Kayıtlar

Nisan, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şaban Ayı’nın Zikirleri

Resim
Şaban Ayı’nın Zikirleri Şaban ayının ilk 10 günü (1’i ile 10’u Arası) Ebû Hureyre Radıyallâhu Anh’dan rivâyet edilen: “Ramazan ayının evveli büyük bir rahmettir, ortası tam bir mağfirettir, sonu ise cehennemden azattır.” hadîs-i şerîfinden dolayı olsa gerektir ki âlimlerimiz, her biri yüzer kere okunmak üzere: 1- İlk On Günde: Şaban ayının 1’i - ile 10’u ”يَا لَطِيفْ جَلَّ شَانُهُ“ 100 defa “ya LATIF” celle şanuhu “Ey acıyanların en merhametlisi!” Meali: Ey işlerinde lutuf, incelik sahibi, yaratılmışların ihtiyaçlarını en ince noktasına kadar bilip karşılayan. 2- İkinci On Günde: Şaban ayının 10’u - ile 20 sinde (10’u ile 20’si Arası)   ”يَا رَزَّاقْ جَلَّ شَانُهُ“   “100 defa “Ya RAZZÂK” celle şanuhu Meali: Ey rızkı bol bol veren, ruh ve bedenlerin gıdasını yaratıp veren 3- Üçüncü On Günde: Şaban- Ayının Son 10 Günü (20’si ile 30’u Arası) ”يَا عَزِيز جَلَّ شَانُهُ“ “100 defa “ya AZİZ”   celle şanuhu “Ey boyunları cehennemden âzâd

Taviz ve Yanlış Meyil Yok

Taviz ve Yanlış Meyil Yok Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Sakın (kendi hayatını ziyan eden) zalimlere meyletmeyin, yoksa size ateş dokunur…” (Hûd, 113) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Bir kavme benzeyen, onlardandır.” (Ebû Dâvûd, Libâs, 5/4031) İman hiçbir tavizi ve ehl-i îmân olmayanlar ile fâsıklara meyletmeyi kabul etmez. Çünkü kalp, husûsiyeti gereği muhabbet duyduğu kimselerin tesiri altındadır. Nitekim Cenâb-ı Hak; “Sakın (kendi hayatını ziyan eden) zalimlere meyletmeyin, yoksa size ateş dokunur…” (Hûd, 113) buyurmak sûretiyle mü’min bir kimsenin, gönlünü zalim ve fâsık kimselerin muhabbetinden uzak tutması gerektiğine dikkat çekmiştir. Unutulmamalı ki; kalbimizde Cenâb-ı Hak, kendisine hiçbir ortak istemiyor. Çünkü tevhîdin ortaklığa asla tahammülü yoktur. Hevâ, heves de ortak olmayacak. Allah korusun, hele din düşmanına, İslâm’a muhalif kimselere muhabbet beslemek, kalbe büyük bir leke ve zarar verir. İmam Gazâlî Hazretleri; “ Gayr

Secde İle Hiçlikte Yükseliş

Secde İle Hiçlikte Yükseliş Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Kuşkusuz Rabbin katındakiler O'na kulluk etmekten kibirlenmezler, O'nu tesbih eder ve yalnız O'na secde ederler.” (A’râf, 206) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!” (Müslim, Salât 215. Ebû Dâvûd, Salât 148; Nesâî, Tatbîk 78) Secde halinin kulu Rabbine yaklaştırmasının bir de tarihî yönü vardır. Kur'ân-ı Kerîm’de anlatıldığı üzere, Allah Teâlâ Âdem Aleyhisselâm’ı yarattığı zaman meleklere, “Âdem’e secde edin!” diye emretmişti. O zaman bütün melekler secde ettiği halde İblis kibirlendiği için secde etmemiş ve böylece Allah’ın rahmetini kaybederek kâfirlerden olmuştu (Bakara, 34). İnsan Cenâb-ı Hakk’ın yüce huzurunda alnını yere koyup secde etmek suretiyle “Rabbim, ben senin yüceliğini kabul ediyorum. Senin emrine uyarak huzurunda secde ediyorum. Ben şeytanın yanında değil, meleklerin safın

Kabristan

Kabristan Kabristana vardım her taraf ıssız Gördüm nice hayat bitmiş bu yerde Mevki yok rütbe yok, yatmışlar sesiz Geleni sormadan yutmuş bu yerde Baktım bir mezara yeni kazılmış Ecel tezden bulmuş yazgı yazılmış Etrafında minik taşlar dizilmiş Ölümü erkenden tatmış bu yerde Kimisi genç göçmüş böyleymiş bahtı Kimisi padişah kimisi şahtı Yerle dümdüz olmuş taçları tahtı Nice saltanatlar batmış bu yerde Bu karye mal mülke değer biçmiyor Yalan dolan haset gıybet geçmiyor Fakir zengin diye insan seçmiyor Alıp harmanına katmış bu yerde Hakikat yolundan düşüp sapanlar Yetimin hakkını yiyip kapanlar Koç gibi dövüşüp kavga yapanlar Şimdi kuzu gibi yatmış bu yerde Sağ iken gaflete doymayan gözler Unvana şöhrete doymayan gözler Para pul servete doymayan gözler Üstlerine toprak atmış bu yerde Bir gün devir döner biter mecalim İman yoldaş olsun budur ahvalim Kimisi evliya kimisi âlim Ne güneşler doğmuş batmış bu yerde Kev

Berat Kandili Nedir?

