Kayıtlar

Kader etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kadere Razı Olmak, Kadere Rıza Göstermek

Kadere Razı Olmak, Kadere Rıza Göstermek   Abdülkâdir Geylâni Kuddise Sirruh buyurur:   Ey oğul! Kadere rıza göstermek, kavgalar, çekişmeler ve didişmeler sonunda dünyalığa nail olmaktan daha güzeldir. Kadere rıza göstermenin sıddıkların kalplerinde husule getirdiği tatlılık, nefsani arzularla zevklere nailiyetin verdiği tattan çok daha büyüktür. Allah dostlarının nazarında, kadere razı olmak, dünyadan ve bütün dünyadakilerden çok daha tatlıdır. Zira Allah'ın takdirine razı olmak, her halükarda hayatı güzelleştirir, tatlılaştırır, huzurlu kılar..." (Fethur Rabbani 51. meclis) Gene buyuruyor: - Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri peygamberlerine indirmiş olduğu kitaplarından birinde şöyle buyurur: Ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Kim benim hükmüme teslimiyet gösterir, vereceğim belalara sabreder ve nimetlerime şükrederse onu katımda sıddıklar topluluğundan yaparım. Kim de benim hükmüme teslimiyet göstermez, belâlarıma sabretmez ve nimetlerime de şükr

Kadere Rıza Göstermek

Kadere Rıza Göstermek   Abdülkâdir Geylâni Kuddise Sirruh buyurur: “Ey oğul! Kadere rıza göstermek, kavgalar, çekişmeler ve didişmeler sonunda dünyalığa nail olmaktan daha güzeldir. Kadere rıza göstermenin sıddıkların kalplerinde husule getirdiği tatlılık, nefsani arzularla zevklere nailiyetin verdiği tattan çok daha büyüktür.” “Allah’ü Teâlâ dostlarının nazarında, kadere razı olmak, dünyadan ve bütün dünyadakilerden çok daha tatlıdır. Zira Teâlâ'ın takdirine razı olmak, her halükârda hayatı güzelleştirir, tatlılaştırır, huzurlu kılar..." (Fethurrabbani 51. meclis) Gene buyuruyor: - Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri peygamberlerine indirmiş olduğu kitaplarından birinde şöyle buyurur: “Ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Kim benim hükmüme teslimiyet gösterir, vereceğim belâlara sabreder ve nimetlerime şükrederse onu katımda sıddıklar topluluğundan yaparım. Kim de benim hükmüme teslimiyet göstermez, belâlarıma sabretmez ve nimetlerime de şükretmezse benden başka bir Rab

Kaderimi Ben Seçmedim

  Kaderimi Ben Seçmedim   Kaderimi ben seçmedim, Rabbim ikram etti Elhamdülillah!   İyiyim desem yalan olur, Kötüyüm desem inancıma dokunur.   En iyisi şükre vurayım dilimi, Belki o zaman kalbim kurtulur.   Dua'm belli, Duyan belli, Gerisi Takdiri İlâhi…   Mevlâna Celaleddin Kuddise Sirrûh

Kader Kıssası

Kader Kıssası           Bir talebeye yolculuğu sırasında kaderin sırrının bilinmezliğini gösteren ibretlik hadise…           Bir talebe köyden şehre ilim öğrenmek için yaya gidip gelmektedir. Yolculuğu sırasında bir ağacın altında abdest alıp namazını kılar ve dua Eder. Sonra ağaca yaslanır ve:           “Ey Rabbim, ben hep senin için namaz kılıyorum, sana dua ediyorum; ama kader sırrını bir türlü anlayamıyorum. O kadar ilim öğrenmeme rağmen kaderi idrak edemiyorum!” diye düşünmeye başlar.           Yarı uyanık bir hâlde kendini karıncaların okulunda bulur. Karıncaların köyünü su basmıştır. Bir kısmı boğulup gitmiş, sadece yüksek kayaların üzerlerine sığınabilenler hayatta kalmıştır. Sağ kalanların içinden toplanan karınca profesörler bu hiç beklemedikleri suyun kaynağını araştırmaktadırlar. Aralarında şu konuşmalar geçer:           - Bu bir seldir, dağlardan gelmiştir!           - Hayır! Sular ılıktı, yer altından fışkırmıştır!           - Hayır hayır! Bu ol

Sakın Kader Deme Kaderin Üstünde Bir Kader Vardır

Sakın Kader Deme Kaderin Üstünde Bir Kader Vardır Ey sevgili…; En sevgili…; Uzatma dünya sürgünüm benim Ülkendeki kuşlardan ne haber, vardır Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır Aşk celladın dan ne çıkar mademki yâr vardır Yoktan da vardan da öte bir Var vardır Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır Yanmışsam külüm den yapılan bir hisar vardır Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır Sevgili…; En sevgili…; Ey sevgili…! Sezai KARAKOÇ

İnsan Kendi Kaderini Kendi mi Belirler, Yoksa Allah Tarafından mı Belirlenir?

