Kayıtlar

Kasım 17, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Peygamber Efendimizin İlim Duâsı

  Peygamber Efendimizin İlim Duâsı Âyet-i kerîmelerde “tezkiye” ile “Kitap ve hikmetin tâlimi”nin bir arada zikredilmesi de dikkat çekicidir. Bu aynı zamanda; tezkiye olmamış bir kalple, gerçek mânâda ilim tahsil edilemeyeceği, tahsil edildiği düşünülen ilmin ise, sahibine ebedî kurtuluş yolunda hiçbir fayda sağlamayacağının bir ifâdesidir. Bunun içindir ki Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عِلْمٍ لَا يَنْفَعُ، وَمِنْ قَلْبٍ لَا يَخْشَعُ، وَمِنْ نَفْسٍ لَا تَشْبَعُ، وَمِنْ دَعْوَةٍ لَا يُسْتَجَابُ لَهَا.   “Allâh’ım, fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten ve kabûl olunmayacak duâdan Sana sığınırım.” niyâzında bulunmuştur. (Müslim, Zikir, 73) Kalben seviye katetmemiş bir insan, -ne kadar bilgili olursa olsun- ham kalmaya mahkûmdur. O, bu hamlığıyla dünyevî ilimleri tahsil edip, meselâ bir doktor olsa, insanlara şifâ tevzî edeceği yerde, nefsânî ihtiraslarını tatmin edebilmek için, organ kaçakçıl...

Nûşinrevân Ve Delikanlı

  Nûşinrevân Ve Delikanlı   Tarihte adâletiyle meşhur olan Nûşirevan, bir gün avda iken beraberindeki arkadaşlarından ayrıldı ve yolu bir bahçeye vardı. Orada bulunan bir delikanlıya:   “– Bana bir nar verir misin?” dedi. Delikanlı da verdi.   Nûşirevan, narın tanelerinden bolca su çıkarıp susuzluğunu giderdi ve bu hâl çok hoşuna gitti, âdeta mest oldu. İçinden;   “– Böylesine lezzetli meyvesi olan bu bahçe mutlakâ benim olmalı. Ben ne yapıp edip bu nar bahçesini almalıyım.” diye düşündü.   Ardından bir nar daha istedi. Fakat bu defa aldığı nar, kuru ve ekşi çıktı. Bunun sebebini sorunca, o firâset sahibi delikanlı:   “– Sultânım, herhâlde gönlünüz haksızlığa meyletti. Güç ve kudretinizle bu bahçeyi benden almayı düşünmüş olmalısınız.” dedi.   Bunun üzerine Nûşirevan, bahçeyi cebren alma düşüncesinden vazgeçip içindeki kötü niyetten pişman oldu, tevbe etti. Sonra bir başka nar daha isteyince, birinciden çok daha sulu ve...

Kabul Edilmeyen Sahibine Geri Dönen Ameller

  Kabul Edilmeyen Sahibine Geri Dönen Ameller   Bir kişi, Muaz b Cebel”e Radiyallahü Anh “Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem”den dinlediğin bir hadîs-i şerîfî bize nakleder misin?” dedi. Bunun üzerine Muaz Radiyallahü Anh ağladı. Hatta susmayacağını sandım. Sonra sustu, devam ederek dedi: Hz. Peygamber Aleyhi Vesellem” bana: “Ey Muaz!” dedi. “Buyur! Anam babam sana fedâ olsun ya Rasûlullah Aleyhi Vesellem!” dedim. O zaman şöyle buyurdu: “Söyleyeceğimi ezberlersen sana fayda verir. Eğer unutursan kıyamette Allah katında delilin olmaz. Ey Muaz! Allah Teâlâ, yer ve gökleri yaratmadan önce yedi melek yarattı. Sonra gökleri yarattı. Yedi göğün her biri için bir melek vazifelendirdi. O meleği orada kapıcı yaptı. O gökleri, büyüklük yönünden oldukça yüceltti. Hafaza melekleri, sabahtan akşama kadar ibâdet ve taatta bulunan kulun amellerini göklere yükseltirler. Dünyamıza en yakın göğe varıncaya kadar, o amelin, güneşin ışığı gibi bir ışığı olur. Oraya varıncaya kada...