Kayıtlar

değil etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Niyet Ettim; Soframı Değil, Gönlümü Donatmaya...

  Niyet Ettim; Soframı Değil, Gönlümü Donatmaya...   Niyet ettim: Şu mübarek Ramazan'da kalbimi, elimi, sözümü ve gözümü haramdan sakınmaya... Orucumu midemle değil, nefsimle tutmaya; cismimle değil, ruhumla tutmaya! Niyet ettim; soframı değil, gönlümü donatmaya... Niyet ettim uykuya bile ibadet niyetine dalmaya... Şu korona sonrası kalıbımı temiz tutmaya dikkat ettiğim gibi kalbimi de her türlü kötü düşünceden arındırıp, temiz tutmaya! Bela ve musibetlerin ariflerin kandili olduğu bilinciyle deprem sonrası hayatımı ilahi ölçülerle yeniden dizayn etmeye; yepyeni güzel mukaddimelere niyet etmeye.   Ey, şehri gufran, menbaı irfan, mebdei Kur'an merhaba! Ey soframıza bereket, hanelere saadet, vücutlara sıhhat, kalplere rikkat, zihinlere dikkat, yarınlara umut, şu acize ismini veren mübarek zaman dilimi merhaba! Niceleri kavuşamadı sana, maddi ve manevi hastalıklarımıza ümidi şifa, kavuşturana sonsuz hamdü sena, merhaba... Olanları ve ölenleri görüp, tefekkü

O Müslüman Değil mi?

            O Müslüman Değil mi?   Prof. Dr. Saffet Solak anlatıyor… Amerika'da master yaptığım yıllarda, çalıştığım üniversitenin yemek salonu açık büfe şeklindeydi. Herkes dilediği yemekten istediği kadar alabiliyordu. Yemekhanenin kapısında: “- Take what you need. Eat what you take!” (Yiyeceğin kadar al, ne aldıysan ye!) diye yazmakta idi. Bir gün aynı masada yemek yediğimiz Çinli bir arkadaşı, tabağında kalan son pirinç tanesini almaya çalışırken görünce dayanamadım; denemek için dedim ki: “- Bir pirinç tanesi için neden bu kadar uğraşıyorsun? Bırak tabakta kalsın!” Çinli arkadaşın verdiği cevap çok düşündürücüydü: “- Her Çinli bir pirinç tanesi israf etse, Çin nüfusu ile çarp bakalım, kaç ton pirinç yapar? Biz kalabalık bir ülkeyiz, israf etme lüksümüz yoktur.” dedi. Yine denemek için dedim ki: “- Şu anda Çin'de değil Amerika'dasın! Tabağında bırakacağın pirinç tanesi Çin'i değil, Amerika'yı zarara uğratacaktır?” Bu sözlerim karşısın

İmkân Değil İman Meselesi…

Resim
  İmkân Değil İman Meselesi…   Elleri ve kolları olmayan bir kardeşimiz ibrikteki suyu ağzıyla dökerek, yüzlerini elleri gibi kullanarak abdest alıyor… Ya Rabbi sana vuslat için kulluğun en yüce zirvesi olan “Namaz”dan bizleri ayırma!   https://video.haber7.com/video-galeri/219756-fiziksel-engeli-gencin-abdest-aldigi-goruntuler-izleyen-herkesi-cok-etkiledi

Nefes Senin Değil Can Senin Değil!

