Kayıtlar

Ölümü etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ölümü çocuklara nasıl anlatmalı?

Ölümü çocuklara nasıl anlatmalı? Ölüm meselesini çocuklara en doğru biçimde anlatmanın yolu biz büyüklerin onu en doğru biçimde anlamamızdan geçer. Deprem sonrası, birçok kişi pek çok konuda yığınla şey söyledi. Ama her meselede olduğu gibi bu meselede de, atlanan, gözden kaçan, hiç değinilmeyen mevzular kaldı. Bu kapısı açılmadık konuların içinde en önemlisi de, bütün hayatı koca bir oyun gibi gören çocukların, bir anda gerçek hayatın en gerçek yüzüyle burun buruna gelmeleri oldu. Çocuklar bu büyük depremden sonra, annelerini, babalarını, kardeşlerini, sokakta birlikte oynadıkları arkadaşlarını ölümün alıp götürüşünü gördüler. Enkaz altlarından ölü insanların çıkarılışını izlediler, harabe sokaklarda, eski oyun günlerinin izini ararken daha önce hiç tanışmadıkları ceset kokularını duydular. Ölüm, bütün çıplaklığıyla karşılarına çıktı. Büyükler kendi dertlerine düşmüş olmanın verdiği telâşla, çocukların bu ölümle ilk ve yoğun karşılaşmalarının ardından, onlara ne gibi açıklamala...

Sultan Alparslan’ın Ölümü

Resim
Sultan Alparslan’ın Ölümü Sultan Arpaslan’ın   Türklerin tarihinde ayrı bir yeri vardır. O Anadolu’nun kapılarını Türklere açmıştır. Fakat ölümü çok talihsiz olacaktı. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey kısır olduğundan dolayı öldüğünde bir varis bırakmamıştı. Türklerde ne soyun en yaşlısının tahta çıkma kuralı ne de herhangi bir saltanat veraseti usulü vardı. Sultan Alparslan  diğer rakiplerinden daha ön plana çıkarak aşiret üyelerine üstünlüğünü kabul ettirerek tahta çıktı. Ama hasımlarının fısıltı halinde yaydığı bir söylenti peşini hiç bırakmayacaktı:  Kısır olan Tuğtul’un doymak bilmez bir erkekliği olduğu rivayet edilirken dokuz çocuk babası Alparslan’ın, cins-i latifle pek ilgilenmeyen bir adam olduğu anlatılırdı. Düşmanları ona   “ karı kılıklı  ” lakabını takmışlardı; maiyetindekiler de konuşmaların  böyle baş ağrıtıcı bir konuya doğru kaymamasına özen gösterirlerdi.  Kendisine haklı veya haksız olarak yakıştırılan bu san, saltana...