Kayıtlar

muhabbet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Gerçek Muhabbetin Alâmetleri

  Gerçek Muhabbetin Alâmetleri   Allâh’ü Teâlâ ve Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem’e itaate götürmeyen muhabbet sözleri, kuru bir iddiadan öteye gidemez. Sevdiği uğruna fedakârlıkta bulunmayanların kalbî beraberlik iddiaları, dört duvar arasındaki kuru beraberlikler gibi, bir kıymet ifâde etmez. Bir sohbet esnâsında Hz. Sevbân Radiyallahü Anh, Habîbullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’e pek derin ve dalgın bir sûrette bakıyordu. Öyle ki onun bu hâli, Âlemlerin Efendisi’nin dikkatini çekti. Merhametle sordular:             “– Yâ Sevbân! Nedir bu hâlin?” Peygamber âşığı Sevbân şöyle dedi: –Anam, babam ve canım Sana fedâ olsun yâ Rasûlallâh! Sen’in hasretin beni öyle yakıp kavurmaktadır ki, nûrundan ayrı geçirdiğim her an bana ayrı bir hicrân olmaktadır. Dünyada böyle olunca âhirette nice olur diye dertleniyorum. Orada siz peygamberlerle beraber olacaksınız. Benim ise, ne olacağım ve nerede bulunacağım belli değil! Üstelik cennete giremezsem, sizi görmekten tamamen mahr

Muhabbetle Bakmak

  Büyük âlim ve velilerden Fahreddin-i Razi Rahmetullahi Aleyh hazretleri Bir gün, birkaç sevdiğiyle bir araya gelmişti. Onlara bir müddet muhabbetle baktıktan sonra; “- Şu anda çok sevinçliyim!”, buyurdu. “- Neden efendim?” Dediler. “- Size sevgiyle baktım. Günahlarım af oldu, onun için sevinçliyim.” “- Bir mümin, bir müminin yüzüne “Allah’ü Teâlâ için” sevgiyle bakarsa, Cenab-ı Hak onun bütün günahlarını affediyor!" buyurdu. Sonra şunu anlattı: Mahşerde, güneş bir mızrak boyu alçalacak. Herkes buram buram ter dökerken, bir grup insanlar, Arş-ı âlâ altında gölgelenecekler. Mahşer halkı meleklere soracak: “- Bunlar Peygamber midir?” “- Hayır”, diyecekler. “- Evliya mıdır?” “- Hayır!” “- Ya kimdir bunlar?” “- Bunlar, ahir zaman ümmetinden olup, birbirlerini Allah’ü Teâlâ için seven Müslümanlardır!” Şöyle bitirdi: “-Allah’ü Teâlâ için olan sevgide birlik vardır, bereket vardır, kuvvet vardır, başarı vardır, her iyilik vardır!” Sohbetin sonunda;

Ashâb-ı Kirâm’dan Sonraki Muhabbet Çağlayanı

Ashâb-ı Kirâm’dan Sonraki Muhabbet Çağlayanı   Âlemleri kuşatan bir rahmet olan Hazret-i Peygamber Sallâllâhu Aleyhi Vesellem’in bu aşk ve muhabbet kâfilesi, sahâbeden sonra da aynı tazelik ve coşkunluk pınarı hâlinde vuslat deryâsına doğru akmaya devam etmiştir. Çünkü dünya ve âhiretin saâdet ve selâmeti, O’na muhabbet sermâyesiyle mümkündür. Allâh Rasûlü Sallâllâhu Aleyhi Vesellem, âşıklarının kıyâmete kadar devâm edeceğini hadîs-i şerîflerinde şöyle beyân buyuruyorlar: “– Ümmetim içinde beni en çok sevenlerin bir kısmı benden sonra gelenler arasından çıkacaktır. Onlar beni görebilmek için mallarını ve âilelerini fedâ etmeye can atarlar.” (Müslim, Cennet 12; Hâkim, IV, 95/6991) Rabbimiz biz âcizleri, bu hadîs-i şerîfin muhtevâsına dâhil eylesin! Âmîn! Peygamber âşıklarında, Allâh Rasûlü’nün muhabbetinin bütün fânî ıztırapları aştığını gösteren şu misâl pek ibretlidir: Abdullâh bin Mübârek anlatıyor: “– İmam Mâlik’in yanındaydım. Bize Allâh Rasûlü’nün hadîs-i şerîfleri