  Nefes Senin Değil Can Senin Değil!   O kadar güvenme gençlik çağına, Nefes senin değil, can senin değil! Hazan gelip düşer gönül bağına, Bu yurt senin değil, han senin değil!   Şu doğan güne bak, batana inat, Hakka doğru uçar semada kanat, Bir nesneye kodlanmış bu kainat, Hücre senin değil kan senin değil!   Bir kör kıymık aciz aklıma saplı, Kâinata bir bak, hakikat kaplı! Aldığımız nefes bile hesaplı, Zaman senin değil, an senin değil!   Saffet Çakır

Derdime Vâkıf Değil

  “Derdime vâkıf değil, canan beni handan bilir; Hakkı vardır şad olanlar herkesi şâdan bilir… Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil; Çektiğim âlâmı bir ben birde Allah’ım bilir…”   Fûzûlî Rahmetullahi Aleyh

Nicelik Önemli Değil, Nitelik Önemli…

                          Mao zamanında; Kızıl Çin Devlet Başkanı Mao Zedung’a demişler ki:             “- Dünya’yı Yahudiler yönetiyor!”             “- Mao Zedung Yahudiler kaç kişi ki?” demiş.             “- (O zaman ki nüfusa göre) Dünya da toplam 13-14 Milyon Yahudi var!” demişler.             Mao Zedung demiş ki:             “- Hangi otelde kalıyorlar…”             Gerçi bu bir fıkra ama Mao’nun Kızıl Çin’in kalabalık nüfusuna güvenerek Yahudiler’i küçümsediği anlatılıyor.             İşin gerçeği; Nicelik önemli değil nitelik önemli… Yahudiler nitelikli demiyorum ama dünyada o kadar az olmalarına rağmen dünyayı gerçekten Yahudiler yönetiyor.

Hiç Kimse Ölümsüz Değil…

Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ Buyuruyor…   Senden önce de hiçbir insana ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar ebedî mi kalacaklar? (Embiya Sûresi, 34) Yâ Rabbi! Bu fani dünyada, biz aciz ve fakir kullarını nurlu İslâmiyet’ten ayırma! Son nefesimizde “Kelime-i Şehadet” getirerek çene kapamayı nasip eyle!

Hala Anlayamadınız Değil mi?

  Hala Anlayamadınız Değil mi?   Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil! Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz. Önemli olan kalp kırmamak. Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek. Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktır. Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek. Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız…   Albert Einstein

Erenlerin Sohbeti Ele Giresi Değil

  Erenlerin Sohbeti Ele Giresi Değil   Erenlerin sohbeti ele giresi değil İkrâr ile gelenler mahrûm kalası değil   İkrâr gerek bir ere göz açıp dîdâr göre Sarraf gerek gevhere nâdân bilesi değil   Bir pınarın başına bir testiyi koysalar Kırk yıl anda dursa da kendi dolası değil   Değme kişi er olmaz bu yolda ihtiyâr olmaz Amelsiz dîdâr olmaz Hakk'ın rızâsı değil   ÜMMÎ SİNÂN yol ayan olupdur belli beyân Dervişlik yolu hemân tâc-u hırkası değil   İbrâhim Ümmî Sinân Kuddise Sırruh

Hayâmı Değil, Oğlumu Kaybettim!

Resim
  Hayâmı Değil, Oğlumu Kaybettim! Bedevi bir hanım kalabalıkta oğlunu kaybetti. Oğlunu ararken, birileri peçeli olan hanıma: "- Yüzünü aç! Belki o seni görür!" deyince; "- Hayâmı değil, oğlumu kaybettim!" dedi.

Ölmek Felaket Değildir

  Ölmek Felaket Değildir   Sual: Efendim, gencim ama ben ölümden çok korkuyorum. Bana ne tavsiye edersiniz? Cevap İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Ölmek felaket değildir. Öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek, tedbirini almamak felakettir.   Senin yaşta iken günahı azken ölmek elbette büyük nimet olur. Bizim her gün günahımız artıyor. Ölümü günde yirmi kere düşünen şehit olarak ölür. Hep ölümden bahsetmek sünnettir. Ölümden kaçış olmaz. Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşturan köprüdür.   Ölüm Müslümana hediyedir. Ölüm, ölmemek üzere doğuştur. Ölüm olmasaydı bu hayat hiç çekilir miydi? Ölüm, Müslümanın teselli kaynağıdır, hasretidir. Hatta bir evliya zat buyurur ki, (Ben Azrail Aleyhisselamı Cebrail aleyhisselamdan daha çok seviyorum). Derler ki efendim hikmeti ne? (Çünkü o beni Rabbime kavuşturuyor) cevabını verir.   Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki: Allahü teâlâya kavuşturduğu için, ölüm sevilir. Sevdiğim kimsenin kalmasını da, ölmesini

