Kayıtlar

Ekim 10, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ana Baba Hakkı Hakkında Çok Acıklı Bir Hikâye…

  Ana Baba Hakkı Hakkında Çok Acıklı Bir Hikâye…   Çin'de, evliliğinden çok uzun zaman sonra bir oğlu olur adamın. Elli beş yaşındadır o yıllarda adam... Öyle çok sever ki oğlunu... Mutlu olsun diye elinden ne geliyorsa yapar... Eşi bir trafik kazasında ölünce, küçük yaştan itibaren hem anne hem de baba olur oğluna. Öperken burnunun direği sızlamaktadır... Yıllar hızla geçer... Çocuk büyür ve evlenir.. Çin'de yaşlıları yalnızlığa terk etme âdetine hiç düşünmeden o da uyar. Evlenince babasını yalnız bırakıp eşiyle yeni evine taşınır. Artık seksen yaşlarında olan babasının yanına gitmediği gibi, sadece ölüp ölmediğinden haberdar olmak için telefona benzer bir çağrı düzeneği yaptırır.. Yaşlı babası her gün bir defa koltuğunun az ilerisinde duran butona basıp "Ölmedim. Hayattayım." der gibi çağrı göndermektedir oğluna, gözyaşlarıyla... Aradan uzun yıllar geçse de oğlu bir kez olsun babasının yanına uğramaz... Fakat babasından günde birkaç çağrı...

Allah’ü Teâlâ ile Özel Bir Sözleşme

  Allah’ü Teâlâ ile Özel Bir Sözleşme   Velîlerden Hayr en-Nessâc Der ki: Allah’ü Teâlâ ile özel bir sözleşme yaptım ve taze hurma yememeye söz verdim. Bir ara nefsim bana gâlip geldi, dayanamadım ve bir miktar taze hurma aldım. Bir tane yemiştim ki, o sırada bana bakan bir adam: “- Ey hayr sen niçin benden kaçtın?” Diyerek beni yakaladı. “- Adamın hayr isminde bir kölesi varmış, kendisinden kaçmış. Adam onu arıyormuş, beni ona benzetti. O sırada bana da ona benzeme hâli verildi. Adam beni alıp evine götürdü, aylarca yanında kaldım, dokuma işinde çalıştım. Sonra Allah’ü Teâlâ’ya tevbe ettim. Bendeki o benzeme hâli alındı. Benim köle olmadığım anlaşıldı, beni serbest bıraktılar.” “- Bu adam beni hayr diye çağırdığı için ben de bir Müslüman’ın bana verdiği bu ismi değiştirmedim, adım hayr en-nessâc (dokumacı hayr) olarak kaldı.”