Kayıtlar

gözyaşları etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnsanlığı Savaşlardan, Kan ve Gözyaşlarından Kurtarabilmek…

Rusya 18 Mart 2014'te Kırım’ı işgal etti; bütün dünya sessiz kaldı. O zaman ABD, AB, BM, Nato… Neredeydi? 21.02.20022 tarihinde de Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerini işgal etti. ABD, AB, BM, Nato… ne yapacak? Kınamadan öteye gidemeyecek ve sessiz kalacaklar… Zaten ABD, AB ve diğer dünya ülkelerinin ekonomik çıkardan başka düşündükleri hiçbir şey yok… Muhtemelen Rusya, ABD, AB ve diğer egemen ülkeler bu tür işgal ve savaşlara devam edecekler; savaşların biri bitip, biri başlayacak; kan gözyaşı ve acılar artarak sürüp gidecek… Bu kısır döngü hiç bitmeyecek… Dünyada kalıcı bir barış sağlanması isteniyorsa dernal Birleşmiş Milletlerin bugünkü yapısı değiştirilmelidir. 5 Güvenlik Konseyi ülkesi haksız yetkilerinden vazgeçmeli, diğer ülkelerle eşit olduklarını ilan etmeli; acil bir Birleşmiş Milletler yasası çıkarılarak “adil ve kalıcı yeni bir BM yapısı” oluşturulmalıdır. Rusya kabul etmezse günvenlik konseyinden ve BM’den derhal çıkarılmalıdır. Dünyadaki küçük büyük bütün devl

Hakiki Dostun Gözyaşları

  Hakiki Dostun Gözyaşları   Büyük zatlardan biri, evinde otururken birden kapısı çalındı. Aşağı indi, kapı aralığından baktığında, kapının önünde bekleyen adamın eski tanıdıklarından biri olduğunu gördü. Adam, Allah rızası için sadaka istemeye gelmişti. Bu güzel insan, eski dostunu mahcup etmek istemediği için kendisine görünmedi. Hemen içeri koşup sandıkta eline ne geçerse, hepsini getirip kapı aralığından uzattı. Kesesinde olan altınlardan vermeyi de ihmal etmedi. Adam, bol bol dua ederek gittikten sonra o zat hüngür hüngür ağlamaya başladı. Karısı:   “–   Verdiklerin gözüne çok göründü, yaptığın cömertliğe pişman oldun da, onun için mi ağlıyorsun” diye sordu. “–   Hayır! Aklına gelen yanlış! Ben verdiğimi para için değil, uzun zamandan beri görmediğim bir dostumun halini sorup araştırmadığım için, onun dilenmeye mecbur olacak duruma gelişinden haberdar olup ona el uzatamadığıma ağlıyorum!”

Ben Bir Yağmur Olsaydım

Ben Bir Yağmur Olsaydım Ben bir yağmur olsaydım: Karalara, çöllere, denizlere değil; Kötü, zalim, kindar insanların; Sinelerine, beyinlerine yağar, Yıkayıverirdim tertemiz... Ben bir güneş olsaydım: Yüksek tepelere değil; Kendini büyük gören, küçük insanların; Gözlerine saçardım ışıklarımı... Sivri kayalıklara, buzullara değil; Kötülük dolu ruhlara açardım. Uzaydaki karanlıklara değil; Cahil kafalara, doğardım “nur” gibi... Ben bir çiçek olsaydım: Bahçelerde, parklarda değil; Sevgisiz, hoşgörüsüz, insanların Kalplerinde açardım. Saksılarda kırlarda değil, Kötülük saçan, zulüm kusan zalimlerin; Tüm hücrelerine “güzel kokular” saçardım... Ve böylece: Her gün acıların yaşandığı; Sel gibi gözyaşlarının döküldüğü; Sadece; inandığı gibi yaşamak isteyen, insanların; Geleceklerine, bir nebze olsun; "nurlar"  saçardım... Sonra;  “Yeter, artık!”   diyerek: Gariplerin, fakirlerin, dışlandığı; Zalimlerin, “Yaşama hakkı