Kayıtlar

edepsiz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Edepsizliğin Sınırsızlığı

Edepsizliğin Sınırsızlığı Ali Günaydın Edeb: Hayâ demektir. Türkçemizde “AR” kelimesiyle de ifade edilmektedir. Utanmak, sıkılmak ve çekinmek anlamlarına gelmektedir. Kişiyi kötülüklerden alıkoyup, iyiliklere yönelten fıtrî bir ahlâk güzelliğidir Edeb/hayâ duygusu: Genel olarak yüzün kızarması, kişinin başını öne eğmesi, gözlerini kaçırması, şaşkın davranışlar sergilemesi gibi özelliklerle kendini gösterir. Edeb duygusu kişinin dînî yaşayışına, içinde bulunduğu toplumun örf ve âdetlerine göre şekillenir. Bir toplumda değer yargılarının değişmesiyle orantılı olarak edeb duygusu da değişir. Kişiden kişiye farklılıklar da gösterir. Hatta edebin hiçe sayıldığı toplumlarda tamamen ortadan kalkabilir. Edeb duygusunun mimarları da peygamberler olup, kavimlerine bunu öğütlemişlerdir. Buna işareten bir hadîs-i şeriflerinde de Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır: “İnsanlık, ilk günden beri bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir söz bili

Kıble Tarafına Tüküren Edepsiz!

Kıble Tarafına Tüküren Edepsiz Bayezid-i Bistami hazretlerine sevenlerinden birkaçı, “- Filan şehirde âlim evliya bir zat var, ziyaret edelim!” diye ısrar ettiler. Sonunda bunları kırmamak için razı oldu, o zatı görmek için yola çıktılar. Nihayet o zatın bulunduğu şehre geldiler. Camiyi sorup, o yöne doğru yürüdüler. Tam camiye 200-300 metre kalmıştı ki o zatı caminin önünde gördüler. Hemen; “- İşte efendim, o mübarek zat, şu gördüğümüz kimse!” diye söylediler. O zat o anda kıble tarafına tükürdü. Bunun üzerine Bayezid-i Bistami hazretleri; “- Geri dönüyoruz, görüşmeye lüzum kalmadı!” dedi. Sevenleri ısrar etti, “- Efendim bunca yolu kat ettik, o mübarek zat da şu, görüşmeden nasıl geri döneriz!” dediler. Fakat ısrarları fayda vermedi. Sevenleri yine “- Âlim ve evliya zattır, bir görüşsek!” diye ısrar edince, Bistami hazretleri buyurdu ki: “- O kimse, evliya ve âlim olamaz. Kıble tarafına tükürdü. Rasûlullah Sallâllahu Aleyhi Vesellem Efendimiz’in öğr