Kayıtlar

Ağustos 31, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gördüğünüz Kötülükleri Kuma, İyilikleri Kayalara Kazımayı Öğrenin!

Gördüğünüz Kötülükleri Kuma, İyilikleri Kayalara Kazımayı Öğrenin! Çölde yolculuk eden iki arkadaş hakkında bir hikâye anlatılır. Yolculuğun bir aşamasında iki arkadaş tartışırlar biri ötekine bir tokat atar. Tokadı yiyenin canı çok yanar ama tek kelime etmez ve kum üzerine şu sözleri yazar. 'Bugün en iyi arkadaşım bana bir tokat attı.' Yıkanabilecekleri bir vahaya rastlayana dek yürümeyi sürdürürler. Tokadı yiyen yıkanırken bir batağa saplanır, boğulmak üzereyken arkadaşı tarafından kurtarılır. Boğulmak üzere olan arkadaş tam kurtulduktan sonra bir kaya parçası üzerine şu sözleri kazır: 'Bugün en iyi arkadaşım benim hayatımı kurtardı. ' Tokadı vuran ve sonra arkadaşının hayatını kurtaran kişi ona şöyle der; senin canını yaktığımda bunu kum üzerine yazdın ama şimdi kayaya kazıyorsun. -NEDEN? Öbür arkadaş ona şöyle cevap verir: 'Biri bizi incittiğinde bunu kum üzerine yazmalıyız ki bağışlama rüzgârı estiğinde onu silebilsin. Ama biri bize

Gerçek Değer

Gerçek Değer Gerçek bir değer, karşılık beklemeksizin verilen sevgi, elde etmek için yaşamı tükettiğimiz mutluluk. Eğer deli delilikte direnseydi bilge olurdu. Direnmedi... Bazı durumlar vardır… Çözüm aradığımız... Her şeyde üç çözüm vardır bizim çözümümüz başkasının çözümü ve gerçek çözüm... Gerçek çözüm başımızı kumdan çıkarttığımız andır. Her şeyin bir karşılığı vardır hayatta… Bizim de karşılığımız vardır... Onu bulmak gerçek çözüme ulaşmaktır... Karşılığımızı bulmaktır gerçek çözüm... Onu bulmak hayatta verdiğin kadar almaktır da... Kadir kıymet bilmek adına yaptıklarımız bizi kıymetsizleştiriyorsa çözümümüz onun çözümüdür... Oysa gerçek çözüm yüreğimizdedir... Bilinmemiş değerin, değeri görülememiş şeylerin son noktaya getirilmesi ile insanın içine büyük bir üzüntü çöker. Geri dönüşü olmayan şeylerdir. En sonunda pişmanlık duymak anlamsızdır aslında, o duruma getirmek de körlük ve kapristir. Her seferinde baştan başlamak imkânsız olduğundan, insanın içindeki yanı

Evlada Bırakılan İki Mektup

Evlada Bırakılan İki Mektup Yaşlı adam kaçınılmaz sonun yakın olduğunu anlayınca oğlunu yanına çağırmış ve ona zarfları kapalı iki mektup vermiş. Sonra da "Bu mektuplardan ilkini ben öldüğüm sırada, ikincisini ise gasil hanede yıkanırken aç" demiş. Adam ölmüş. Oğlu vasiyeti yerine getirmek için ilk mektubu açmış. Mektupta şu yazıyormuş: "Beni çoraplarımla yıkayıp göm.” Adamı gasil haneye getirmişler. Oğlu imama vasiyetini söylemiş. İmam kaşlarını çatmış: "Bu mümkün değil. Dinen günah olur. Her ölenin bedeni çıplak olarak yıkanır, kefene konur ve toprağa verilir. Aksini ben yapamam, ayrıca baban da günaha girer ve cennete gidemez.” demiş. Oğlu çaresiz karara boyun eğmiş ve ikinci mektubu açmış. Orada da şöyle yazıyormuş. “Bak gördün mü, yanımda çoraplarımı bile götüremiyorum.” (Alıntı)