Kayıtlar

Akıbet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ebû Rigal Ve Akıbeti

Ebû Rigal Ve Akıbeti    Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâm; Tebük seferinde Hicr'den geçerken, Semud kavminden, ancak, Harem'in korumuş olduğu bir tek adamın sağ kaldığını haber vermişti.             Eshab-ı kiram: "- Ey Allah'ın peygamberi Sallallahü Aleyhi Vesellem! Kimdi o adam?" diye sordular. Peygamberimiz: "- Ebû Rigal'dır!" buyurdular. Ebû Rigal, Sakıtların atasıydı. Salih Aleyhisselamın da, kölesi idi. Onu, Mekke tarafına, sadaka, zekât tahsildarı olarak göndermişti. Ebû Rigal; sütü çekilmiş yüz koyunu, ayrıca bir koçu ve bir de, akşamleyin annesi ölmüş bir oğlan çocuğu bulunan bir adamın yanına vardı. Ona: "- Beni, sana, Resûlullâh gönderdi!" dedi. Adam: "- Resûlullah'ın Elçisi, hoş geldi, safa geldi. İstediğini, al!" dedi. Ebû Rigal, koyunlardan, sütlü olanı, aldı. Adam: "- O, annesinin ölümünden sonra, sağ kalan şu çocuğundur. Onun yerine, on koyun al!" dedi. Ebû Rigal:

Bir Karaborsacının Akıbeti

            Halife Hz. Ömer Radiyallahü Anh bir gün mescide gitmek üzere dışarı çıkmıştı. Yürürken yol kenarına yayılmış duran bol miktarda yiyecek maddesi gördü. “- Bunlar nedir?” diye çevresindeki insanlara sordu. Onlar da: “- Satılmak üzere dışarıdan getirildiğini” söylediler. Bunun üzerine Hz. Ömer Radiyallahü Anh: “- Allah’ü Teâlâ bu yiyeceklere ve bunları getirenlere bereket ihsan etsin.” diye dua etti. Orada bulunanlar, “- Ey müminlerin emîri, (sen bunlara dua ediyorsun ama) sahipleri bu malları karaborsaya düşürdüler.” diyerek Hz. Ömer"e şikâyette bulundular. Hz. Ömer Radiyallahü Anh: “Bunları karaborsaya düşürenler kim?” diye sordu. “- Osman Radiyallahü Anh’ın azatlı kölesi Ferruh Radiyallahü Anh ile senin azatlı kölen falanca kişi.” cevabını verdiler. Bunun üzerine Halife Ömer Radiyallahü Anh haber gönderip ikisini de çağırttı ve onlara Müslümanların yiyeceklerini stok etmelerinin sebebini sordu. “- Ey müminlerin emîri, kendi mallarımızı alıp satı

Niyet hayır, akıbet hayır...

Resim
  Niyet hayır, akıbet hayır…     Önceliğim, Allah’ın rızasını kazanmaktır, Bunun için sadece kendimle mücahedem ve muhasebelerim vardır, Nasıl olmasın ki; Bu bedende nefsim ve beni her an kötü yöne saptırmaya çalışan insan ve şeytan varken, Lakin öğrendim ki bu ikisi ( nefs, insan ve şeytan) aslında bütün bu saptırma çabalarında, benim nasıl bir madene sahip olduğumu ortaya çıkartacak, Bu bana bağlı, benim irademe, ve ; bazı şeyler biliyorum  ve bunları hiç bilmedikleri ya da bilmek istemedikleri anlaşılan insanlara bazı ip uçları vermeye çalışıyorum Dünya, geçici ve ölümle sonlanacak bir yaşamdır. Fakat bu yaşam, ölümle sonlandıktan sonra, ahiret hayatı başlayacaktır. Ahiret hayatında ise Cennet ve Cehennem vardır. Dünyadaki rehberimiz, pusulamız Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler(Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in sallallahu aleyhi ve sellem, sözleri-yaşam şekli-kanun- prensipleri-kuralları), sonrasında ise Evliyalar(Alimler- Veliler) olmalı ki, doğru ile yanlı

İyilikle Gelen Korkunç İntikam

İyilikle Gelen Korkunç İntikam Yazar: Yaşar Akkaş (Bu hikâye yüzde yüz yaşanmış bir olayı anlatır. Geriye kalan akrabaları incinmesin diye isimler değiştirilmiştir.) Bir kasabada iyiliksever hali vakti yerinde Devecioğlu namında bir adam ile Köpekçioğlu adında çok kötü ve zalim biri yaşamaktadır. Devecioğlu herkes tarafından sevilen sayılan kapısına gelen ihtiyaç sahibini boş göndermeyen birisidir. Köpekçioğlu ise vurduğu vurduk, kırdığı kırdık maddi durumu pek de iyi olmayan zalim birisidir. Allah’ü Teâlâ’nın hikmeti bir yıl çok bolluk olmuş. Harman zamanı Köpekçioğlu buğday koyacak çuval bulamamış. Eskiler çok iyi bilir. O yıllarda çuval çok kıymetlidir. Köpekçioğlu hemen Devecioğlu’nun kapısını çalar. Geri vermek üzere on tane ödünç çuval alır. Teşekkür ederek ihtiyacını karşılar. Aradan bir iki yıl geçtiği halde aldığı emaneti geri vermez. Devecioğlu mecbur kaldığı için Köpekçioğlu’ndan emanetlerini geri ister. Fakat Köpekçioğlu küplere biner; hakaretler ederek;