Kayıtlar

sordu etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Melek

    Melek   Annesi dün Zeyneb’e: “- Melek yavrum!” diyordu. İşitince bu sözü; Kız merak etti, sordu:   “- Melek yavrum ne demek? Doğrusu anlamadım! Melek kanatlı olur; Hani benim kanadım?”   Cevap verdi annesi: “- Üç yavrum daha vardı, Onlar kanatlanarak; Elimden uçmuşlardı…”   “- Hepsi yalnız bıraktı, Bu talihsiz kadını… Bari sen uçma diye; Kopardım kanadını!”   Faruk Nafiz Çamlıbel

Tasavvufî Terbiye Altına Giren İnsan

Tasavvufî Terbiye Altına Giren İnsan; ·      Haramlardan yüz çevirir, hattâ şüpheli şeylerden bile uzak durur. ·      Haram işlenen yerlerden uzak durarak, kalbî ve rûhî huzurunu korur. ·      Hayatın geçici heveslerinin peşinden koşmaz. ·      Kendisine verilen ömür emânetini, nefsinin gelip geçici isteklerine harcamaz. ·      Kur’ân-ı Kerim ve Sünnet’i hayatına rehber edinerek; ömrünü sâlih amel, hayır ve hasenatlarla süsler. ·      İbâdetlerini huşû içerisinde yapmaya; Allah’ü Teâlâ yolunda hizmet etmeye; Salihlerle birlikte olmaya gayret eder…

Mübârek Bir Zât Talebelerine Sordu

  Mübârek Bir Zât Talebelerine Sordu   Mübârek bir zât, bir Müslüman’a ait kabrin önünde durup, talebelerine sorar: “- Bu kabirdeki kişi, tekrar dünyâya gelse, sizce ne ile uğraşır ve ne yapar?” Talebenin birisi der ki: “- Elbette sürekli namaz kılar.” Diğer bir talebe de der ki: “- Devamlı oruç tutar.” Bir diğeri de der ki: “- Cihad eder, emri ma’rûf yapar.” Velhâsıl, talebeler faydalı bütün işleri sayarlar… O zât buyurur ki: “- Bu mezarda yatan kişinin dünyâya tekrar gelip gelemeyeceği şüphelidir ama sizin oraya gideceğiniz kesindir. Yani siz de onun gibi öleceksiniz. O hâlde neden şimdi bu söylediklerinizi yapmıyorsunuz ve neyi bekliyorsunuz? Onun kaybettiği fırsatı, siz bir ganimet bilmeli ve yarına bırakmadan bu faydalı işlerle uğraşmalısınız.”

Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm Cehennemi Sordu

Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm Cehennemi Sordu Bir gün Peygamber efendimiz Cebrail aleyhisselama Cehennemi sordu. Cebrail Aleyhisselam da uzun uzun Cehennemi anlattı. Peygamber efendimiz anlatılanlara dayanamayıp bayıldı. Ayıldığında buyurdu ki: – Ey Cebrail, böyle şiddetli, felaket yere benim ümmetim girecek mi? – Evet. Ümmetinin büyük günah işleyenleri Cehenneme girecektir. Bunun üzerine Peygamber efendimiz çok ağladı. Cebrail aleyhisselam da ağladı. Sonra odasına çekildi. Sadece namaz için dışarı çekiyor bunun dışında kimseyle görüşmüyordu. Peygamber efendimizin dışarı çıkmayışının üçüncü günü hazreti Ebu Bekir kapısının önüne gelerek. – Rasulullahı görmek mümkün mü? Diye seslendi. Fakat içeriden bir cevap gelmeyince ağlayarak kapıdan ayrıldı. Sonra hazret–i Ömer gelip, ayni şekilde söyledi. Ona da cevap gelmeyince ağlayarak oradan ayrıldı. Sonra Selman–i Farisi hazretleri geldi. Ona da bir cevap verilmeyince, ağlayarak hazret–i Alinin evine gidip durumu anla...

