Kayıtlar

Mayıs 28, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bunları “Kul Hakkı” Saymıyoruz!

Bunları “Kul Hakkı” Saymıyoruz! Herkes şu gerçeği biliyordur eminim: Allah-u Teâlâ, hesap günü kul hakkına karışmıyor. Kendisine ait hakları ise, dilediği kulları için affeder, dilediğine ise ceza verir. Cenab-ı Hakk’ın biz “ Kulları üzerindeki hakkı” nedir diye netten araştırırken şu hadisi buldum: “ ... ‘Ey Muaz! Allah’ü Teâlâ’nın kulları üzerindeki ve kulların da Allah üzerindeki hakkı nedir, biliyor musun?‘ Dedim ki: ‘Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.‘  Buyurdular ki: ‘Allah’ü Teâlâ’nın kulları üzerindeki hakkı: Yalnız O’na ibadet etmeleri ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır.’... “   (Buhari ve Müslim) Yani, namaz, oruç, hac gibi ibadetlerimizi tamamlayamadan ölürsek, bu hakkını sevip razı olduğu kulları için affedebilir. Allah’ü Teâlâ beni sevsin diye ibadet edip günahlardan kaçıyorum. Bol bol kaza namazı kılıyorum, fakat tamamlayamadan ölürsem, inşallah affolunurum. İnsanların birbirleriyle ilgili her türlü münasebetten doğan haklar, kul hakkıdır. Sadece maddi
Cehennemin İsimleri     Cehennemin isimleri. Ahirette günahkârların ve Kâfirlerin gireceği Cehennem çok şiddetli ve dayanılamayacak azapların olduğu bir azap yeridir. Yüce Mevla’mız Kuran ı Kerim ve yüce Peygamberi Fahri Kâinat Efendimiz aracılığı ile bu azabı bize bildirmiştir ve sakınmamızı emretmiştir. İşte bu azap yeri olan Cehennemin ciddiyeti birçok isim ile alınarak Kuran’da zikredilmiştir. Şimdi bu isimlerin birer ayet ile zikrederek açıklamaya çalışalım. Kuran ı kerimde cehennem yedi isim ile anılmıştır: Cehennem ismi genel olarak derin ve büyük bir hesap kuyusu anlamına gelmektedir. Şimdi bu isimleri sıralayalım. 1. Nâr: Bu isim gözleri kamaştıran şiddetli bir ışık içeren ateş manasına gelmektedir: Şüphesiz, inkâr edenlere, ne malları, ne de evlatları Allah’a karşı hiçbir fayda sağlar. Onlar Nar’ın (Cehennem ateşinin) yakıtıdırlar. (Ali İmran 3.10) 2. Cahîm: Son derece şiddetli ve büyük, alevleri kat kat yükselen kızgın ateş. Lügat manası olarak da derin bir kuy

Cehennem ve Mizan'ın Sıfatları

Cehennem ve  Mizan'ın  Sıfatları Bu mevzuda bazı noktalara daha önce temas etmiş olmamıza rağmen, faydayı tamamlamak için yeniden ele almakta mahzur görmedik. Ola ki; bozulmuş ve gafil gönüllere tekrarlanan nasihatler kâr eder. Bu hususta Allah Celle Celâlüh Kur’an’ı Kerim´in birçok yerinde cehennemin korkunçluğu ile Kıyamet şiddetlerine büyük önem vermiştir, öyle ki Allah Teâlâ’nın bu beyanatı aklı başında insanların kalplerine en büyük tesir yapmış, ahiretin faydalı ve kalıcılığını; onun dışındaki her şeyin hiçliğine tercih etmiştir. Cehennemin nasıl bir yer olduğu konusuna gelince Allah Celle Celâlüh cümlemizi bağış ve keremi ile oradan korusun! Hadiste bildirildiğine göre orası simsiyah ve karanlıktır. Işığı ve alevi yoktur. Cehennemin yedi kapısı vardır. Her kapının üzerinde yetmiş bin dağ vardır, her dağın üzerinde yetmiş bir ateşten tepe vardır, her ateşli tepe üzerinde yetmiş bin ateş çukuru vardır. Her ateş çukurunda yetmiş bin ateş vadisi bulunur. Her vad

Mezuniyet Günü

Mezuniyet Günü Elveda hocalarım, elveda arkadaşlar. Kalpleriniz kalbimle, bütünleşti kardeşler. Bu ayrılık geçici, gönüller gamlanmasın! Sonsuza kadar biriz, hiç kimse ağlamasın. İlim ve irfan için, toplanmıştık okulda. Usta mahir ellerde, yoğrulduk bu ortamda. Nice güzel anılar, yaşayıp mutlu olduk! Kalp gözümüz açıldı, bilgi ve sevgi dolduk! Hedefimiz vatana, sahip çıkıp korumak. İnsanları ilim ve ahlâk ile yoğurmak. Yeniden dirilerek, dünyaya sesimizi; Duyurup, “Varız!” demek; basarak mührümüzü. Zulüm dolu bulutlar, karartmış gökyüzünü, Simsiyah kötülükler, kaplamış yeryüzünü. Bütün bilim dalları bizden keşif bekliyor. Kan ağlıyor masumlar, bitkin imdat bekliyor. Ölesiye çalışıp, hiçbir şeyden yılmadan, Dünyadan büyük olsa, zorluğa aldırmadan... Dünyaya el atalım, bir meşale olalım. Güzel ahlâk ve gayretle, gönüllere dolalım. Yerleri fethedelim, gökleri kuşatalım. Kalmasın hiç karanlık, her yeri ışıtalım. Nefsimiz,

Şems-i Tebrizi’den Güzel Sözler 4

Şems-i Tebrizi’den Güzel Sözler 4 ·               Sığ suları en hafif rüzgârlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar... ·               Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli... ·               Bu nicelik ve nitelik dünyasının ucunda ·               Dertli sesiyle konuşan bir adam durmakta! ·               Gözü kartallarınkinden bile daha keskin ·               Yüzü şahididir gönül ateşinin ·               İç ateşinin yakıcılığı artıyor her zaman ·               Arzuyla dolu bir ruhtan, yanan bir avuç topraktı ·               Aşk ve sarhoşluktan nasipsiz bilginler ·               Tedavi için nabzını hekim eline verdiler... ·               Allah’ü Teâlâ senin kapından aşk sarayına bir insan alacaksa, o insana sen nasıl ben seni sevmiyorum dersin? ·               Sende o var bu var, falan dedi var, falan anlattı var, peki sende senden ne var Mevlana?

Şems-i Tebrizi’den Güzel Sözler 3

Şems-i Tebrizi’den Güzel Sözler 3 ·              Dostluk gül olmaktır; yaprağı ile de dikeni ile de. ·              İnsanlar maşuk aramıyor, bencil duygularına köle arıyor. Köle buluyor ama aşkı bulamıyor... ·              Ey gönül! Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür? Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi? ·              Her şey insanoğluna feda iken insanoğlu ise kendine cefa olmuştur. ·              Hakiki dost, Allah’ü Teâlâ gibi mahrem olmalıdır. Dostun çirkinliklerine, hoşa gitmeyen hallerine tahammül etmeli, hatasından incinmemelidir. Dosttan yüz çevirmemelidir, dosta itiraz etmemelidir. Nitekim rahmeti bol olan Allah’ü Teâlâ kullarının ayıplarından, günahlarından, noksanlarından dolayı onlardan yüz çevirmez. Tam bir inayet ve şefkatle, onlara rızkını verir. İşte garazsız, ivazsız dostluk budur...