Kayıtlar

fakir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Fakire Cimri, Zengine Cömert

Resim
Fakire Cimri, Zengine Cömert   Pazarda sosyetik bir kadın yaşlı adama sorar: "- Yumurtaların tanesini kaça satıyorsunuz?" Yaşlı satıcı cevaplar: "- Tanesi 3 lira hanımefendi.” Kadın der ki: “- 12 tane alacağım, 30 TL'ye verirsen alırım.” Yaşlı satıcı şöyle der: “- İstediğiniz fiyattan alın, Hanımefendi. Çünkü henüz satış yapamadım ve bunları satmaya ihtiyacım var!” Kadın 12 yumurtayı 30 Lira'ya aldı ve lüks arabasına binip arkadaşıyla lüks bir restorana gitti. O ve arkadaşı güzel yemekler sipariş ettiler. Birazını yediler ve çoğunu tabaklarında bıraktılar. Hesap istendi, hesap geldi 1.750 TL. Cüzdanından 2.000 TL çıkaran kadın, lüks restoran sahibine bahşiş olarak paranın üstünü kalsın!” dedi.   İnsanların Onurunu Kırmadan...   Babam, ihtiyacı olmasa bile yüksek fiyatlarla fakir insanlardan basit ürünler satın alırdı. Bazen onlar için gereksiz şeyler alırdı fazladan para öderdi. Bu rol beni endişelendirdi ve ona, "- Neden

Fakir Kadın Ve Yahudi Avram’ın Hikâyesi

Resim
  Fakir Kadın Ve Yahudi Avram’ın Hikâyesi (İbretlik Kıssalar)                     Bayram günün yaklaşmakta olduğu bir vakit, dul ve fakir bir kadın yanında babadan yetim kalmış iki çocuğu ile güzel elbiseler satan bir hacının dükkânına girerek, Allah’ü Teâlâ rızası için yardım ister. Hacı fakir kadına yardım etmediği gibi azarlamaya başlar ve: “- Bıktım sizden nedir yeter artık. Ben sizin için mi çalışıyorum. Yardım filan etmeyeceğim, Defol şuradan!” diyerek dul ve fakir olan kadını dükkânından kovar. Hacıdan hiç ummadığı bir şekilde cevap alarak kapı dışarı edilen kadıncağız, melül, mahzun oradan ayrılıp giderken, hacının dükkânının karşısında, aynı mağazadan bir dükkânın sahibi olan Yahudi Avram, o fakir kadın ve çocuklarının ıstırabını anlar. Onlara seslenerek: “- Nedir hanım istediğin? Hacı size niçin bağırdı?” diye sordu. İmanlı ve şuurlu bir kadın olan fakir kadın, Yahudi’ye hacıyı şikâyet etmek yerine: “- O benim büyüğümdür; döver de, kovar da, sana ne oluyor?” diye

Otuz Yedinci Tavsiye: Fakir Ve Yoksulları Sevmek

      Otuz Yedinci Tavsiye: Fakir Ve Yoksulları Sevmek Ebu Zer Radiyallahü Anh şöyle demiştir: Sadık dostum bana yedi tavsiyede bulundu; “Yoksulları sevmemi ve onlara yakın durmamı, benden aşağı olana bakmamı ve kendimin üstünde olanlara bakmamamı, bana eziyet verseler de akrabamı ziyaret etmemi, ‘Lâ Havle velâ Kuvvete illâ billâh’ sözünü çokça söylememi, acıda olsa gerçeği konuşmamı, Allah’ü Teâlâ hususunda kınayıcının kınamasının beni tutmamasını insanlardan da birşey istemememi…” (Müsned, Taberani)   02- Otuz Sekizinci Tavsiye: Fakirlik Ve Zenginliğin Tanımı Ebu Zer Radiyallahü Anh Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in kendisine şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “- Ey Ebu Zer malın çokluğunu zenginlik olarak mı görürsün?” Ben de: “- Evet Ya Rasulallah!” dedim. O da: “- Malın azlığını da fakirlik olarak mı görürsün?” Buyurdu. Ben de: “- Evet, Ya Rasulallah!” dedim. O da şöyle buyurdu: “- Zenginlik ancak kalp ve gönül zenginliğidir. Fakirlik te kalp v

