Kayıtlar

Haziran 23, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Endüstriyel Terör

Endüstriyel Terör Bizdeki “tedhiş”’in karşılığı olarak, Fransızca ‘terreur’ kelimesinden lisânımıza “terör” kelimesi geçmiş. Yıldırmak ve korkutmak maksadıyla kanunlara karşı gelerek sistemli bir şekilde şiddet ve cinâyetlere başvurma hareketine terör deniliyormuş. Tedhiş ise korku salma, ürkütme ve dehşete düşürücü fillere verilen bir isim. Tuttuğu siyâsî dâvâyı zorla kabûl ettirmek için karşı tarafa dehşete düşürücü davranışlarda bulunan yâni haklı ya da haksız olmasından bağımsız olarak, suçlu veya mâsum ayırımı yapmaksızın çeşitli araçlar kullanarak cebir, şiddet uygulayan, cana, mala, nesle, inanca, geleceğe zarar veren kimseler ‘ terörist ’ yâhut ‘ tedhişç i’ olarak adlandırılıyor. Burada durup hep birden derin ama çok derin bir nefes almak zorundayız. Zîrâ birileri alıcılarımızla oynadığı için terörü sâdece şehrin ortasında bomba patlatmak, eline silah alıp toplu katliâm yapmak olarak anlıyoruz. Oysa bu terörün sâdece bir yönü ve terörden söz ediyorsak bu hususta ci...

Artık Kendimize Gelmemiz Lazım

Resim
Artık Kendimize Gelmemiz Lazım Yaklaşık yüzyıldır Kan ve gözyaşı Müslümanların kaderi oldu. Birileri İslam dininin yüksek hakikatlerini ve Müslümanları planlı bir propaganda ile kötüleyip onları sömürmek için elinden geleni yaptı ve şimdide yapıyor. Bin üç yüz sene dünyaya huzur ve refahın en güzel örneklerini göstermiş İslam Ümmeti yaklaşık yüzyıldır kan, gözyaşı ve hüzün yaşamaktadır. Genel manasıyla dünyaya baksanız. Bütün huzursuzluklar, ölümler ve zulümler hep İslam coğrafyalarında   yaşanmaktadır. Filistin’de, Suriye, Irak, Afganistan, Arakan ve diğerleri… Birileri Müslümanların rahat ve huzur içinde olmalarını istemiyor. Niçin istesin ki? Çünkü Müslümanların huzurlu bir yaşam sürmeleri onların iktidarlarının ellerinden gitmesi demektir. Düşünebiliyor musunuz? Mısır gibi yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle zengin bir ülkenin halkının yüzde yetmişi sefalet içinde yaşıyor. Peki, bu zenginlikleri kim sömürüyor. Tabii ki özelde (içeride) sömürgeci güçlerin uşa...

İmamı Azam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh’in Vasiyeti

İmamı Azam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh’in Vasiyeti Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla İman; lisan ile ikrar, kalb ile tasdiktir. Sadece ikrar iman olmaz. Çünkü sadece ikrar iman olsaydı, bütün münafıkların mü'min olmaları gerekirdi. Keza sadece tasdik de iman olmaz. Eğer sadece tasdik iman olsaydı, bütün kitap ehlinin mü’min olması gerekirdi. Hâlbuki Allah; "Allah şahitlik eder ki, münafıklar yalancıdırlar. "(el- Munafikun,1) ve "Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler Peygamberi oğullarını tanır gibi tanırlar. "(el-Bakara,146.) buyurmaktadır. İman artmaz ve eksilmez. Çünkü imanın artması ancak küfrün azalmasıyla; eksilmesi de küfrün artmasıyla tasavvur olunabilir. Bir sahsın aynı durumda mü’min ve kâfir olması nasıl mümkün olur? Mü’min gerçekten iman eden, kâfir de gerçekten inkâr eden kimsedir. İmanda şüphe olmaz. Zira Yüce Allah "Onlar gerçekten mü'minlerdir. "(el-Enfal,4.) ve "Onlar gerçekten kâfirlerdir. "(en-Nisa,151....

İmam Azam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh Kimdir

İmam Azam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh Kimdir?  İmam Azam Ebu Hanife, Zuta b. Mah oğlu Sabit oğlu Numan`dır. Irak fakihi  ve Rey ehlinin öncüsüdür. Bugün islâm ülkelerinin ekserisinde hüküm süren Hanefi mezhebinin sahibidir. İlk defa o fıkhı parçalamış ve onu fasıllara, kısımlara ayırmış, meselelerini birbirine karışmaktan kurtarmış ve fıkıhta ki kıyasları da düzene sokmuştur. Meşhur olan görüşe göre dedesi Zatu Kabil Fürslerindendir. Hicri 80 yılında doğmuş ve Küfe’de yetişmiştir. Âsım kıraati üzere Kur`an-ı Kerim’i ezberledi. Hadis, edebiyat, şiir, nahiv öğrendi. Kıymetli Öğütlerinden Bazıları ·         Her ay oruç tutacağın belirli günlerin bulunsun. Bu konuda başkaları seni örnek alsın. ·         Mecbur kalmadıkça alış-veriş işleriyle uğraşma! Bu islerini güvendiğin kişilere gördür! ·         Kendini kontrol et, başkalarını gözet ki ilmin ile hem dünyan ...