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Cebrail Aleyhisselâm'a Sordu

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Cebrail Aleyhisselâm'a Sordu   “- Ey Cebrail Aleyhisselâm! Hiç 7 kat semadan yeryüzüne korku ve dehşet içinde hızlıca indin mi?” Cebrail Aleyhisselâm: “Evet, Ya Muhammed 3 kez dediğin şekilde indiğim oldu.” Bunun üzerine Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem sordu: “- Nasıl oldu anlat?” “- Birincisi dedi Cebrail Aleyhisselâm; Hz. İbrahim Aleyhisselâm Aleyhisselâm ateşe atılırken Allah Celle Celâlüh bana dedi ki: “- Sor bakalım İbrahim'in bizden bir dileği var mıdır?” O sırada İbrahim ateşe atılmış şekilde havada ilerliyordu. (o zaman mancınık yöntemiyle ateşe atmışlardı İbrahim Peygamberi) Cebrail: “- Hemen süratle indim yeryüzüne ve İbrahim'e sordum:” “- Var mıdır Rabbinden istediğin bir şey?” İbrahim peygamber cevapladı: “- Çekil çekil! Rabbim'den geldiyse başım üstüne.” Bunun üzerine Yaradan emretti. “- Ateşe serin ol! Yere yumuşak ol!” Dedi. Peygamber Efendimiz Sallal...

Zor bir dönemden geçerken ne yapmalı?

Resim
Zor Bir Dönemden Geçerken Ne Yapmalı? Dervişe sordular: “Zor bir dönemden geçerken ne yapmalı?”  “Derviş dedi ki:” •   Sonsuza kadar sürmeyeceğini bilmeli. •      İmtihan olduğunu düşünmeli. •      Daha kötüsü olmaması için dua etmeli! ·      Yanında olanları sonrasında sevindirmeli, •       Yanında   olmayanları terk etmeli!”

İngiliz’in Biri, Bir İslâm Âlimine Sordu

İngiliz’in Biri, Bir İslâm Âlimine Sordu İslam’da kadının namahrem erkek ile tokalaşması neden haramdır? Âlim dedi; Sen İngiliz kraliçesinin elinden tutabilir misin? İngiliz; Hayır, sadece özel olan, sınırlı bir kesim, kraliçenin eline dokunabilir. Dedi. Âlim; Bizim kadınlarımızın hepsi kraliçedir ve kraliçeler yabancı erkeklere el vermezler dedi. İngiliz tekrar sordu; Sizin kadınlarınız neden saçlarını ve bedenlerini örtüyorlar? Âlim tebessüm ederek iki tane çikolata aldı. Birisinin paketini açtı diğerini ise açmadı ve sonra her ikisini de toprak üstüne attı. Birkaç dakika sonra toprağa bulaşan açık çikolatanın üzerine sinekler kondu. Âlim İngiliz’e dedi; Eğer bunlardan birisini al desem hangisini tercih edip alırsın? İngiliz, paketi açılmayanı alırım dedi. Âlim, İşte Bundan Dolayı Bizim Kadınlarımız Hicaba Riayet Ediyorlar dedi. (Alıntı) …………………………………………………………………. Öğretmenler odasında bir bayan öğretmen: “Neden benimle tokalaş mıyorsun?” diye sordu...

