Kayıtlar

İnciler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İslâm Büyüklerinden İnciler 2

İslâm Büyüklerinden İnciler 2 Büyükleri sevmek, saâdetin sermâyesidir. Muhabbete müdâhane, gevşeklik sığmaz. İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi teâlâ aleyh) Nefs bir kötülük deposudur. Kendini iyi sanarak Cehl-i mürekkeb olmuştur. Nefse, günahlardan kaçmak, ibâdet yapmaktan daha güç gelir. Onun için günahtan kaçmak daha sevaptır. Küfür, nefs-i emmârenin isteklerinden hâsıl olur. Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi saâdet zan etmemeli, nefse güç ve acı gelenleri de şekâvet ve felâket sanmamalıdır. İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi teâlâ aleyh) “İnsanların en cahili, ahiretini başkasının dünyası için satandır.” Hz. Ömer Radiyallahü Anh Eskiden teknoloji yoktu, Çay vardı... Muhabbet vardı... Samimi ellerle yapılan dua’lar vardı... Ve kocaman bir HUZUR vardı... “Az olun, fakat hakiki olun. Bir gün kendi kapınızı çalacak yüzünüz olsun….” Erenler buna kalmadı, vardı yoluna durmadı! Hakk’ı gerçek sevenlere, cümle alem kardaş gelir! Miskin Yunus bil özünü, dosta açı

İslâm Büyüklerinden İnciler 1

İslâm Büyüklerinden İnciler 1 Sofi kalbini kıranlara, seni çok incitenlere dua etmezsen marifet kapısı sana açılmaz. Gavsi Sani Hazretleri Abdullah bin Ömer Radiyallahü anh sadaka olarak şeker verir ve şöyle derdi. Sevdiğiniz şeylerden sadaka vermedikçe sadaka vermezseniz ciz Cennete giremezsiniz. Ali İmran 92 S. İhsan elHüseyni Adam Vardır : “Allah!” der. Tayy-i mekân eder. Bir anda arşa yükselir! Adam Vardır : “Allah!” der Hemen canını verir! Adam Vardır : “Allah!” der. Bayılır, yıkılır! Adam Vardır : “Allah!” der. Bir şey olmaz. Odun gibi durur! Adam Vardır : “Allah!” demez! Adam Vardır : “Allah!” diyemez!  Münir Derman Hazretleri Kuddise Sirruh Ey benim gibi nefis taşıyan dostlarım. Dikkat edin! Dünya arkasını dönmüs gidiyor; Ahiret yüzünü çevirmiş bize doğru geliyor. Hz Ali Radiyallahü Anh - Yanmadan pişilir mi ?  Gitmeden gelinir mi Yunus'um?  Tapduk Emre Hz. Abdullah bin Ömer Radiyallahü anh sadaka olarak şeker verir ve ş

İnciler Gibi

İnciler Gibi Seylan adasında turistler, yüzlerce dalgıcın, denizin dibine dalarak, sepetlerine istiridye toplayıp gemiye çıkmalarını, sonra bu istiridyelerin kabuklarını bıçakla açıp içlerindeki incileri ayıklamalarını seyrediyorlarmış. Bu inci avcılarına başkanlık eden ihtiyar Hintli’den, incilerin nasıl oluştuğuna dair bilgi istemişler. İhtiyar Hintli şöyle açıklamış: "İnci, istiridyenin kabukları arasına denizin dibinden rasgele giren herhangi bir kum parçası veya buna benzer şeyden başka bir şey değildir. İstiridye, kabukları arasına giren bu yabancı cismi bünyesine istemediği için bunun üzerini kendi kabuğuna benzer bir madde ile örtmeye başlar ve uzun bir süre sonra, bu madde de inci olur.” İhtiyarın buraya kadar anlattıklarını dinleyen turistlerin: "Hayret doğrusu! "sözlerini duyduğunda ise, Hintli’nin tepkisi şu olmuş: "Neden hayret! Canlılar âlemi, insanlık âlemine benzer. Bir kum tanesi, denizin dibindeki bir istiridyenin bağrında zamanla