Kayıtlar

Ad etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Âşık oldum ben Allah’ın adına

Âşık oldum ben Allah’ın adına Âşık oldum ben Allah’ın adına Doyamadım lezzetine tadına Yeni girdim erenler arasına Bana Allah gerek! Cihan kar etmez... Benim gönlüm zikir ister, eğlenmez. Derviş oldum gezdim dağ ile taşı Irmak oldu aktı gözümün yaşı Terk eyledim ana baba kardeşi Bana Allah gerek cihan kar etmez Benim gönlüm zikir ister eğlenmez. Allah Allah deyip her dem yanalım Andıkça adını kalmaz kararım Bir oda düşmüşün daim yanarım Bana Allah gerek cihan kar etmez Benim gönlüm zikir ister eğlenmez. Bilmez misin sen Yunus"un halini Gece gündüz zikreder cemalini Görebilsem Allah"ın nidarını Bana Allah gerek cihan kar etmez Benim gönlüm zikir ister eğlenmez.

Maruf el-Kerhî Kuddise Sirruh

Maruf el-Kerhî Kuddise Sirruh Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz Adı Maruf bin Feyruz veya Feyruzan; künyesi Ebu Mahfuz, nisbesi el-Kerhî. Tebe-i tabiîn neslinden. Pekçok tabiî ile görüştü. Davud et-Taî'nin mürîdi, Seriy es-Sakatî'nin şeyhi. Anne-babası Hristiyan’dı. Küçük yaşta onu Mesîhî bir muallime teslim ettiler. Muallim ona "teslis" inancını telkin ederek: "Allah üçün üçüncüsüdür." deyince O: "Hayır, Allah tektir." diye karşılık verdi Bu cevaba sinirlenen muallim onu iyice dövdü. O' da mektepten kaçtı. Ehl-i Beyt-i Resûl'den İmam Ali Rıza'nın yanına vardı, müslüman oldu. Ne bulduysa onun nezdinde ve hizmetinde buldu. Marufun mektepten kaçarak ortalıktan kaybolması annesini ve babasını pek üzdü. Kendi kendilerine şöyle karar verdiler: "Eğer oğlumuz geri gelirse hangi din üzere dönerse biz de onun dinine gireriz". Neden sonra Maruf çıktı, geldi; evin kapısını çaldı. Sordular: "Hangi din üzere döndün?" O...

Hud Aleyhisselâm Ve Ad Kavmi

Hud Aleyhisselâm Ve Ad Kavmi Tufandan kurtulan Nuh Aleyhisselâm ve diğer inananların hepsi de iyi insanlardı. Fakat yıllar sonra gelen yeni nesiller babalarının ve dedelerinin uğradıkları cezayı unutmuşlardı. Ad milleti diye adlandırılan bu insanlar çok zengindiler. Yüksek binalarda yaşıyorlardı. Kendilerine çok güzel şehirler yapmışlardı. Ancak Allah'ı unutmuşlardı. Kendi yaptıkları heykellere tapıyorlardı. Bunun üzerine Allah bir başka Peygamber gönderdi. Hud Aleyhisselâm, onları puta değil yalnızca Allah'a ibadete çağırdı. Yaptıkları kötülükleri bırakmalarını, yeniden inanan ve iyi birer insan olmalarını öğütledi. Onlara şöyle seslendi: -Ben Allah'ın bir elçisiyim. Size beni O gönderdi. Tufanda kötülerin nasıl cezalandırıldığını unutmayın. Onlar da sizin gibi Allah'ın emirlerine uymadılar, cezalarını çektiler, dedi. Hud Aleyhisselâm 'un bu sözlerine Ad milleti çok kızmıştı. -Sen bize akıl mı veriyorsun? Biz dedelerimizin taptığı taşlardan asla dönme...