Son Nefeste Tevbe

Son Nefeste Tevbe Bir terzi, büyüklerden birine sordu: - Ölüm yaklaşınca tevbenin kabul edileceğini bildiren hadis-i şerifin açıklaması nasıldır? - Evet tevbe kabul edilir; ama senin mesleğin nedir? - Terziyim, elbise dikerim. - Terzilikte en kolay iş nedir? - Kumaşı makasla kesmektir. - Kaç yıldır terzisin? - Otuz yıldır. - Canın gargaraya gelince kumaş kesebilir misin? - Hayır kesemem. - Otuz yıl kolaylıkla yaptığın işi, o zaman yapamazsan, ömründe hiç yapmadığın tevbeyi, can gargarada iken nasıl yapabilirsin? Bugün gücün yerinde iken tevbe eyle! O zaman yapman çok güç olur. Şimdi tevbe edersen, o zaman da tevbe etmek nasib olur. Genç terzi tevbe edip, salihlerden oldu. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini biliniz! Ölmeden önce hayatın, hastalıktan önce sıhhatin, dünyada iken ahıreti kazanmanın, ihtiyarlıktan önce gençliğin, fakirlikten önce zenginliğin kıymetini biliniz!) [Hakim] (Allah katında en sevgili olan, tevb...

Size Hizmet Edenleri Hep Hatırlayın...

Size Hizmet Edenleri Hep Hatırlayın... Bir pastanın üç otuz paraya satıldığı günlerde 10 yaşında bir çocuk pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu... Çocuk sordu: "Çikolatalı pasta kaç para?" "50 cent!" Çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı. Bir daha sordu: "Peki dondurma ne kadar..." "35 cent" dedi garson kız sabırsızlıkla... Dükkânda yığınla müşteri vardı ve kız hepsine tek başına koşuşturuyordu. Bu çocukla daha ne kadar vakit geçirebilirdi ki... Çocuk parasını bir daha saydı ve "Bir dondurma alabilir miyim lütfen" dedi. Kız dondurmayı getirdi. Fişi tabağın kenarına koydu ve öteki masaya koştu. Çocuk dondurmasını bitirdi. Fişi kasaya ödedi. Garson kız masayı temizlemek üzere geldiğinde, gözleri doldu birden. Masayı sanki akan yaşlar temizleyecekti. Boş dondurma tabağının yanında çocuğun bıraktığı 15 centlik bahşiş duruyordu...

Motivasyon Olmazsa Olmaz!

Motivasyon Olmazsa Olmaz! Ünlü bir iş adamı, bir gün çelik işleyen fabrikalarından birini denetliyordu, fabrikasından yeterince verim alamadığını düşünüyordu, bunun nedenini ustabaşına sordu:  – Ustabaşı, sen becerikli birisin neden fabrikadan yeterince verim alamıyoruz? Ustabaşı cevap vermiş: – Patron, bütün işçilere göz açtırmadım, çok çalıştırdım az çalışırlarsa işten atmakla dahi tehdit ettim. Fakat yeterince verim alamadık. İş adamı fabrikadaki işçilerden birine sordu: – Bugün kaç ton çelik işlediniz? – on iki İş adamı fabrikanın görünen bir yerine büyükçe 12 yazdı ve çıkıp gitti. Gece vardiyasının işçileri geldiklerinde 12 rakamı ne anlama geliyor diye sordular. Gündüz vardiyası işçileri de: – Patron bugün bize kaç ton çelik işlediğimizi sordu, 12 ton diye cevap verdik, buraya 12 yazdı ve gitti. Ertesi gün iş adamı tekrar fabrikaya geldi. Yazdığı 12 rakamı silinmiş ve yerine 15 yazılmıştı. Gündüz vardiyası işçileri geldiklerinde 15 yazısını gördüler. Ge...

40 Hadis-i Şerif 4

40 Hadis-i Şerif 4 ١) اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا : لِمَنْ يَا رَسُولَ اللَّهِ؟ قَالَ : لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ      1-   Allah Rasûlü; “Din nasihattir/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün Müslümanlar’a” diye cevap verdi. Müslim, İmân, 95. ٢) اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ 2 ) İslâm, güzel ahlâktır. Kenzü’l-Ummâl, 3/17, Hadis No: 5225. ٣) مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللَّهُ 3) İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez. Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16. ٤) يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا 4) Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6. ٥) إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ : إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ 5) İnsanların Peygamberlerden öğrene ...