Kayıtlar

Kasım 26, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Akşemsettin Hazretleri

Akşemsettin Rahmetullahi Aleyh Hazretleri " Konstantiniye bir gün mutlaka feth olunacaktır. Onu feth eden asker ne büyük bir asker, onu fetheden kumandan ne büyük bir kumandandır. " buyurmuştu güzeller güzeli Peygamber Efendimiz (S.A.S) 14 Asır önce müjdelenmişti İstanbul'un fethi, kıymetlilerin en kıymetlisi tarafından. Alemde kaç kişiye nasip olurdu, Allah'ın sevgilisinin övgüsüne mazhar olmak? Allah aşkı için, Resulu Ekrem sevdası uğruna; gözü, gönlü Allah'a dönük nice Hakk dostu, nice Hakk sevdalısı dayanmıştı surların kapısına. Ama bir Osmanlı vardı ki Onu kuranlar hamurunu imanla yoğurmuş, aşkla işlemişti. Osmanlı sultanlarının herbiri bu şerefe mazhar olmak için dayanmıştı Bizans'ın kapısına... Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri Î. Murat'a şöyle söylüyordu. – Sultanım, fetih şu bizim köseyle, sizin Mehmed'e nasip olur, ben dahi o günü göremem! Üstâdının bu sözlerini duyan Akşemseddin büsbütün vahdet deryasına atıldı. Çünkü kendisi

Fatih Sultan Mehmed Rahmetullahi Aleyh’in Hocaları

Fatih Sultan Mehmed Rahmetullahi Aleyh’in Hocaları Bazıları, Osmanlı şehzâdelerini yalnız ana kucağında eğitilmiş zannederler. Hâlbuki şehzâdelerin eğitimi, 5-6 yaşından itibaren başlardı. Ayrıca; silah kullanma, ata binme, ok atma, avlanma, gürz kullanma... Gibi dallarda da en iyi bir şekilde yetişirlerdi. Gençliklerinde ise; devlet idaresine hazırlanmak için, sancaklarda vazifeye başlarlar; buralarda, padişahlık sırasını beklerlerdi. Meselâ; Fâtih Sultan Mehmed Hânı yetiştiren, devrin en meşhur hocalar kadrosu, şu âlimlerden kurulu idi: Şeyhülislâm: Molla Hüsrev, Molla Gürânî. Mutasavvıf Ve Tıp Âlimi: Akşemseddin. Vezir: Molla Hayreddin, İbni Temcîd, Hoca Yusuf Sinan Paşa. Vezir Ve Şâir: Molla Ayas, Bursalı Ahmet Paşa. Nişancı: Çelebizâde Abdülkadir Âmidî, Hasan Çelebi, Hatipzâde Mehmet, Molla Sirâceddin Paşa. Kazasker: Müslihiddin Mustafa Efendi. Müderris: Kınalı Abdülkadir Hamidî. Ayrıca, birçok yabancı hocalar da vardı. Böylece, iyi bir eğitim göre

Şeyh Edebâli Rahmetullahi Aleyh Hazretleri

Şeyh Edebâli Rahmetullahi Aleyh Hazretleri Şeyh Edebâli, Osmanlı Devleti'nin Kuruluşunda hizmeti geçen büyük ALLAH DOSTU İslâm âlimidir. Osman Gazi'nin kayınpederi ve hocasıdır. Karaman'da ilk eğitimini alan Şeyh Edebâli, eğitimini ilerletmek amacıyla Şam'a gitti. Şam'da hâdis-i şerif, tefsir ve fıkıh ilimlerinin eğitimini aldı. Ancak her Allah dostunun geçtiği yollardan, o da geçti ve aldığı ilim ona yetmedi. Mevlâna Celâleddin-i Rûmi'ye tâbî oldu; gerçek İslâm'ı öğrendi. Mürşid-i Kamil oldu. Bu sırada Selçuklu Devleti, çöküntüye doğru gidiyordu. Moğollardan kaçan Oğuz Boyları, Anadolu'ya büyük gruplar halinde gelerek çeşitli bölgelere yerleşiyorlardı. Bu Boylardan biri de Kayı Boyu idi. Kayı Boyu'nun başında, Ertuğrul Bey bulunuyordu. Ertuğrul Bey ve oğlu Osman Bey'in velilere olan saygı, hürmet ve ilgileri, büyük bir devletin müjdesini veriyordu. Ertuğrul Gazi, bir gece gittiği Kur'ân-ı Kerim sohbetinde, o güne kadar işitmedi

Müslüman Köylü, Küçük Yahudiler ve "Devlet Sözü"

Müslüman Köylü, Küçük Yahudiler ve "Devlet Sözü" Almanya-Yugoslavya sınırındaki Meinfurg şehrinde, o gün olağanüstü birşeyler yaşanıyordu. Sadece tank sesleri ve askerlerin ayak sesleri duyuluyordu. Kaçışan, ağlaşan insanlar vardı. Hitler'in askerleri tek tek evleri basıyor, içinde Yahudi yaşayan evleri ateşe veriyor, çoluk çocuk herkesi askeri araçlara bindirip toplama kamplarına gönderiyorlardı. O güzel, yemyeşil sınır şehri, artık griye dönüşmüştü. Şehrin biraz dışlarında yaşayan Abraham Wirtsovzt 12 yaşındaki oğlu Mişon ile 4 yaşındaki Amy'yi giydirdi, yanlarına biraz yiyecek ve giyecek verdi ve yanaklarından öptü. "Sürekli geceleri, güney-doğuya yürüyün. Kimseye Yahudi olduğunuzu söylemeyin ve konuşmayın, hep saklanın.. Savaş bitince gelip, sizi alacağım." dedi. Çocuklar o gecenin kör karanlığında yürümeye başladılar. Abraham gözyaşlarını sildi: "Tanrım onları koru!" dedi. Bir süre sonra evi askerler basmış ve Abraham ile