Muhabbetullâh

  Muhabbetullâh Cenâb-ı Hak buyuruyor: “…Mü’minlerin Allâh’a olan muhabbetleri ise her şeyden daha ileri ve daha kuvvetlidir…” (Bakara, 165) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Allâh’ım! Beni, Sen’in muhabbetinle ve sevgisi Sen’in katında fayda verecek olan kimsenin muhabbetiyle rızıklandır. Allâh’ım! Bana ihsân ettiğin ve benim de kendilerini sevdiğim nîmetleri, Sen’in sevdiğin ve râzı olduğun amelleri işleyebilmem husûsunda bir kuvvet kıl. Allâh’ım! İstediğim hâlde bana vermediğin şeyleri de, zihnimi Sen’in sevdiğin şeylerle meşgul etmeme ve tamâmen Sen’in tâatine yönelmeme bir sebep kıl.” (Tirmizî, Deavât, 73/3491) Rabbimizin muhabbetine eren bir kimsenin, O’nun rızâsına ve huşû hâline nâil olcağını bildiren şu rivâyet ne kadar ibretlidir: Ashâb-ı kirâm bir gün Rasûlullah Efendimiz’e şöyle sordular: “- Bir mü’mini huşû içinde, diğer bir mü’mini de huşûdan mahrum görüyoruz. Bu farklılığın sebebi nedir?” Rasûlullah -Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle cevap

Hakiki Muhabbet Nedir?

Hakiki Muhabbet Nedir?   Biri birlerine kırılan iki arkadaştan biri, uzun bir aradan sonra diğerinin kapısını çalar.   “– Kim o?” diye seslenir içerdeki.   “– Benim, der!” kapıyı çalan.   “– Burada ikimize birlikte yer yok!”, diye cevap verir öbürü.   Aradan uzunca bir zaman geçer... Yeni bir umutla tekrar çalar sevdiği arkadaşının kapısını.   “– Kim o?” diye sorar yine içerdeki.   “– Sen'im”, der bu sefer. Ve kapı sonuna kadar aralanır.   Hz. Mevlânâ da;   “– Birisinin kalbinde taht kurmak, sevgisini kazanmak istiyorsanız, öylesine sevmelisiniz ki, benliğinizi bırakıp âdeta o olmalısınız!” diye anlatır hakiki muhabbeti.

Muhabbet Sırları İle İlgili Hikâyeler

Muhabbet Sırları İle İlgili Hikâyeler   Bir Hakk dostu anlatır: Geniş ve ıssız bir ovadan geçiyordum. Garip bir çobana rastladım. Gördüm ki, derin bir huşû içinde namaz kılıyor, sürüsünü de kurtlar koruyordu. Taaccüb ettim. Merakla namazın bitmesini bekledim ve: “– Ey çoban! Kurtlar nasıl oldu da koyunlarınla dost oldu? Onlardaki düşmanlık ve cânîlik rûhu nasıl oldu da yerini sulh ve muhabbete terk etti?” diye sordum. Allâh’a secdenin alâmeti sîmâsını nûra bürümüş olan sâlih çoban, şöyle dedi: “– Ey garip yolcu! Kurtların kuzulara olan şu dostluğundaki sır, çobanın, sürünün asıl sahibine olan dostluğuna bağlıdır. Yâni bu hâl, muhabbetteki bir sırdır.” …………………………………… Bahçıvan bir sabah bağında güzel bir gül açtığını gördü. Baktı, seyretti, hoşlandı, gönlü ısındı ve onu, sanki âşık olmuşçasına korudu. Gözünden kıskanıyor, esen yelden sakınıyordu. Bir sabah ne görsün! Bülbülün biri gülün dalına konmuş, yapraklarını bir bir koparıyor, zedeleyip yaralıyor. Önce bülbülü k

Sohbette Muhabbet Vardır

  Sohbette Muhabbet Vardır   Hatıralar gülistanınızdan bir deste gül ve ilham sünbülistanınızdan bir paket sümbül mesabesinde telakki ettiğim, Yakup için Yusuf’un gömleği ne ise benim için o demek olan kıymetli mektubunuz manevi hazlarımı sevinçle doldurdu. Güzel ve latif sözleriniz bülbül şakıması gibi kulaklarıma küpe oldu. Tatlı dilinizden damlayan belagat damlacıkları ve misk kokulu kaleminizden dökülen fesahat katreleri öteden beri beğendiğim kalem ve ifade gücünüz ile fikri derinliğinizi isbat için kesin kanaat hâsıl eden birer delil oldu. Binaenaleyh son derece sevindim. Gösterilen tevazu ve mahviyetinize bayılmamış olduğumdan Allah’ü Teâlâ’ya hamd ettim. Gönüle ferahlık veren mektubunuzun eseri olan sevk ve neş’e ile maneviyatıma katmış bulunduğu lezzet, tefsir ve izaha gelmez bir minnet borcu meydana getirdi. Cenab-i Rabbu’l-izzet - celle ve alâ - Hazretleri, sizi ve bütün aile efradınızı zamanın sıkıntılarından koruyarak türlü türlü lütuflarla yüceltsin! Âmin! Muh