Kayıtlar

Lokma etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Lokmayı Bölüşmek

  Lokmayı Bölüşmek   Dünya hayatı iniş ve çıkışlarla, düz ve yokuşlarla dolu. Her zorluğun bir kolaylığı, her bolluğun bir darlığı var. Hayat tekdüze değil. Belki de bu, dünyanın Allah’ın cemal ve celal sıfatlarının mazharı olmasının tabii bir gereği. Eşya zıtları ile kaim olduğu, karşıtlarıyla tanınıp anlaşılabildiği için Câmiu’l-ezdâd olan Allah’ın cemal sıfatlarından hayır, güzellik, gündüz, iman, iyilik ve cennet; celal sıfatlarından şer, çirkinlik, gece, küfür, kötülük ve cehennem zahir oluyor. Ancak gece ile gündüzün birbirini izlemesi gibi cemal ile celal de birbirinin peşi sıra geliyor. Nitekim Niyazi Mısrî bunu ne güzel ifade etmiş: Cemâli zâhir olsa, tiz celâli yakalar ânı Bu âlemde gül açılsa yanında hâr olur peydâ Cemalin ve celâlin zuhuru hayatın her safhası ve her alanı için geçerli. Ferdi hayatta, içtimai hayatta ve ekonomik hayatta. Önemli olan her celal içre bir cemal ve her cemal içre de bir celal bulunduğunun farkında olabilmektir. Nitekim bazıları “gerçek

Fakire Verilen Bir Lokma, Sahibine Beş Şeyi Müjdeler

  Fakire Verilen Bir Lokma, Sahibine Beş Şeyi Müjdeler   ·    Bir tane iken beni çoğalttın. ·    Küçük idim, büyüttün. ·    Düşman iken, beni dost ettin. ·    Fâni, yok olmak üzere iken, beni sonsuz kalıcı ettin. ·    Bugüne kadar sen beni muhafaza ettin, artık ben seni muhafaza ederim.” Ey Oğul İlmihâli)

Helâl Lokma

Helâl Lokma Muhammed Acıyan             Günümüzde sosyal problemlerin artması, devletleri ve milletleri yeni çözüm önerileri üzerinde çalışmaya zorlamaktadır.             Bir toplumun fertleri arasında suç oranları arttıkça, alınacak tedbirler de araştırılmaya başlanmaktadır. Bir milletin geleceği olan çocukların nasıl eğitilmesi gerektiği üzerinde İslam Eğitim Tarihinden birçok örnekler bulmak mümkündür. Tecrübeyle sabittir ki bu uygulamaların başarıyla uygulandığı devreler de ne kadılara ne de devlet adamlarına çok fazla iş düşmemiştir.             Eğitimde en önemli hususlardan biri de herkesin üzerinde hemfikir olacağı üzere çocuğun beşikten mezara Helâl lokmayla beslenmesidir. Aile ocağı aynı zamanda bir mekteptir. Uzmanlar çocuğun kişiliğinin temel özelliklerinin ilk yıllarda oluştuğunu söylerler. Toplumun geleceği olan çocuklar ailede şekillenir. Küçükler ailede büyüklerin davranışlarını görerek taklit ederler. Devamlı olarak gördüğü hareketler çocuğun ruhunda iyic

Duada İhlâs Ve Helâl Lokmanın Önemi

Duada İhlâs Ve Helâl Lokmanın Önemi Duâda ihlâs (samimiyet) ve helâl lokmanın ehemmiyetine dair Nebiyy-i Ekrem –sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz’den nakledilen hadîs-i şerîfler… “Bir kimse zâhir ve bâtınını tanzîf ve tathîr ile kırk gün hâlisan Cenâb-ı Allah için amel ve ibâdet ederse kalbi menba-ı hikmet olup lisânından zülâl-i mârifet cereyan etmeye başlar.”(Suyûtî, el-Câmiu’s-sağîr, no: 8361) “Kul ihlâs ile لَا إِلٰهَ اِلَّا اللّهُ ‘Lâ ilâhe illâ Allah’ “Başka ilâh yok, ancak Allah vardır!” dedikçe hiç bir hicâb onu geri çevirmeksizin bu zikri, Allah’a yükselir. Allah’a vâsıl olunca Allah bu kelimeyi söyleyene nazar eder. Allah’ın nazar ettiği her bir muvahhid kulunu rahmeti içine alması O’nun hakkıdır.” (Ali el-Müttakî, I, 56-57/181) “Helâlliğinde ve haramlığında şüphe bulunan nesneyi terk eyle ve helâl olduğu muhakkak bulunan şeyleri kabul et.” (Buhârî, Büyû’, 3; Tirmizî, Kıyame, 60) Bu hadîs-i şerîf, insanın bâtınını haramdan korumak için kemâl-i ihtiyat

