Kayıtlar

misin etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sağına Soluna Bakmadan Ben Öncüyüm Diyenlerden misin?

  Sağına Soluna Bakmadan Ben Öncüyüm Diyenlerden misin? وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَۙ ﴿10﴾ اُو۬لٰٓئِكَ الْمُقَرَّبُونَۚ ﴿11﴾   (İman ve amelde) öne geçenler (ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.   Vakıa Sûresi 10-11   Hayırlı İşlerde Öncü Olmak Gerekir.   Allah Teâlâ öncüleri sever. Önde olanları, fazilette öne geçenleri sever. Sağına soluna bakmadan öne atılanları sever.   Kimsenin kınamasından korkmadan, ben varım, diyenleri sever. Allah Teâlâ birçok yerde öncüleri övmüştür.   Haydi, kalk! İslam için bir şey yap denildiğinde, sağına bakmadan kalkmaktır öncü olmak, soluna bakmadan kalkmaktır öncü olmak.   Şu fakirin bir ihtiyacı var; onu gidermek isteyen var mı diye bir ses duyduğunda, acaba kim ne kadar verecek, ben de ona göre vereyim diye düşünmeden, elini cebine atmaktır öncü olmak, ben yaparım demektir öncü olmak!   İyi işlerde ikinci olmamaktır öncü olmak! Devlet niye yapmıyor ki diye sormadan kendi

Ey Dünyaya Gelen Kişi, Ölenleri Görmez misin?

Ey dünyaya gelen kişi, ölenleri görmez misin? Kahkahayla gülen kişi, kara yere girmez misin? İster bey ol, ister paşa, Âdem gibi bin yıl yaşa, Ecel bir gün gelir başa, kara yere girmez misin? Ayağını bastığın yer, kulak ver ki sana ne der, Hani önceden gelenler, kara yere girmez misin? Mamureler harap olur, nazik beden toprak olur, Bu dünya bir serapolur, kara yere girmez misin? Zevkü sefaya aldandın, nefsin hilesine kandın, Dünya sana kalır sandın, kara yere girmez misin? Melekül mevt canın alır, sevdiklerin baka kalır, Ne taç ne de hırka kalır, kara yere girmez misin? Soyacaklar elbiseni, koyacaklar kabre seni, Boş geçirme nefesini, kara yere girmez misin? Aşkî ölümden ibret al, baki değil evlât iyâl, Düşmanına kalır bu mal, kara yere girmez misin?

Korona Virüs Vasiyetnamesi

  Çin’den yola çıkan “Korona Virüs”   kısa sürede tüm dünyayı dolaşarak milyarlarca insanla tanıştı. 5 milyondan fazla insanı öldürdü, milyarlarca kişiyi ateşler, ağrılar içinde yataklara düşürdü, evlere hapsetti. Bütün şerhaneleri (kerhaneleri, meyhaneleri, kumarhaneleri…) hatta insanların ekmek tekneleri olan fabrikaları ve  ibadetheneleri bile kapattı. Tesettüre uymayan bayanlara bile peçe taktırdı. İnsanlar korkudan birbirlerinin ellerini sıkamadılar. Dünyada israf azaldı. İslâmiyet’in önemli bir sünneti olan;  “Yemekten önce ve sonra elleri yıkama”  Müslüman olan olmayan herkes tarafından uygulandı. Ölümü aklının ucuna bile getirmeyen dünyaperestler; sürekli ölümü hatırlar oldular. Nihayet Korona da hastalandı, yatağa düştü, hasta yatağında vasiyetini hazırladı. Müslüman Bilim Adamları,  “Korona Virüsün Vasiyeti’ ni ele geçirdiler.   “Ben Korona Virüs, Tüm Dünya Halkına Vasiyetimdir!” “Ben Korona Virüs! Bu aciz de sizler gibi Allah’ü Teâlâ’nın sıradan bir memuruyum;

Sen Terk Edilmişlik Nedir Bilir misin?