Kızmak Değil, Acımak Lâzım

  Kızmak Değil, Acımak Lâzım   Şam’da yetişen büyük Velîlerden “Muhammed Bedahşî” hazretleri, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, insanlara kızmak değil, acımak lâzım, buyurdu. Allah’ın kullarına merhametli olun, acıyın onlara. - Herkese mi acıyalım? Dediler. - Evet. Bizim dînimiz, şefkat ve merhamet dînidir. Gayemiz, bir insanı Cehennem ateşinden kurtarmaktır ki, bu da kızmakla değil, sevgi ve şefkatle olur. Sonra şunu anlattı onlara: Bir gün, Resulullah’ın huzuruna bir köylü geldi ve; - İslâmiyet nedir? Diye sordu. Peygamberimiz; - İslâmiyet, Allahü teâlânın emirlerine saygılı olmak ve O’nun kullarına şefkatli davranmaktır, buyurdular.   İtirazcı olmayın! Bir gün de sevdiklerine; - İtirazcı olmayın, buyurdu. Söz dinleyici olun, hak söze “Peki” deyin! - Her zaman mı? Dediler. - Evet. Çünkü itiraz etmek, şeytan sıfatı, söz dinlemekse melek sıfatıdır. - Nasıl yâni efendim? - Şöyle ki, “şeytan”, Âdem aleyhisselâma karşı secde etme hususunda itiraz etti. Rab

Benim Adım Artık Sophie değil, Meryem

Resim
Benim Adım Artık Sophie değil, Meryem Mali'de radikal bir grup tarafından esir alınan Fransız aktivist Sophie Petronin 4 yıl sonra özgürlüğüne kavuştu. Petronin, esaretin ardından Müslüman olduğunu açıkladı. Petronin'i havalimanında Fransa'nın lideri Macron karşılarken, Fransız aktivist kadın, "adım artık Sophie değil, Meryem" ifadelerini kullandı. Macron karşıladı: Benim adım artık Sophie değil, Meryem Mali’nin kuzeyinde yer alan Gao bölgesinde çocuklara yardım amaçlı bir kuruluşu yönettiği sırada 24 Aralık 2016’da kaçırılan Fransız aktivist Sophie Petronin, 4 yıl aradan sonra özgürlüğüne kavuştu. Radikal bir grup tarafından Sahel bölgesinde esir edilen Petronin, özgürlüğüne kavuşmasının ardından Müslüman olduğunu ve ismini Mariam olarak değiştirdiğini açıkladı. "ADIM ARTIK MERYEM" Petronin yaptığı ilk açıklamada, "Bugün en büyük mutluluğum ben yokken asistanımın görevi devam ettirmiş olması. Mali için dua edeceğim, Allah’ın merhameti ve

Hasbîlerle Ol

Hasbîlerle Ol Hasbîlerle yoldaş ol, hesâbî değil, Seni yolda bırakır, çün hasbî değil. Hesabî’nin hesabı, kendi kârıdır, Dost görünür amma, samîmî değil. Arzusu ve emeli, dünya sevgisi, Sana ders verir lâkin, kitâbî değil. Masa, kasa ve nîsâ, taçtır başında, Sevgi dilinden düşmez, muhibbî değil. Hubb-u câh ve riyâset, sarmış kalbini, Yolumuz aydınlık der, nûrânî değil. Dost görünür hesâbî, çıkarı için, Çok öğütler verir de, Kur’ânî değil. Hasbî yolda bırakmaz, asla dostunu, Hak rızasın gözetir, harâmî değil. Hasbîlerle ol dostum, Allah yolunda, Hasbîlerden ol dâim, nefsânî değil. Gerçek hasbî Allah’tır, “hasbiyallah” de Hakkânî ol Derûnî, zulmânî değil! Şevket Özsoy/Derûnî