Berat Kandili Nedir? Berat, Arapça berâe-berâet kelimesinin Türkçeleşmiş halidir. Kur’an’da “Berae” kökünden 25 kelime bulunmakta olup, bunlardan sadece iki tanesi “Beraet” şeklinde geçmektedir. Berâet, iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin herhangi bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğün bulunmaması anlamındadır. Istılah olarak berat ise, Allah’ın affı ve bağışlaması, günah, borç ve cezadan kurtulmak gibi anlamlara gelmektedir. Beratın özünde, günahlardan arınma ve Yüce Allah’ın rahmet ve mağfiretine ulaşma amacı vardır. Bu gecede Allah’ın affı ve bağışlamasının çok olacağı müjdelendiğinden, bu geceye “Berat Gecesi” denilmiştir. Berat gecesi hicri aylardan Şaban ayının on beşinci gecesidir. Berat Gecesi için Arapça eserlerde “Şabanın ortasındaki gece”, “mübarek gece”, “rahmet gecesi” ve “sak (belge) gecesi” manalarına gelen terkipler kullanılmaktadır. Yüce Allah, bu gecede ilahi rahmetini bol bol indirmekte, rızık ve şifâ kapılarını sonuna kadar açarak, k

Bir Adalet Örneği

Bir Adalet Örneği Rum Kayseri Herakliyus’un büyük ordularını perişan eden İslam askerlerinin başkumandanı Ebu Ubeyde bin Cerrah hazretleri, zafer kazandığı her şehirde adamlarını bağırtarak, Rumlara, Halife Hazret-i Ömer’in emirlerini bildirirdi. Humus şehrini alınca buyurdu ki (Ey Rumlar! Allahü teâlânın yardımı ile ve Halifemiz Ömer’in emrine uyarak bu şehri de aldık. Hepiniz ticaretinizde, işinizde, ibadetlerinizde serbestsiniz. Malınıza, canınıza, ırzınıza, kimse dokunmayacaktır. İslamiyet’in adaleti aynen size de tatbik edilecek, her hakkınız gözetilecektir. Dışardan gelen düşmana karşı, Müslümanları koruduğumuz gibi sizi de koruyacağız. Bu hizmetimize karşılık olmak üzere, Müslümanlardan hayvan zekatı ve uşr aldığımız gibi, sizden de, senede bir kere cizye vermenizi istiyoruz. Size hizmet etmemizi ve sizden cizye almamızı Allahü teâlâ emretmektedir.) Humus Rumları, cizyelerini seve seve getirip, Beyt-ül-mal emini Habib bin Müslime teslim ettiler. Herakliyus’un, bütün

Kahreden Çığlık: Son Ana Kadar Uğraştı

Kahreden Çığlık: Son Ana Kadar Uğraştı İran’da, 11 kadının yaşamına mal olan Türk jeti kazasında, kokpit ses kayıtları ortaya çıktı. Kabinde pilot Beril Gebeş’in çabalarının yanı sıra, “Allah’ım bize yardım et” çığlıkları duyulduğu belirlendi Kahreden çığlık: Son ana kadar uğraştı Sabah gazetesinden Cevdet Özdemir'in haberine göre, İran'da geçen 11 Mart'ta yaşanan ve 11 kadının öldüğü Türk jeti kazasında sır perdesi aralandı. Uçağın çözümü yapılan ve CVR diye adlandırılan kokpit ses kayıtlarına göre; pilotlar hız göstergelerinde farklılık olduğu tespit edilen jetin hızını arttıramadı. Uçak havada tutunamadı (stall olmak) ve düştü. Halen cenazesi aranan kaptan pilot Beril Gebeş, uçağı havada tutabilmek için son ana kadar mücadele etti ancak sonuç alamadı. Uçağın kabininden en son "Allah'ım bize yardım et!" çığlıkları ve Gebeş'in uçağı tutabilmek için çaba sarf ederken kabine yönelik sorunu çözmeye çalıştığına dair ifadeleri duyuldu. İşte det

İmamı Rabbani Kuddise Sirrûh’tan Hayat Dersleri

İmamı Rabbani Kuddise Sirrûh’tan Hayat Dersleri Dünya bir seraptır... Ey oğul! Bu dünya imtihan yeridir. Onun yüzü yaldızla ve çeşitli yüzlerle süslenmiştir. Sureti nakışlıdır. Çirkin bir kadın gibi kaşı çekilmiş, yanakları boyanmış. İlk bakışta tatlı gelir, göze tazelik ve canlılık hayali verir; lâkin gerçekte o üzerine koku sürülmüş cifeye benzer. Sineklerin ve kurtların içine dolduğu bir çöplük gibidir. Su gibi görünür, o bir seraptır, Şeker suretinde zehirdir. İçi harap ve çok kötüdür. Bu süsü ve hayâsızlığı ile söylenenlerin ve anlatılanların hepsinden şerlidir. Onun âşıkı sefih ve büyülüdür. Fitneye düşmüş, çıldırmış ve aldatılmıştır. Kim onun görünüşüne aldanırsa ebedi kayıp zehiri ile zehirlenmiştir. Kim onun tazeliğine ve tadına bakarsa sonsuzluğa kadar pişmanlık duyar. Resul-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Dünya ve ahiret iki kuma gibidir; birini razı etsen, diğeri darılır. Dünya nedir? Ey oğul! Dünya nedir, bilir misin? Kadın, çocuk, mal, makam,

