İhtiyar Oduncu
İhtiyar Oduncu Bir miktar odunu, vurup sırtına, İhtiyar bir adam, çıkar yoluna. Hava gâyet sıcak, yol ise uzun, Adamda başlamış, büyük bir hüzün. Alnından akıyor, şıpır şıpır ter, Dizinde mecâl yok, gözlerinde fer. Düşe kalka biraz daha yol alır, Velâkin çok geçmez, tıkanır kalır. Şöyle der: “Çekilmiyor artık bu hayat, Görmedim ömrümde hiçbir gün rahat. Şöyle yatsaydım ocak başında, Odun taşımak zor, yetmiş yaşında.” Sonunda odunu yerlere atıp, Haykırır yürekten, etrafa bakıp: “Nerdesin Azrâil, gelsene artık! Çekilmez oldu bu ihtiyarlık!” Etrafa yayılan sesi işitip, Gelir hemen biri, oldukça muzip. “Beni çağırdın der, bir derdin mi var? Dileğin nedir ki, söyle ihtiyar!” İhtiyar bakar iş tehlikelidir, Beti benzi solar, lâfı çevirir: “Dileğim, yükümü kaldır sırtıma! Yavaşça gideyim, eski yoluma!” (Türkiye Gazetesi Tak...