Kayıtlar

Hassasiyet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yahudi'nin Hurması ve Sahabenin Hassasiyeti

Yahudi'nin Hurması ve Sahabenin Hassasiyeti Ebu Dücane Radiyallahü Anh sabah namazlarını Rasûlûllah Sallallahü Aleyhi Vesellem'in arkasında kılmayı adet edinmişti. Ancak namaz biter bitmez süratle camiden çıkar giderdi. Bu davranışı Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'ın dikkatini çekmiş olacak ki bir gün Ebu Dücane'yi durdurdu ve “- Ey Ebu Dücane, Allah'a ihtiyacın yok mudur? (ki dua etmeden çıkıp gidiyorsun)” buyurdu. Ebu Dücane Radiyallahü Anh: “- Allah'ü Teâlâ’ya olan ihtiyacım o kadar fazladır ki bir an bile Allah'ü Teâlâ’yı unutmuyorum ya Rasûlallah!” Dedi. Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- O halde niçin namaz bitip Allah'ü Teâlâ’ya dua edinceye kadar bizimle kalmadan çekip gidiyorsun?” Ebu Dücane Radiyallahü Anh; “- Ya Rasûlallah, benim Yahudi bir komşum var, bahçesindeki hurma ağacının dalları evimin avlusuna sarkmış. Gece rüzgâr esince, hurmaları bahçeme düşmektedir. Küçük çocuklarım aç olarak uyanıp o hurm

Helal ve Haram Hassasiyeti

Helal ve Haram Hassasiyeti Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yiyin…” (Bakara, 168) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: "Şüphesiz helâl bellidir. Haram da bellidir. Fakat bu ikisi arasında (helâl veya haram olduğu açıkça belli olmayan) birtakım şüpheli şeyler vardır ki, pek çok kimse onları bilemez. Şüpheli şeylerden kaçınan bir kimse, dînini ve haysiyetini korumuş olur. Şüpheli şeylerden sakınmayan bir kimse ise, zamanla harama düşer. Tıpkı sürüsünü başkasına âit bir arazinin etrafında otlatan çoban gibi ki, sürünün bu araziye girme tehlikesi vardır. Dikkat edin! Her padişahın girilmesi yasak bir arazisi vardır. Unutmayın ki, Allâh’ın yasak arazisi de haram kıldığı şeylerdir.” (Buhârî, Îmân, 39) Hiç şüphesiz, haram ve şüpheli şeylerle beslenen bir kimsede ibadet aşkı ve kulluk heyecanı olmaz. Haram ve şüpheli gıdâlardan kalbe ancak kasvet, sıklet ve gaflet sirâyet eder. Temâyüller, nefsânî ar

Osmanlı'da Vakıf Malı Hassasiyeti

Osmanlı'da Vakıf Malı Hassasiyeti Osmanlı insanı vakıf malına karşı çok titiz davranır ve onun bir kuruşunun bile haksız yere üzerine geçmesini mideye cehennem ateşi doldurmakla eşdeğer olarak görür ve bundan şiddetle korkar ve kaçınırdı. Halk arasında anlatılan ve Hz. Süleyman (Aleyhisselam) ile serçe kuşu arasında geçen bir hikaye, aslında bu ahlakla ahlaklanan Osmanlı halkının vakıf malı ve haram lokmaya karşı hassasiyetinin de bir ifadesidir: Hikaye şöyle: Bir gün Hz. Süleyman ile serçe kuşu kendi aralarında konuşup sohbet ediyorlardı. Sohbet esnasında konu Hz Süleyman’ın muhteşem saltanatına gelince serçe kuşu Hz. Süleyman'a "Ey Süleyman! İstersem senin sarayını da, saltanatını da yıkabilirim!" der. Bunun üzerine gülümseyen Hz. Süleyman "Ey kuş, senin sıkletin (ağırlığın) nedir ki benim sarayımı yıkacaksın!" diye sorunca kuş şöyle der: "Gider gagamla vakıf malından bir parça alırım. Sonra da onu sarayının üstüne bırakırım. Ondan sonra