Bir Lokmanın Bedeli

Bir Lokmanın Bedeli Cenâb-ı Hak bir âyet-i kerîmede şöyle buyurur:   “…Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Zaten siz, Allah rızasını aramaktan başka bir gâye ile infak etmezsiniz. Hayra dâir her ne infak ederseniz, karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.” (Bakara, 272) Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır:   “Sadaka vermekte acele edin! Çünkü belâ, sadakanın önüne geçemez.” (Heysemî, III, 110) “Yarım hurma ile de olsa cehennemden korunun!” (Buhârî, Zekât, 10; Rikak, 51; Tevhîd, 36; Müslim, Zekât, 66-70) Fakir bir köylü kadın, kendisine müracaat eden bir fakiri elinde kalan son lokması ile memnun eder. Fakir ona: “–Allah, bu verdiğin lokmayı dünya ve âhirette önüne çıkarsın, sana hayırlar ihsân buyursun!” diye dua eder. Bir zaman sonra o köylü kadın tarlada kocasına yardıma vardığında, nur topu gibi evlâdını bir ağacın altında yatırıp uyutur. Çalışmaya dalan ka

İbadetlerin Kabulü Ve Helâl Lokma

İbadetlerin Kabulü Ve Helâl Lokma Bütün ibâdetlerin kabûl olması, helâl lokmaya bağlıdır. Büyüklerden çoğu buyurdu ki, ibâdetler on kısmdır: Dokuz kısmı helâl kazanmaktır. Bir kısmı da bildiğimiz bütün ibadetlerdir. O halde, müminler helâl kazanmağa çalışmalıdır. Haramdan ve şüphelilerden kaçınmalıdır. Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, “Allah’ü Teâlâ güzeldir. Yalnız güzel yapılan ibâdetleri kabûl eder. Allahü teâlâ, Peygamberlerine emrettiğini, müminlere de emretti ve buyurdu ki, ey Peygamberlerim! Helâl yiyiniz ve sâlih, iyi işler yapınız! Müminlere de emir etti ki, ey iman edenler! Sizlere verdiğim rızklardan helâl olanları yiyiniz!”. Resûl “aleyhisselâm” sözüne devam ederek buyurdu ki, “Uzak yoldan gelmiş, saçı sakalı dağılmış, yüzü gözü toz içinde bir kimse, ellerini göğe doğru uzatıp dua ediyor. “Yâ Rabbî!” diye yalvarıyor. Hâlbuki yediği haram, içtiği haram, gıdası hep haram... Bunun duası nasıl kabûl olur?”. Yani haram yiyenin duası kabul ol

Haram Lokma, Haram Yemek, Helal, Helal Rızık

Haram Lokma, Haram Yemek, Helal, Helal Rızık Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki: “— Ey iman edenler, karşılıklı rıza ile yapılan bir ticarete dayanmaksızın birbirinizin malini meşru olmayan yollarda aranızda yemeyin” (Nisa Sûresi - 29) Ayette gecen “gayri meşru yollardan” ifadesinden ne kastedildiği hakkında çeşitli görüşler vardır. Kimi bu ifadeden maksat “faizdir”, kimi “kumardır,” kimi “zorla ev soymadır”, kimi “hırsızlıktır”, kimi “emanete hıyanettir,” kimi “yalancı şahitliktir” ve kimi de “yalan yere yemin ederek başkasının malini almaktır” der. İbni Abbas “Suredeki maksat, karşılıksız olarak ele geçirilen her çeşit maldır” der. İleri sürüldüğüne göre yakardaki ayet indikten sonra sahibiler başkasının evinde bir şey yemekten kaçınmaya başladılar da üzerine: “Amanın, topalın, hastanın ve kendinizin evinizden, babanızın, arsanızın, kardeşinizin, kız kardeşinizin, amcalarınızın, dayılarınızın, anahtarı elinize verilmiş, yakın dostlarınızın evlerinden yemek yem