Gece Karanlığında Güvercin

Gece Karanlığında Güvercin Gece karanlığında güvercin, dallar üzerinde, Feryat ile zikrediyor, ben ise uykudayım. Bu hal, beni utandırsın! Eğer âşık olsaydım Güvercinden evvel, gece ben ağlardım... (Huccetül İslam Eyyühel Veled Tercümesi)

İçimizdeki Düşman...

İçimizdeki Düşman...   “İyi olamıyorum. Çünkü dünya çok kötü...” Her insan özünde bir yerlerde iyidir ve her insan iyi olması ile orantılı bir şekilde kusurludur... Aslında böyle bir tanım, henüz çözümlenememiş bir dengenin en kestirme tarifidir. Nikola Tesla’ya göre, insanlarda bulunan kusurla erdem, madde ve enerjiye benziyor. Birbirinden tamamen ayrışmaları halinde, insan olmanın anlamının yiteceğini savunuyor. Ön görülü bulduğum bu yaklaşımı gelin hep beraber irdeleyelim; Dünya geneline baktığımızda, tüm kusurlarına ve olumsuzluklarına rağmen, beğensek de, beğenmesek de, bir uyum söz konusudur. Her bireyin hayat yoluna koyulduğunda, kendince hedefleri ve hayalleri vardır. Mesela diyelim ki, dünyayı değiştirmeyi istedik. Ne derler? Evdeki hesap çarşıya uymaz bazen... Biz doğruyduk. Diyelim ki, tüm dünya yapa yanlıştı. Böylece, akıntıya ters yüzen bir yalnızlık içerisinde öylece kala kaldık. Ümitlerimiz, kendini karamsarlığa bıraktı. Tıpkı gün batımı gibi, kaçınılmaz bir

Sevgisizlik Düşman Üretir

Sevgisizlik Düşman Üretir Doğayı, hayvanı insanı; çiçeği, denizi, nehiri, kediyi, köpeği, kuşları sevmiyorsan, sevemiyorsan eğer... Bil ki, sen de tıpkı bir düşman üreticisisin. Başkalarının acılarını hissedemiyor, en azından anlamaya, anlamlandırmaya çalışmıyorsan eğer... Sende sevgiden çok düşmanlık eğilimi var. Gülmekten çok ağlamayı tercih ediyorsan, her fırsatta karalar bağlamaya meyilliysen, yaşamda sevinçten çok yastan, kederden yana saf tutuyorsan... Sevgisizlik üretmeye, düşman kazanmaya çok yatkınsın; haberin olsun isterim. Çocuklarla yaşlılara hoşgörün yoksa hata yapanı affedemiyorsan, kriz anlarında bile iyimser değilsen... Sevgisizliğe daha yakınsın. Başkalarından çok daha çabuk düşman edinirsin. Sevgi dostluğun mayası... Sevgisizlik, hem yalnızlık hem içe kapanma hali... Dost arıyorsan, pozitif duygularla besle ruhunu... Sevgi yoksunluğu düşman üretir çünkü İstesen de, istemesen de... Dost kazanmak böyle zor, düşman edinmek dünyanın en kolay işiyken... Aklı

Dolmayan Çanak

Dolmayan Çanak Bir imparator sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastlar. - Dile benden ne dilersen! Der. Dilenci güler ve: - Sanki dileğimi gerçekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz! diye yanıtlar. Kral: - Ben çok güçlü birisiyim! Her dediğini anında gerçekleştirebilirim! Sen söyle hele; ne istiyorsun? Der. - Söz vermeden önce iyi düşünün kralım. Dilenci sıradan bir dilenci değildir. İmparatorun ilk yaşantısında öğretmeni olmuştur. Ve ona şu sözü vermiştir. - Bundan sonraki yaşantında tekrar karşına çıkıp seni uyaracağım. İmparator olayı çoktan unutmuştur. Zaten geçmişi hangimiz noktasına virgülüne kadar anımsayabiliriz ki? Birlikte yaşlanan kişilerin bile anıları farklıdır. Bu nedenle imparator bastırır: - Ne istersen verebilirim. Ben güçlü bir imparatorum. Yerine getiremeyeceğim hiçbir dileğin olamaz. Bunun üzerine dilenci, çanağını uzatıp; - Şu çanağı herhangi bir şeyle doldurabilir misiniz? diye sorar. İmparator kahkaha atar ve vezirine ç