Kayıtlar

tercih etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Padişahlığı Bırakıp Derviş Oldu

Padişahlığı Bırakıp Derviş Oldu Evliyanın büyüklerinden İbrahim bin Edhem Kuddise Sirrûh Hazretleri anlatıyor: Babam Horasan Belh hükümdarlarındandı. Bir gün atına binip ava çıkmıştım. Önüme çıkan -tilki veya tavşan- bir hayvanı kovalıyordum. Arkadan bir ses duydum: - Ey İbrahim, sen bunun için yaratılmadın, bununla emir olunmadın! Sağa-sola bakındım, fakat kimseyi göremedim. Aynı sesi daha açıktan, sonra da pek yakından yine iki kere duydum. Bu sefer durdum ve dedim ki: Bu bana Allah'tan bir uyarıdır. Vallahi bugünden sonra Rabbime isyankârlık yapmam. Atımı sürüp babamın bir çobanına geldim. Onun çoban elbisesini aldım, kendi kıymetli elbiselerimi ona bıraktım. Dağları, ovaları aşarak yürüdüm; Irak ülkesine ulaştım. Oralarda günlerce işçi olarak çalıştım. Fakat helal kaygısından hiçbir şey bana huzur vermiyordu. Bazı olgun kişiler, safi helal kazanç için Şam ve Tarsus tarafına gitmemi tavsiye etmişlerdi. Oralara gittim. Tarsus'ta iken nice günler bost

Rumlar Latin Külahı Yerine Türk Sarığı Tercih Etmişlerdi

Resim
Rumlar Latin Külahı Yerine Türk Sarığı Tercih Etmişlerdi Bizans Türk tehlikesini uzaklaştırmak için Batı'dan yardım istemiş ancak papalık kiliselerin birleşmesini şart koşmuştu. Kiliselerin birleşme teşebbüsünü ise Rumlar şehirde Latin külahı görmektense Türk sarığını yeğleriz diye karşılamışlardı. Bizans,  Yıldırım Bayezid  döneminden itibaren ağır bir baskı altına alınmıştı. Bizanslı devlet adamları, Osmanlı baskısından kurtulmak için Avrupa'daki Hristiyanlar'dan gelecek yardımdan başka çareleri olmadığını düşündüler. Fakat bu yardım karşılıksız olmuyordu. Papa, Bizans'a kiliselerin birleşmesi şartını ileri sürdü. Başka çıkar yol bulamayan Bizanslılar, 1439'da Floransa Konsili'nde Papa'nın isteklerini kabul ettiler. Dini törensiz gömülen imparator Sekizinci Ioannes  bu antlaşmayı imzalamıştı ama Bizans halkı ve din adamları kiliselerini kaybetmek istemiyordu. Papa'nın desteği ile oluşturulan Haçlı ordusu 10 Kasım 1444'te Varna Meyd

Her Tercih Bir Vazgeçiştir

Her Tercih Bir Vazgeçiştir Bir arkadaşımı hacca uğurlamaya gitmiştim. Çok heyecanlıydı, daha gitmeden çok farklı bir atmosfere girmiş gibiydi. Sevgili peygamberimize ve kutsal topraklara Rabbimin evine bizden de selam götürmesini rica ettim. Oralarda bizler içinde dua etmesini Rabbimizin bizlere de haccı nasip etmesini diledim. Ne kadar kalacağını sorduğumda, arkadaşım elli gün civarında Allah nasip derse deyince çok şaşırmıştım. . Ben nedense kısa dönem yaparlar diye tahmin ediyordum. Çünkü arkadaşımın iki mağazası vardı mağazalarla bu uzun zamanda kim ilgilenecek dedim? Arkadaşım; şaşkın şaşkın yüzüme bakarak; …Sana senin hep söylediğin bir cümleyle cevap vereyim dedi, “Her tercih bir vazgeçiştir!” eğer değer verdiklerimizden Allah için vazgeçemiyorsak imanımızdan şüphe etmeliyiz. Elindeki bardağa süt doldurmak istiyorsan, önce bardaktaki suyu boşaltmayı göze almalısın. Zira dolu yüreğe başka bir sevgi sığdıramazsın, sığdırmaya uğraşsan da çok eğreti olur, mağazaları Mülkün

Fânîyi Bâkiye Tercih Etme!

Fânîyi Bâkiye Tercih Etme! Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Ve şöyle de: Hamd Allah’a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek, siz de onları görüp tanıyacaksınız (ama artık faydası olmayacaktır). Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.” (Neml, 93) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Kul bir hata işlediği zaman, kalbine siyah bir nokta vurulur. Şâyet günahtan vazgeçer, istiğfâr ve tevbe ederse kalbi cilâlanır. Böyle yapmaz da tekrar hatalara yönelirse siyah nokta artırılır ve netîcede bütün kalbini kaplar.” (Tirmizî, Tefsîr, 83; İbn-i Mâce, Zühd, 29) Hikâye edilir ki İbrâhim b. Edhem bir gün saltanatından ve erdiği nimetlerden dolayı sevindi. Sonra uyuyup rüyasında bir kimsenin kendisine bir kitap verdiğini gördü. Bir de ne görsün kitapta şöyle yazılıydı: “Fânîyi bâkiye tercih etme. Saltanatına da aldanma. İçinde bulunduğun yok olucu olmasa, pek büyük bir şeydir. O halde Allah’ın emrine koş. Çünkü O: “Rabbinizden bir mağfirete ve cennete koşun…” (Âl-i İmran, 133) buyuruyor.”

Allah’ım, Annem ve namazım: Hangisini tercih edeyim?

Allah’ım, Annem ve namazım: Hangisini tercih edeyim? Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Üç kişi dışında hiç kimse beşikte iken konuşmamıştır. Bunlar: Hz. İsa İbnu Meryem aleyhima's-selam, Cüreyc'in arkadaşı. Cüreyc, kendini ibâdete vermiş âbid bir kuldu. Bir manastıra çekilmiş orada ibadetle meşguldü. Derken bir gün annesi yanına geldi, o namaz kılıyordu. "Ey Cüreyc! Yanıma gel, seninle konuşacağım! Ben annenim" diye seslendi. Cüreyc: "Allah’ım, Annem ve namazım: Hangisini tercih edeyim?" diye düşündü. Namazına devama karar verdi. Annesi çağırmasını her defasında üç kere olmak üzere üç gün tekrarladı. Cevap alamayınca üçüncü çağırmanın sonunda: "Allah’ım, kötü kadınların yüzünü göstermedikçe canını alma!" diye bedduada bulundu. Beni İsrail, aralarında Cüreyc ve onun ibadetini konuşuyorlardı. O diyarda güzelliğiyle herkesin dilinde olan zinacı bir kadın va