İnsan Kendi Kaderini Kendi mi Belirler, Yoksa Allah Tarafından mı Belirlenir? Soru Detayı - Her şey Allah'ın dilemesiyle olur, bizim de içimiz bu inançla rahatlar. Tabi ki biz istekte bulunacağız, veren de Allah'tır şüphesiz. Merak ediyorum örneğin: eşimizi Allah bize seçmiştir değil mi, yani onca insan arasında bir insanı severiz? İşimiz; bir meslek için okursun, ama başka bir şey de çalışırsın vb. - Evlilik ve iş seçimi konusunda, kaderin irademiz üzerindeki etkisi nedir? Başımıza gelenler (musibetler) kader midir? - Kader ve ilahi takdiri açıklar mısınız? Cevap Değerli kardeşimiz, 1. Kader konusunda aklınıza takılan her şeyi sorabilirsiniz. Bu durum inkâr ettiğiniz anlamına gelmez. Nitekim Kur'an'dan öğrendiğimize göre Hz. İbrahim aleyhisselam ölülerin nasıl diriltileceğini sormuş, sonra da "Allah'ım inanmadığımdan değil, kalbim tatmin olsun diye soruyorum." demiştir. Bu nedenle bizler de aklımıza takılan sorularımızı sorabiliriz. Bi

Kaderden Kaçmak

Kaderden Kaçmak Bir gün adamın birisi koşarak Hz. Süleyman'ın Aleyhisselâm'ın huzuruna girdi. Adam tir tir titriyordu. Yüzü sararmış, dudakları morarmıştı. Hz. Süleyman  Aleyhisselâm : - Ne oldu sana, bu halin nedir? dedi. Adam soluk soluğa cevap verdi:... - Azrail bana çok tuhaf bir nazarla, hatta hışımla baktı. îçime tarifsiz bir korku düştü. Sizin adaletinize sığındım, de­di. - Peki, benden ne istiyorsun? dedi Süleyman Aleyhisselâm. - Ey adil padişah. Rüzgara emret, beni Hindistan'da bir aday a bıraksın. Belki orada Azrail'in hışmından canımı kur­tarırım, dedi adam. Hz. Süleyman rüzgara emretti ve rüzgar da adamı Hin­distan'da bir aday a götürdü. Ertesi gün Hz. Süleyman divan vaktinde halkı kabul ederken Azrail  Aleyhisselâm  çıkageldi. Hz. Süleyman  Aleyhisselâm , bir gün evvelki hadise­yi, adama niçin hışımla baktığım sordu. Azrail  Aleyhisselâm : - Ey Allah'ın şanı yüce peygamberi. Ben o adama hışım­la bakmadım, onu görünc

Kaza ve Kader

Kaza ve Kader Kaza ve kader mevzuunda çok fikirler ileri sürülmüş ve birçok ilim adamı bu meselede beyinlerini zorlayarak —Allah korusun—, küfre kadar gitmişlerdir. Bu mevzuda ta Hazreti Ali Radiyallahü Anh zamanında görüşler ortaya atılmaya başlanmış ve mevzuya açıklık getirilmesi istenmiştir. Bir gün bir ihtiyar Halife Hazreti Ali Radiyallahü Anh’ın huzuruna çıkarak şöyle sordu: - Bizim Şam'a Sıffin Harbine yürümemiz Allah'ın kaza ve kaderiyle miydi? Bunu bize söyler misin? Hz. Ali Radiyallahü Anh şu cevabı verdi: - Nebatları, çimenleri bitiren, mahlûkata can veren Allah aşkına derim ki, hangi yere ayak bassak ve hangi yere konsak bu ancak Allah'ın kaza ve kaderiyle değil de nedir? - öyle ise bizim yorulmamız boşuna, bizim için mükâfata, ecir ve sevaba hak kazanmak yok gibi. - Ey ihtiyar, siz giderken Allah size gidişiniz için büyük ecir verdi. Dönüşte de dönüşünüz için ecir verdi. Çünkü siz bunları yaparken zorla yaptırmış buna mecbur edilmiş de