peygamberleri Teknoloji Lideri İlân Eden Kitap: Risale-i Nur

Peygamberleri Teknoloji Lideri İlân Eden Kitap: Risale-i Nur Hazret-İ Âdeme Aleyhisselâm İsimlerin Öğretilmesi    Yirminci Söz ve Yirmi Beşinci Söz Kur’ân-ı Kerim’ın bir değil, kırk vecihle mu’cize olduğunu ispat eder.  Yirminci Söz’de iki makam vardır: Birinci Makam’da Hazret-i Âdem’e Aleyhisselâm isimlerin öğretilmesi mu’cizesi ile Hazret-i Musa’ya Aleyhisselâm verilen birçok mu’cizenin işaret ettiği ilmî gerçeklere dikkat çekilir. Hazret-i Âdem’e Aleyhisselâm isimlerin öğretilmesi mu’cizesi Allah’ın insanlığın başlangıcında gerçekleştirdiği ilmî bir tasarrufudur. Bu mu’cizeyle Hazret-i Âdem’e ve Âdem Aleyhisselâm soyuna ilim ve irfan öğrenme, fen ve teknik elde etme, san’at yapma ve maarif alanında pek çok yüksek dereceler kazanma yolunun açıldığı ifade edilmiştir.   Hazret-i Musa’nın Aleyhisselâm mu’cizeleri ise adeta yerküreyi konuşturan özelliklere sahiptir. Denizin yarılmasından, asa ile vurulan taşlardan on iki gözlü su fışkırmasına… Katı taşların Allah’ın emri ka

Allah’ü Teâlâ’nın Dünyadaki Adaleti

Allah’ü Teâlâ’nın Dünyadaki Adaleti Musa Aleyhisselam bir gün Allah-u Teâlâ’ya münacatta bulunarak: - Ey yüce Allah’ım! Bu dünyada pek çok haksızlıklara şahit oluyoruz. Senden korkmayan zalimler, hiç kimseden biçare mazlumlara ağır eza ve cefada bulunuyorlar. Yarın ahirette ilahi adaletin tecelli edip bu dünyada zulüm yapanların orada ceza göreceklerine hiç şüphe yok. Bunun dünyada bir numunesini görmek istiyorum, diyerek yalvardı. Musa Aleyhisselam’ın bu duasını, Allah’ü Teâlâ kabul ederek ona şöyle buyurdu: - Ya Musa! Yarın öğle vakti falan yerdeki kuyunun başına git, orada ahirete kalmayıp daha bu dünyada iken gerçekleşen adaletimin bir numunesine şahit olacaksın. Musa Aleyhisselam ertesi gün emredilen kuyunun başına gitti. Kuyunun etrafındaki ağaçların arkasına gizlenerek ilahi adaletin tecellisini bekledi. Az sonra ufuktan dörtnala gelen bir atlı göründü. Halinden çok uzaktan geldiği anlaşılmaktaydı. Kuyunun başına gelince bir sıçrayışta atından inip, kuyudan kana