Kayıtlar

Cüneyd-i Bağdadi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Şükürün Manası Nedir?

Şükürün Manası Nedir? Cüneyd-i Bağdadi "Kuddise Sirruh", henüz çocuk idi. Dayısı Sırrı Sekati hazretleri Onu yanına alıp hacca gitti. Mescid-i haramda dört yüz âlim toplanmış, şükrün tarifini yapıyorlardı. Bir kenara oturup dinlediler. Dört yüz tarif yapıldıysa da, yine de tam tarifi yapılamamıştı. Sırrî Sekati hazretleri, yeğenine; - Kalk Cüneyd, sen de bir tarif yap, dedi. Hazret-i Cüneyd; - Peki, dayıcığım, deyip kalktı. Ve yüksek sesle; - Şükür, Allah’ü Teâlâ’nın verdiği nimetleri, O'nun emrettiği yerde kullanmaktır, dedi. Âlimler, bu tarifi çok beğenip; - Şükrün manası şimdi tamam oldu, dediler.

Sermayesi Eriyen Adam!

Sermayesi Eriyen Adam! Cenâb-ı Hak buyuruyor:             “…Ne hayır işlerseniz Allah onu bilir. “Ey müminler! Ahiret için! azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı takvâdır. Ey akıl sahipleri! Benden (emirlerime muhalefetten) sakının.” (Bakara, 197) Rasûlullah (sav) buyuruyor: "İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: 1- Sadaka-i câriye, 2- İstifade edilen ilim, 3- Kendisine dua eden hayırlı evlat." (Müslim, Vasiyyet 14. Ebû Dâvûd, Vasâya 14; Tirmizî, Ahkâm 36; Nesâî, Vasâyâ 8)  Eski zamanlarda, içecekleri ve bazı yiyecekleri korumak için, dağlardan buz kesilir, dağarcık veya kırbalara konur pazar yerlerinde satılırdı. Buz parçası sıcağı görür görmez erimeye başlardı. Sıcak bir yaz gününde, Cüneyd-i Bağdadi Rahmetullahi Aleyh, talebeleriyle şehirde dolaşırken, böyle bir buz satıcısına rastladı. Satıcı: “Sermayesi eriyip giden şu adama acıyın, merhamet edin! Buzlarımı erimeden alın!” diye bağırıyordu.