Kayıtlar

Amerikalı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Senden Hızlı Koşsam Yeter

Senden Hızlı Koşsam Yeter Bir Amerikalı ile Japon safariye çıkmışlar. Her ikisi de son teknolojik silahları ile birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar. Derken uzakta bir aslan görünmüş. Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri fark edince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış... Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış. Amerikalı sormuş: -Ne o? Aslandan hızlı mı koşacaksın? Japon gülerek cevap vermiş: -Yoo, senden hızlı koşsam yeter... Sen, Hızlı, Koş, Yeter, Japon, Japonya, ABD, Amerikalı,

Niçin Müslüman oldum? (7) THOMAS MUHAMMED CLAYTON (Amerikalı)

Niçin Müslüman oldum? (7) THOMAS MUHAMMED CLAYTON (Amerikalı) Tam öğle olmak üzereydi. Sıcaktan bunalmış, tozlu yoldan geçerken, bir aralık kulağımıza kendine mahsûs bir güzelliği olan, bir ses gelmeye başladı. Bu ses, etrâfımızdaki bütün boşluğu sanki dolduruyordu. Bir ağaç topluluğunu geçince, önümüze insana hayret verici bir manzara çıktı. Âdetâ gözlerimize inanamıyorduk. Tahtadan yapılmış ufak bir kule üzerine çıkmış, tertemiz cübbeli ve beyaz sarıklı yaşlı bir Arab ezan okuyordu. Ezanı okurken kendinden geçmiş, sanki dünyadan tamamen ayrılarak, hâlıkının, sahibinin huzuruna çıkmıştı. Bu yüce manzara karşısında, biz de sanki hipnotize olmuş gibi durakladık ve yavaş yavaş yere oturduk. Kulağımıza gelen seslerin ve sözlerin mânasını anlamıyor, fakat onun te'sîri altında kalıyor ve ruhumuzda bir başkalık, bir ferahlık his ediyorduk. Sonradan öğrendik ki, Arabın söylediği tatlı sözlerin mânası şu idi: (Allahü teâlâ en büyüktür. Allahü teâlâdan başka ilâh, mâbut yoktur). Birden

Niçin Müslüman oldum? (6) SALÂHADDÎN BOART (Amerikalı)

Niçin Müslüman oldum? (6) SALÂHADDÎN BOART (Amerikalı) 1338 [m. 1920] senesinde, bir doktoru ziyâret için mu'âyenehânesine gittiğim zaman, bekleme odasında, Londrada çıkan (Orient Review) ve (African Times) mecmû'alarını görmüştüm. Bu mecmû'ayı karıştırırken okuduğum: (Ancak bir tek Allah vardır) cümlesi, benim üzerimde çok derin bir te'sîr yaptı. Çünkü hıristiyanlık dîninde, tâm üç dâne tanrı vardı ve aklımız kabûl etmediği hâlde, buna inanmak zorundaydık. Bu (Ancak bir tek Allah vardır)ibâresi, bu tarihten îtibaren aklımdan çıkmaz oldu. Bu kudsî ve ulvî îtikat, müslümanların kalblerinde taşıdıkları, behâ biçilmez bir hazînedir.  Artık islâmiyete alâkam arttı. Bir müddet sonra müslüman olmaya karar vermiştim. Müslüman olduktan sonra, Salâhaddîn ismini aldım. Müslümanlığın en doğru din olduğuna inanıyordum. Zîrâ müslümanlık, Allahü teâlânın hiç bir şerîki olmadığını ve bir günahın ancak Allah tarafından affedilebileceğini esas olarak kabûl etmektedir. Bu îman, ta

Niçin Müslüman oldum? (5) Albay Donald Rockwell (Amerikalı)

Niçin Müslüman oldum? (5) Albay Donald Rockwell (Amerikalı) Müslümanlığı niçin kabul ettim? Müslümanlığın çok mantıki ve sade oluşu,camilerin insanı kendine çeken cazibesi,bu dine mensub olanların,dinlerine büyük bir ciddiyet ve muhabbet ile bağlanmış olması,bütün dünyada,müslümanların günde beş defa aynı saatte büyük bir saygı ve ihlas ile secdeye kapanışı,benim üzerimde çoktan beri büyük bir tesir yapmıştı.Fakat bunlar benim müslüman olmaklığım için kafi gelmedi.Ben ancak,İslam dinini iyice tedkikten ve onda güzel,faideli bir çok hususlar bulduktan sonra müslüman oldum.Hayata ciddiyet,fakat aynı zamanda tatlılıkla bağlı olmak(ki Muhammed(a.s)'ın kendi hareket tarzıdır),işlerde müşavere etmek,insanlara daima merhamet ve şefkat ile muamele etmek,yoksullara yardım etmek,ilk defa olarak kadınlara da mal sahibi olma hakkını vermek gibi,o zamana göre en muazzam medeni inkilaplar,Muhammed(a.s)'ın kısa ve veciz sözleriyle ne güzel ifade edilmiştir.Muhammed(a.s) aynı zamanda;&q

Daha İyi Bir Yaşam İçin Çalışmak

Resim
Bayer Sürdürülebilirlik Kampı: 2012 yılında Pittsburgh'deki Sürdürülebilirlik Kampına aktif olarak katılan Amerikalı ve Alman öğrenciler Paul Schulze, Anna-Lena Eickelberg, Yannik Cormaux ve Tre’Von Walker (sağdan sola). Daha İyi Bir Yaşam İçin Çalışmak Temel çalışma alanımız gereği toplumsal gelişme üzerinde büyük bir etkiye sahibiz. Aynı zamanda toplumsal çerçeve koşullarına ve inovasyon dostu bir çalışma çevresine bağlıyız; bu nedenle, toplumun geleceğinin yaşanabilirliğine katkıda bulunmak ve çeşitli yollarla değer oluşturmak bizim için oldukça önemlidir. Bayer’in şirket politikasının ayrılmaz bir parçası olan toplumsal taahhüdümüz kapsamında bilim ve eğitim, sağlık, toplumsal ihtiyaçlar ve toplum projeleri alanlarında hedefli stratejik yatırımlar yapmaktayız. Bayer dünya genelinde eğitim ve bilim, sağlık ve toplumsal ihtiyaçlar ve spor ve kültür ile ilgili temel alanlarda çeşitli şekillerde aktif rol almaktadır. Bayer Group, vakıflarıyla birlikte ileri teknoloj