Diken Değil Gül Ol, Aşığın Bülbül Olsun

Diken Değil Gül Ol, Aşığın Bülbül Olsun. Güneş herkesin üzerine eşit doğar ama Gül başka leş başka kokar... Doğruysan zarar gördüm deme, bil ki iyiler mutlaka kazanır... Kimle gezdiğine, kimle arkadaşlık ettiğine dikkat et. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür... Her şey vaktini bekler, ne gül vaktinden önce açar, ne güneş vaktinden önce doğar. Bekle senin olan sana mutlaka gelir... Üzülme, kaybettiğin her şey, başka bir surette sana geri döner... Hayat bir nefestir aldığın kadar, Hayat bir kafestir kaldığın kadar, Hayat bir hevestir daldığın kadar... Ne fark eder ki kör insan için elmas da bir cam da. Sana bakan kör ise, sen kendini cam sanma... Yaren değil yar ol, sevgilin Mevlâ olsun. Diken değil gül ol, aşığın bülbül olsun. Dostuna öyle dost ol ki, adın derman olsun... Bir gönül yapmak gelmediyse elinden, bir gönül yıkılmasın dilinden... Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır... Mevlâna Kuddîse Sirrûh

İlk Değil Son Olsun...

İlk Değil Son Olsun... Yaşam mı ölüm mü ne desem sana! Varlığındır beni benden edişim. Ömür hasretimdi sevmekten yana. Akıl mihrabımdı, mimber ateşim, İlk değil son olsun senden gidişim... Belki mucizeydi seninle olmak. Keramet sanırdım gölgeni bulmak. Korkarım değil ki sen beni kırmak, Yaptığın bir büyük kalbi ezişin, İlk değil son olsun senden gidişim... Az mı yemin ettim ardından bakıp. Atmayı bilmedin kalbimden söküp. Dişlerken gönlümü, ruhumdan öpüp, Aklımı almaktı en kolay işin! İlk değil son olsun senden gidişim... Merhamet, hoşgörü bildin mi neden? Sevdin mi bir kere sevgi görmeden? Bağlanmak; sen gibi çekip gitmeden, Belki de ölmekti şöyle bir düşün! İlk değil son olsun senden gidişim... Rüzgâr’ım ismince estiğin yeter! Barışmaktan fazla küstüğün yeter! Gözümden bu denli düştüğün yeter! Kim kimi kaybetmiş şöyle bir düşün, İlk değil son olsun senden gidişim... Ömer Faruk Yılmaz

Ülkeme Döviz Kazandırmaya Geldim; Döviz Harcamaya Değil!

Resim
Ülkeme Döviz Kazandırmaya Geldim; Döviz Harcamaya Değil! Bir arkadaşımın mühendis oğlu anlattı. Boğaz köprüsünde çalışan bir Japon mühendisin çorapları eskimiştir. Ama bir türlü yenisini almaz. Eski çorapları yıkar yıkar giyer. Mühendis Türk arkadaşları merak edip sorarlar: “- Neden yeni çorap almıyorsun?” diye… O da der ki: “- Ben buraya ülkeme döviz kazandırmaya geldim; döviz harcamaya değil! Üç hafta sonra ülkeme döneceğim! Yenisini alır giyerim! Bunu Neden Anlattım? 01.02.2007 tarihinde Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz Edirne Selimiye camii’ni ziyaret eder. Çorapları yırtıktır. Bizim gazeteciler ertesi gün hemen fotoğrafı basarlar. Alay ederler… “Ti” ye alırlar.             Alınacak Dersler: ·          Belki adamın o an için bozuk parası yoktu, ·          Belki yeni çorap almak için zamanı yoktu, ·          Belki çoraplar aniden yırtıldı, değiştirme fırsatı olmadı, ·          Belki çok tutumlu birisiydi, ·          Belki de