Sen Terk Edilmişlik Nedir Bilir misin?   Babası öldükten sonra: “- Biz karı koca çalışıyoruz seninle ilgilenemeyiz…” bahanesiyle seksen yaşındaki hasta annesini huzurevine yatıran oğlu çok seyrek de olsa onu ziyarete gidiyordu. Yaşlı kadın oğlunu dünyaya getirdiğinde kırk yaşındaydı. Bundan önceki çocukları yaşamamış bu oğlunu da kurbanlar keserek büyütmüştü. Tek evlâtlarıydı, bir şey olacak diye içleri titremişti. Oğlu o gün huzurevinden bir telefon aldı. Telefondaki ses: “- Annen çok hasta her an ölebilir seni görmek istiyor!” diyordu. Oğlu arabasına binip oraya gittiğinde annesi zor nefes alıyordu. Oğlu annesinin ölmek üzere olduğunu anlamıştı. Annesinin ellerini tutup: “- Anne senin için ne yapabilirim? Senin için ne yapmamı istiyorsun?” diye sordu. Annesi feri sönmüş gözleriyle uzun uzun oğlunun gözlerinin içine bakıp; zor duyulur bir sesle: Artık çok geç! Ama isteseydin çok şey yapabilirdin... Ama yapmadın!” dedi ve devam etti. “- Çoğu akşam yemek yeti

İstemez misin Ey Ömer?

İstemez misin Ey Ömer? Hz. Ömer Radiyallahü Anh, sessizce, dinlenmekte olduğu odaya girer. Bir an çevresine göz gezdirir. Odasının bir yanında işlenmiş bir deri, bir diğer köşesinde de, içinde birkaç avuç arpa bulunan küçük bir torba vardı. İşte Allah Resûlü'nün odasında bulunan eşyalar bundan ibaretti. Bu manzara karşısında ağlamaya başlayan Hz. Ömer Radiyallahü Anh'in hıçkırıkları O'nu Sallallahü Aleyhi Vesellem uyandırır. Kalkınca hasırın vücudunda iz yaptığını, kan oturduğunu gören Hz. Ömer Radiyallahü Anh ise omuzları sarsıla sarsıla ağlamaya başlar. Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem hayretle sorar: “Ey Hattab oğlu! Niçin ağlıyorsun?” “Ey Allah'ın Elçisi! İranlılar imparatorlarını saraylarda yaşatırken, Bizanslılar Kayserlerini lüks ve ihtişama boğmuşken sen ki Allah'ın Elçisisin... İzin versen de, biz de seni...” Maksat anlaşılmıştır, Allah'ın Elçisi Sallallahü Aleyhi Vesellem, gelecekteki halifesinin sözünü hüzünlü bir tebessüm, ta

Tevbe Edebilecek misin?

Tevbe Edebilecek misin? Bit talebesi hocasına sormuş. - Hocam ben ölürken tevbe ederek güzel bir ölümle ölmek istiyorum. Ne yapmalıyım? Mübarek hocası da demiş ki: - Evlâdım, neden halâ tövbe etmiyorsun da günahlı hayata devam ediyorsun? "Nasıl olsa can boğaza gelinceye kadar tevbenin vakti var. O zaman tövbe eder, kurtulurum!" demiş talebesi. Allah dostu sormuş: - Sen ne iş yapıyorsun? - Hocam ben terziyim! - Sen kaç senedir terzilik yapıyorsun? - Otuz senedir. - Bu kadar zaman içerisinde elin en çok neye alıştı? - Makasla kumaş kesmeye. Allah dostu sormuş: - Canın boğaza geldiği anda eline bir makas verseler yine kolayca kumaş kesebilir misin? Omuzlarını silkmiş 30 senelik terzi: - Öylesine korkulu bir anda nefes bile alamazken kumaşı doğru kesemem ki! Allah dostu taşı gediğine koymuş: - Peki, 30 senedir yaptığın bir işi o anda doğru yapamıyorsun da, ömründe hiç yapmadığın tevbeyi nasıl yapacaksın? O zam