Kayıtlar

çöl etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Fakir Bedevi

Fakir Bedevi Fakir bedevi çölde, yaşlı hanımıyla birlikte yaşıyordu. Bir eşekleri ve birkaç koyunları vardı. Bedevinin yaşlı hanımı zaman zaman fakirlikten şikâyet ederdi. O gün de fakirlikten şikâyete başladı. Adam hanımını teselli etmek istedi. Sabrın ecrini anlattı ise de kadının şikâyetlerinin sonu gelmiyordu. Sonunda adamın sabrı taştı ve hanımına sordu: O zaman fakirliğin çaresi neyse onu söyle! Kadın bunun üzerine konuştu: “ – Bağdat’a, halifeye git, derdini anlat. O cömerttir. Sana ihsanda bulunacaktır. Çünkü o yoksulların ümit kapısıdır. Kadın kendince çareyi söylemişti. Adam başını iki elleri arasına alarak düşündü, düşündü. Sonra şöyle söyledi: Koskoca halifenin huzuruna eli boş varılmaz ki! Oysa benim halifeye hediye edecek bir şeyim yok. O sırada hanımı bir şey hatırladı. Çölde su çok önemli bir nimetti. Güzün ve Sonbaharda açılan kuyular kurur, susuzluktan hayvanlar ölürdü. Sonbaharda yağan yağmur hem çöldekileri içme sularına kavuşturur, hem de yeni bir

Çöl Ve İsrailoğullarının Nankörlüğü

Çöl Ve İsrailoğullarının Nankörlüğü İsrailoğulları Musa Aleyhisselâm Peygamberin önderliğinde kurtulmuşlardı. Bir çöle sığınmışlardı. Ancak çölde sıcak ve güneş vardı. Onları güneşten kim koruyacaktı? Elbette Allah. Gökyüzü bulutlarla kaplandı. İsrailoğulları çölde nereye gitseler bulutlar üzerlerinde onları takip ediyorlardı. Susayınca Musa Aleyhisselâm'ya vardılar. Musa Aleyhisselâm Rabbine dua etti. Ve asasını yere vurduğunda, yerden sular fışkırmaya başladı. Açlıklarını gidermek için yine Musa Aleyhisselâm'ya koştular ve Musa Aleyhisselâm yine Allah'a yalvardı. Yüce Allah da onlar için kudret helvası ile bıldırcın kuşları gönderdi. Fakat İsrailoğullarının ahlakları bozulmuştu. Hiç birşeye karar veremiyorlar, sürekli şikayet ediyorlardı. Verilen bunca nimete ise hiç şükür etmiyorlardı. Artık onların bütün istekleri çölden çıkıp şehirde oturmak olmuştu. Allah onlara: -Şu şehirde yerleşin ve onun ürünlerinden yiyin, “günahlarımızı bağışla” diye dua edin. O ka

Yolda Kalana, Darda Kalana Kimse İyilik Etmez!

Resim
Yolda Kalana, Darda Kalana Kimse İyilik Etmez! Bir adam atıyla bir yolculuğa çıkmış. Epey yol aldıktan sonra bir çölde yorgun argın adım atamayacak halde derviş kılıklı birine rastlamış. Selâm vermiş. Adamın konuşması onu çok etkilemiş. İyi kalpli yolcu, derviş kılıklı adama; “Kardeş ben hep at sırtındayım. Atıma biraz da sen bin! İleride de ben binerim. Hem yârenlik ederiz hem yorulmadan gideriz!” demiş. Derviş kılıklı adam ata biner binmez; atı mahmuzlayarak dörtnala oradan uzaklaşmış. Atın sahibi, adamın arkasından; haykırmaya başlamış… “Ne olur, bir dakika dur! Senden bir şey isteyeceğim! Dinle de nereye gidersen git!” Derviş kılıklı hırsız adam, merak edip durmuş; “İsteyeceğin ne olabilir ki… Ne kadar yalvarsan da atını geri vermeyeceğim! “Hayır, atımı istemiyorum. İstesem de vermeyeceğini biliyorum. Sen içimdeki iyi adamı öldürdün! Sakın bu olayı kimseye anlatma! Onu demek istiyorum!” “Anlatsam ne olacak ki?” demiş derviş kılıklı adam hayâsızca…