Fakire Verilen Bir Lokma, Sahibine Beş Şeyi Müjdeler

  Fakire Verilen Bir Lokma, Sahibine Beş Şeyi Müjdeler   ·    Bir tane iken beni çoğalttın. ·    Küçük idim, büyüttün. ·    Düşman iken, beni dost ettin. ·    Fâni, yok olmak üzere iken, beni sonsuz kalıcı ettin. ·    Bugüne kadar sen beni muhafaza ettin, artık ben seni muhafaza ederim.” Ey Oğul İlmihâli)

Helâl Kazanma Duası

Helâl Kazanma Duası اَللّٰهُمَّ اكْفِن۪ي بِحَلَالِكَ عَنْ حَرَامِكَ وَأَغْنِن۪ي بِفَضْلِكَ عَمَّنْ سِوَاكَ Okunuşu: Allahümmekfinî bihalâlike an haramike ve ağninî bifadlike ammen sivâke. Anlamı: Allah’ım! Harama bulaşmaktansa, helalinle yetineyim. Beni lütfunla (zengin kılarak) Senden başkasına muhtaç etme.” Kaynak: (Tirmizî, “Daavât”, 110)

Dostluk İplikleri Koparmayın…

Dostluk İplikleri Koparmayın… Genç adam iyi bir terziymiş. Bir dikiş makinesi ve küçücük bir dükkânı varmış. Sabahlara kadar uğraşıp didinir ama pek az para kazanırmış. Çok soğuk bir kış gecesi dükkânı kapatırken elektrik sobasını açık unutmuş ve çıkan yangın onun felaketi olmuş. Artık ne bir işi varmış ne de parası. Günler boyu iş aramış ama bulamamış… Yük taşımış, bulaşıkçılık yapmış, yine de evinin kirasını ödeyecek kadar para kazanamamış. Sonunda ev sahibinin de sabrı taşınca, küçük bir bavula sığan eşyalarıyla sokakta bulmuş kendini… Mevsim kış, hava ayaz olsa da genç adamın köşedeki parktan başka gidecek yeri yokmuş. Bir sabah iş arayacak derman bulamamış bacaklarında. Açlıktan ve soğuktan bitkin bir şekilde bankta otururken, kocaman bir araba yanaşmış kaldırıma. Arka kapıyı açmaya çalışan şoförü kızgınlıkla yana itmiş arabadan inen yaşlı adam, “- Yalnız bırakın beni, parkta dolaşırsam belki sinirim geçer!” diye söylenmiş. Zengin bir işadamı olduğu her halinden bel

Zalim Kadın İle Fakir Kocası

Zalim Kadın İle Fakir Kocası Kıtlık yıllarında fakir bir adamın zalim ve şirret bir karısı vardı. Zalim Kadın sık sık kocasının fakirliğini yüzüne kakar o mazlum salih zata olmadık işkenceler yapardı. Fakir adam salih bir zat idi. Karısının huysuzluklarına sabreder “- Bu benim sınavım!” der katlanırdı. Zavallı adam sürekli en ağır işlerde çalışarak evini kıt kanaat geçindirmeye çalışıyor; ne kadar para kazansa bile zalim cadıya yaranamıyordu. Aslında zalim kadının ip eğirme, kazak örme, yün kumaş dokuma gibi sanatları vardı; kocasından bile fazla para kazanıyordu; fakat öyle hırslı ve açgözlü idi ki kendi kazandığı paranın kuruşuna dokunmuyor; kocasının parasından da para katarak kocasından habersiz altın alıyor sandığında saklıyordu. Kadın ikide bir; “- Unutma! Babamdan kalan evde oturuyorsun, bu ev benim! Falanca kadar olamadın; bak onların evi ve eşyaları daha güzel; onlar bizden daha iyi geçiniyor!” diye zavallı adamın beyninin etini yiyordu. Adam artık bu zulüml

Fakiri Üzmemek İçin

Fakiri Üzmemek İçin Fakirin biri Peygamber efendimize tabakta bir salkım üzüm getirdi. Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bir tane aldı yedi. Tebessüm etti. Fakir sevindi. Bir tane daha yedi ve yine tebessüm etti. Sahabeler ona bakıyordu. Tek tek yedi ve tebessüm etti. Herkes ”Acaba bize neden buyur etmedi ” diye düşünürken bütün salkımı tebessüm ile yedi ve bitirdi. Fakir sevinerek kalkıp gitti. Sordular: Ey ALLAH Resulü; Neden bize de ikram etmediniz o salkımdan? Buyurdu ki: Üzümler çok ekşi idi. Ama ben o fakir üzülmesin diye tebessüm ederek yiyordum. Size versem yüzünüzü ekşiteceğinizden ve fakirin üzüleceğinden korktum.

