Kayıtlar

tut etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ey Ramazan, Tut Bizi!

  Ey Ramazan, tut bizi! Ellerimizden tut! Bereketinle doldur gönüllerimizi. Gündüzümüzü hayırla doldur. Sahurumuzu bereketinle...   Ey Ramazan, gel bize! Evimize bereketinle, İşimize kolaylıkla, Sokağımıza huzurla, Gecemize rahmetinle gel!   Ey Ramazan, tut bizi! Elimizden tut, kaybetme bizi! Yol göster yolunu kaybedenlere. Götür bizi mağfiretin olduğu yere...   Ey oruç, acı bize! Kuruyan dudaklarımıza, Solan yüzümüze, Yorulan bedenimize, Çırpınan kalbimize acı!   Ey Ramazan, koru bizi! Günah işlemekten, Haramı yemekten, Kavgaya girmekten, Cimrilikten, pintilikten, Bela bulmaktan, bela olmaktan koru bizi!   Ey oruç, tut bizi! Hataya düşmekten, Yalana düşmekten, Kaymaktan, kaydırılmaktan tut bizi...   Ey sahur, kaldır bizi! Gaflet uykusundan, İbadetsiz gecelerden, Kıyamsız bir ömürden, Tembellikten, gafillikten kaldır bizi...   Ey teravih, kıl bizi! Yor bizi, sıraya koy bizi! Hizaya getir, sığaya ç

Bak!

Bak!   Aç basîret gözünü hikmet-i Yezdane bak Gör neler halk eylemiş, Hâlık-ı Ekvân’ebak   Sulbinde bil pederin bir katrecik su idin Ne hûb sûret yaratmış, san’at-ı Sübhâne bak   Cümle a’zânı düşün ibretle baştanbaşa Mârifet kesbeyleyip hizmet-i Deyyân’e bak   Hicâbı ref eyleyip aç gözünü zâhidâ Adl ile mülk-ü cisme hükmeden Sultâne bak   Meyl-i sivâ eylemek hiç sana lâyık mıdır Zikr-i Hüdâ’yı edüp rahmet-i Rahmân’e bak   Aşk kitabın çok okur ârif-i billâh olan Mekteb-i irfâne gel okunan Kur’âne bak   On sekiz bin âlemi halk eden Hallâk O’dur Kudrete nazar edüp ibretle ummâne bak   Âşık ol aşksız Hüdâ bulunur mu ey zâhid Aşk ile Hakk’a giden sırat-ı Merdâne bak   Cümle halkı halk eden Hüdâ-yı lemyezel Ne hoş güzel yaratmış sûret-i insâne bak   Yok iken bu âlemi halkı icad eylemiş Her birinde görünen esrâr-ı Mennâne bak   Tut Hüdayî’nin sözün Hakk’tır anısöyleten Hakk’ın verdiği akl ile nutk eden lisâne bak   Hacı Öme

Oruç Tutmayanlar, Sevapları Aldı

Oruç Tutmayanlar, Sevapları Aldı Gene Şeyh Ebü Zürr'a, Enes b. Malik Radıyallahü Anh'dan rivayet eder. Bir kısmımız oruçlu, bir kısmımız oruçsuz olduğu halde, hazreti peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem'in beraberinde idik. Sıcağın oldukça şiddetli olduğu bir gün, bir yere konaklamak için indik. Oruçlular uyudu, oruçsuzlar ise bir yandan çadır kurdular, diğer yandan da yolculara su verdiler. Bunun üzerine Resulü Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Bugün oruç tutmayanlar, sevapları aldı götürdü!” , buyurdu. Bu hadisi şerif, kullara hizmetin, nafileden üstün olduğuna delalet eder.

Oruç Tut Sıhhat Bul

Oruç Tut Sıhhat Bul Cenâb-ı Hak buyuruyor: “(İbrahim): Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur.” (Şuara, 80) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Oruç tutun, sıhhat bulun!..” (Ebu Nuaym, Kitabu’t Tıb, Ebu Hureyre) 1877 senesinde Dr. Edward Dyun adlı doktor, Amerika’da ilk defa “oruçla” tedavi usulüne başlamıştır ve o, bu başarısını bütün dünyaya ispat etmiştir. Bu sihirli tedavi, Dr. Dyun’a öyle tesir etmiştir ki, “Oruç Tedavisiyle” ilgili kitabında şunları söylemektedir: “Bu kitap, ilaçlarla tedavi eden bir doktorun hayat tecrübeleri esasıyla yazılmıştır. Ben bütün ilaçların insan sağlığına tamamen faydasız olduğuna emin olduktan sonra, nihayet –oruçla- tedaviyi iyice denedim ve kesin olarak söyleyebilirim ki, bütün hastalıkları, insanın yaratılışına tam uygun fıtri bir tedavi usulü olan –oruç-la kolaylıkla tedavi etmek mümkündür.” Bilim dünyası açıklamıştır ki, oruç tutan insan, bütün hayat enerjisini, hücrelerini yenilemek için harca

