Kayıtlar

Abdülkadir Geylani etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İlim

İlim   İlim, amel içindir. Yoksa sırf ezberlemek ve insanlara anlatmak için değildir. Önce öğren ve öğrendiğinle amel et. Sonra da başkasına öğret. Önce öğrenir, sonra da öğretirsen, sendeki ilim konuşur. Sen sussan ve konuşmasan bile, ilim, amel diliyle konuşur. Yani ilminle işlediğin amel, ilmin amel olarak konuşması demektir. Sen, önce zahir ilmini öğren, sonra da zahir ilminden bâtın ilmine atla. Sen, önce şu zahir ilmi ile amel et, zahir ilmini tatbik et. Ta ki onunla yaptığın amel, seni yapmadığın şeyin ilmine götürsün. Sen zahir ilmi ile amel et ki, o, seni bâtın ilmine ve bâtın ameline götürsün. Şu zahir ilmi, zahirin ışığıdır. Bâtın ilmi de bâtının ışığıdır. Bâtın ilmi, Rabbinle senin aranda bir ışıktır. Her ne zamanki ilminle amel edersen, yolun Allah’a yaklaşır. Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’a şöyle buyururlar: - Âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Âlimler, peygamberlerin ilimleri ile amel edince, onların halifeleri, vârisleri ve naibleri, vekilleri

Yalan Söylemeyen Çocuk

Yalan Söylemeyen Çocuk "Abdülkadir Geylani" küçük yaşta iken, bir arife günü çift sürmek için tarlaya gitti. Bir öküzün kuyruğuna tutunup ardından giderek oynuyordu. O anda bir ses işitti: - "Ey Abdulkadir! Sen bunlar için yaratılmadın ve bunlarla emir olunmadın." Bu ses Abdülkadir Geylani´yi korkuttu. Eve gelince dama çıktı. Hacıları gördü. Arafat´ta vakfeye durmuşlardı. - Anneciğim! Bana izin ver de Bağdat´a gidip ilim öğreneyim. Salihleri iyi insanları ziyaret edeyim. - Ey benim gözümün nuru ve gönlümün tacı evladım, Abdulkadir´im! Senin ayrılığına dayanamam. Sensiz ben ne yaparım? Bu bakımdan müsaade vermiyorum. Abdulkadir tarlada olup bitenleri anlattı. Annesi ağladı. Kalkıp babasından miras kalan seksen altını alıp kırkını kardeşine ayırdı. Kırkını da bir keseye koydu ve keseyi elbisenin koltuğuna dikti. Sonra oğlunun gözlerinin içine bakarak dedi ki: - Ey benim gözümün nuru ve gönlümün tacı evladım, Abdülkadir´im! Hak Teâlâ’nın rızası olm

Seyyid Abdülkadir Geylani Hazretleri

Seyyid Abdülkadir Geylani Hazretleri Büyük islam âlimlerinden ve evliyanın meşhurlarındandır. Künyesi, Ebu Muhammed’dir. Muhyiddin, Gavs-ül-a’zam, Kutb-i Rabbani, Sultan-ul-evliya, Kutb-i a’zam gibi lakabları vardır. İran’ın Geylan şehrinde 1078 (H.471)de doğdu. Babası Ebu Salih bin Musa Cengidost’tur. Hazret-i Hasanın oğlu Hasan-ı Müsenna’nın oğlu Abdullah’ın soyundandır. Annesinin ismi Fatıma, lakabı Ümm-ül-hayr olup seyyidedir. Bunun için Abdülkadir Geylani, hem seyyid, hem şerifdir. Abdülkadir Geylani hazretleri 1166 (H.561)’da Bağdad’da vefat etti. Türbesi Bağdad’dadır. Ehl-i sünnet itikadını ve din bilgilerini her tarafa yaydı. Fıkıh ve hadis ilimlerinde müctehid idi. Önceden Şâfi’î mezhebinde idi. Hanbeli mezhebi unutulmak üzere olduğundan, Hanbeli mezhebine geçti. Böylece, bu mezhep yayıldı. İnsanı Allahü teâlânın sevgisine kavuşturan yol ikidir: Birisi (Nübüvvet yolu) olup, aslın aslına kavuşturur. Eshâb-ı kirâmın hepsi, bu yoldan vâsıl oldular. Sonra gelenlerden peka