Fakir Bedevi

Fakir Bedevi Fakir bedevi çölde, yaşlı hanımıyla birlikte yaşıyordu. Bir eşekleri ve birkaç koyunları vardı. Bedevinin yaşlı hanımı zaman zaman fakirlikten şikâyet ederdi. O gün de fakirlikten şikâyete başladı. Adam hanımını teselli etmek istedi. Sabrın ecrini anlattı ise de kadının şikâyetlerinin sonu gelmiyordu. Sonunda adamın sabrı taştı ve hanımına sordu: O zaman fakirliğin çaresi neyse onu söyle! Kadın bunun üzerine konuştu: “ – Bağdat’a, halifeye git, derdini anlat. O cömerttir. Sana ihsanda bulunacaktır. Çünkü o yoksulların ümit kapısıdır. Kadın kendince çareyi söylemişti. Adam başını iki elleri arasına alarak düşündü, düşündü. Sonra şöyle söyledi: Koskoca halifenin huzuruna eli boş varılmaz ki! Oysa benim halifeye hediye edecek bir şeyim yok. O sırada hanımı bir şey hatırladı. Çölde su çok önemli bir nimetti. Güzün ve Sonbaharda açılan kuyular kurur, susuzluktan hayvanlar ölürdü. Sonbaharda yağan yağmur hem çöldekileri içme sularına kavuşturur, hem de yeni bir

Fakir Bir işçi

Fakir Bir işçi Fakir bir işçi, bir gün işinden çıkartılır. Bunun üzerine başka da hiçbir gelir kaynağı olmadığı için çoluk-çocuğu arka arkaya üç gün aç ve susuz kalır. Adam iş bulmak üzere nereye başvurduysa "İşimiz yok!" cevabı ile kapılar yüzüne kapanmaktadır. Üst üste üç gün midelerine hiçbir gıda girmeyen yavruların dinmeyen ağlayışları annenin yüreğini parçalayacak dereceye gelir. Çaresizlikler içinde durumu kocasına açar: "Bey, görmüyor musun? Açlıktan yavrularımızın yüzleri sarardı ve bağırsakları eridi. Hadi biz neyse dayanırız, ama onlar bu Kadarına tahammül edemezler; bu sefaletimizin sonu ne olacak; bir şey düşünmüyor musun?" dedi. Adam düşünceden önce eğilmiş başını eşinin yüzüne doğru kaldırarak ona der ki; "Karıcığım, günlerdir başvurmadığım kapı kalmadı. Piyasaya göre en düşük ücret karşılığında iş aradım, tek bir kerecik olsun karnınızı doyurabileyim diye; olmadı. Kimse bana iş vermiyor. Yavrularımın açlıktan erimeye yüz tutan

Fakir İşçi

Fakir İşçi -Fakir bir işçi, bir gün işten çıkarılır. Bunun üzerine başka da hiçbir gelir kaynağı olmadığı için, çoluk çocuğu arka arkaya üç gün aç ve susuz kalır. Adam iş bulmak üzere nereye başvurduysa, “ İşimiz yok” cevabı ile kapılar yüzüne kapanmaktadır. Üst üste midelerine hiçbir gıda girmeyen yavruların dinmeyen ağlayışları annenin yüreğini parçalayacak raddeye gelir. Çaresizlik içinde durumu kocasına açar. -“ Bey görmüyor musun? Açlıktan yavrularımızın yüzleri sarardı ve bağırsakları eridi. Haydi biz dayanırız amma onlar bu kadarına tahammül edemezler, bu sefaletimizin sonu ne olacak? Bir şey düşünmüyor musun?” der. Adam düşünceden öne eğilmiş başını eşinin yüzüne doğru kaldırarak ona der ki; “Karıcığım, günlerdir başvurmadığım kapı kalmadı. Piyasaya göre en düşük ücretle iş aradım, tek bir kerecik karnımızı doyuralım diye olmadı. Kimse bana iş vermiyor. Yavrularımın açlıktan erimeye yüz tutan ciğerleri benim de yüreğimi parçalıyor. Amma anlıyor ve görüyorsun ki, e