Abdestsiz Nöbet Tutmam

Abdestsiz Nöbet Tutmam Sultan İkinci Abdülhamid Han zamanında, Sarayda gece gündüz nöbet tutan hassa askerleri vardı. Bu nöbetçilerin geleneksel olarak geceleyin bir seslenişleri yankılanırdı etrafta: - Kimdir o? - Kim var orda?.. Hiç kimse yoktur ama onlar sanki birilerini görüyormuş gibi, belli aralıklarla hep seslenirlermiş... Böylece devamlı uyanık durduklarını ve vazife başında olduklarını duyururlarmış. Ayrıca bu askerler her saat başı nöbeti başka arkadaşlarına devrederlermiş. Bir gece, yine nöbet yerinden sesler duyar Padişah: - Kimdir o? - Kim var orda?.. Aradan 1 saat geçmesine rağmen, yine aynı ses bağırır: - Kimdir o? - Kimdir var orda?.. Padişah'ın dikkatini çeker. Bu ses, bir saat geçtiği halde değişmemiştir. Halbuki her saat başı nöbetçi değişmelidir. Bir müddet bekler ve tekrar sese dikkat kesilir. Hayret, ses önceki sestir. Nöbetçi niçin değişmemiştir? Sultan Abdülhamid Han, hemen ilgilileri çağırtır ve durumu öğrenmek istediğini

Sünneti Canlı Tutma

Sünneti Canlı Tutma Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Andolsun ki, Rasûlullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzâb, 21) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Benim sünnetimi kim canlı tutarsa, beni seviyor demektir. Beni kim severse, cennette benimle beraber olur" (Tirmizî, İlim 16) Peygamber Efendimiz dinin yaşanma şekli demek olan sünnetin canlı tutulmasına büyük önem verirdi. Bunları çocuk, genç, yaşlı demeden bütün ashâbına öğretir, sünnetinin hiçbir zaman ihmâl edilmemesini isterdi. Bir gün Medineli sahâbî Bilâl İbni Hâris el-Müzenî'ye "Bilâl şunu öğren!" buyurdu. Resûl-i Ekrem'in âdeti böyleydi. Önemli bir şey öğreteceği zaman önce muhatabının dikkatini çeker, merakını uyandırırdı. Özel bir dikkat ve ilgiyle öğrenilen bilgilerin kolay unutulmayacağını çok iyi bilirdi. Bilâl merak etti "Neyi öğreneyim, yâ Resûlallah?" diye sordu. İkinci defa "Şu

Oruç Tutmanın On Bir Faydası Vardır

Oruç Tutmanın On Bir Faydası Vardır 1- Cehennem’e kalkan olur, 2- Diğer ibadeti kabul olur, 3- Bedeninin zikri olur, 4- Kibri kırar, 5- Ucbu (kendini beğenmişliği) kırar, 6- Huşu ziyade eder, 7- Sevabı, mizanı (tartıyı) doldurur, 8- Allah Teâlâ ol kulundan razı olur, 9- İman ile vefat ederse Cennet'e erken dâhil olur, 10- Kalbi nurlanır, 11- Aklı nurlanır. (Mızraklı İlmihal)

Hiç Yemeden Üç Gün Oruç

Hiç Yemeden Üç Gün Oruç Hazreti Hasan ve Hüseyin (r. anhüma) hastalanmışlardı. Hazreti Ali Radiyallahü Anh ve Fatıma validemiz, çocuklarının iyileşmesi halinde üç gün oruç tutmayı adadılar. Çok geçmedi hastalar şifaya kavuştu, baba ve anne de oruçlarına başladılar. Birinci gün sahura kalkıp niyet ettiler ve akşama arpa ekmeğinden iftarlıklarını hazırladılar. Akşam oldu, tam iftar edecekleri sırada, bir fakir gelip: — Allah için bana bir yiyecek verin. Açım, dedi. Onlar yemeye hazırlandıkları yemeklerini, hiç başlamadan tamamını o fakire verdiler. Tabii bu durumda gece yiyecekleri bir şey bile kalmamıştı. Akşam bir şey yemedikleri gibi, sahura da kalkmadan oruçlarına devam ettiler. Sabahtan akşama kadar iftarlık bir şeyler hazırlamışlar ve iftara hazırlanıyorlardı. Bu sefer de bir yetim gelip: — Şey'en lillah - Allah için bir şey, dedi. Onlar yine ağızlarına almadan önündekilerinin tamamını yetime verip, su ile iftar ettiler. İftarsiz, sahursuz, oruçlarına deva

Çalış Başbakanım

Çalış Başbakanım   Süper bir hamle yap, yurdum şahlansın, Tabuları dağıt, halkım uyansın, Bayrağı iyi tut, arşa uzansın, Çalış başbakanım, vatan kalkınsın! Barışı yakala, huzur sağlansın, Üretimi patlat, refah sağlansın, Adaleti getir, hukuk sağlansın, Çalış başbakanım,  vatan kalkınsın! Yurdumuz bilimde, zirveye varsın, Paramız dünyada,  ilk bire girsin, Düşmanlar eğilip selâma dursun, Çalış başbakanım, vatan kalkınsın! Uzay denen yerde, biz de gezelim, Madde âleminden, sırlar çözelim, Teknik halkasına, buluş dizelim, Çalış başbakanım, vatan kalkınsın! Okullarım bilgi,  merkezi olsun, Süper gençler, yüksek makama gelsin, Mutluluk güneşi, her yere dolsun, Çalış başbakanım, vatan kalkınsın! Hortumcu denenler, sırtımdan insin, Hainler, alçaklar, yerlere girsin, Haklı hakkın alıp, murada ersin, Çalış başbakanım, vatan kalkınsın! Herkes kardeş olsun, ayrım olmasın, Aziz vatanımı kimse bölmesin, Koç yiğitler kalleşlikle öl