Kayıtlar

Radıyallahü Anh etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hazret-i Osman’ın Radıyallahü Anh’a “Yahudi” Diyen Adam

  Hazret-i Osman’ın Radıyallahü Anh’a “Yahudi” Diyen Adam   Zengin bir adam vardı. Hazret-i Osman’ın Radıyallahü Anh’a düşmanı idi. Hatta O’na Yahudi bile derdi. İmâm-ı A’zam Rahmetullahi Aleyh hazretleri bunu duyup adamı çağırdı ve şöyle dedi: “- Senin kızını tanıdığım bir Yahudiye vermek istiyorum.” Adam şaşkınlık içinde kaldı. Hemen itiraz etti: “- Sen Müslümanların imamısın. Bir Müslümanın kızını bir Yahudiye nikâh etmeye nasıl cevaz verirsin? Ben katiyen kızımı Yahudi’ye vermem.” “- Sübhanallah! Kızını, bir Yahudi’ye vermeye râzı olmuyorsun da, Peygamber aleyhisselâmın iki kızını bir Yahudi’ye verdiğini nasıl söyleyebiliyorsun?” Adam bu cevap karşısında hatasını anladı. İmâm-ı A’zamın mübârek sözlerinin bereketiyle bozuk itikadından vaz geçip tevbe etti.

Muhammed Bin Hanefiyye Radıyallahü Anh

Muhammed Bin Hanefiyye Radıyallahü Anh Hazreti Ali Radiyallahü Anh’in oğlu. Annesi Havle binti Ca’fer bin Kays-ı Hânefiyye Radiyallahü Anha olduğu için, İbni Hânefiyye denilir. Hicretin 21. senesinde doğdu. 71 (m. 6901)’de Medine’de vefât etti. Muhammed Hanif, Muhammed Hânefiyye ve Muhammed-ül-Ekber Radiyallahü Anh da denir. İsmi Muhammed, künyesi Ebü’l-Kâsım. Nesebi, Muhammed bin Ali bin Ebî Talib bin Abdulmuttalib bin Haşim bin Abd-i Menaf bin Kusey’dir. Künyesinin Ebül Kâsım olması, Peygamber efendimiz tarafından Hazreti Ali’nin evlâdına verilen husûsî bir izin iledir. Muhammed bin Hânefiyye, Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin’den sonra, Hazreti Ali’nin oğullarının en üstünü idi. Hazreti Münzir-i Sevrî buyuruyor ki: “Ben, bir defa Muhammed bin Hânefiyye’ye dedim ki, senin hem ismin hem de künyen, Peygamber efendimizin isim ve künyesi gibidir. Bu ise caiz midir?” Cevap verdi ki: “Ben, babam Hazreti Ali’den duydum. Buyurdu ki, Resûlullah’a (aleyhisselâm) arz ettim ki: “Yâ R

Hazret-i Ebu Hüreyre (Radıyallahü Teâlâ Anh)

Hazret-i Ebu Hüreyre (Radıyallahü Teâlâ Anh) Hazret-i Ebu Hüreyre (radıyallahü teâlâ anh), eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Adı Abdurrahman’dır. Eshab-ı kiram arasında Abdullah bin Ömer’den sonra, en çok hadis bilen budur. Yemen’in Devs kabilesindendir. Künyesi Ebu Hüreyre’dir. Resulullah efendimiz, bir gün eteğinde kedi yavrusunu severken görünce kedi yavrusunu seven anlamında Ebu Hüreyre ismini verdi. Yemen’deki Devs kabilesinin ileri gelenlerinden ve meşhur şair olan Tufeyl bin Amr’ın İslam’a davet etmesiyle Müslüman oldu. Hicretin yedinci yılında, Tufeyl bin Amr ve diğer iman edenlerle birlikte, Hayber’in fethi esnasında, Medine’ye geldi. Bir daha, Yemen’e dönmeyip Medine’de kaldı. Hazret-i Ebu Hüreyre, müslüman olduktan sonra, annesinin de müslüman olmasını çok istiyor, bunun için çok uğraşıyordu. Fakat bir türlü muvaffak olamıyordu. Bu hususta şöyle anlatmıştır: Bir gün Resulullahın huzuruna gidip, ya Resulallah, annemi İslam’a davet ediyorum, kabul etmiyor. Bu