Kayıtlar

Ekim 15, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hüngür Hüngür Ağlatan Olay

Hüngür Hüngür Ağlatan Olay İbrahim Ethem Hazretleri bir gün hamama girmek istemiş. Hamamın sahibine: “Param yok, hamama girmeme müsaade etmez misiniz?” demiş. Hamamcı parasız hamama girilmez diyerek hamama sokmaz. İbrahim Ethem Hazretleri ısrar etti ise de hamamcı kabul etmedi. Boynu bükük olarak hamamdan ayrılan İbrahim Ethem Hazretleri, öyle yüksek bir sesle bağırdı ki yer gök inledi... Bu sesi duyan halk, ağlamakta olan İbrahim Ethem Hazretleri’nin başına toplanıp: “Bu kadar feryada hacet yok, hamam parasını biz verelim de ağlama!” dediler. İbrahim Ethem Hazretleri toplanan kalabalığa şöyle seslendi: “Ey ahalî! Siz, benim hamama giremediğim için mi ağladığımı sanıyorsunuz? Ben hamama giremediğim için ağlamıyorum. Ben, dünyada iken parasız hamama bile sokmuyorlar... Ya ahirette de senin cennete girecek bir amelin yok diye kapıdan geri çevrilirsem halim ne olur? Diye ağlıyorum... Çünkü salih ameli olup oraya girmeyi hak etmeyenleri içeri sokmayacaklar” buyurdu.

Dünyanın En Kıymetli Çeyizi

Dünyanın En Kıymetli Çeyizi İmamı Azam (Rahmetüllahi Aleyh) Hazretlerinin en büyük talebesi İmam Ebu Yusuf’tur. Bu zat talebeliği zamanında bir gün hamama gitmek ister. Fakat parası yoktur. Hamamcıya, "parası olmadığını, fakat para yerine kendisine dini bir mesele öğretebileceğini" söyler. Hamamcı, - Bana fetva değil para lazım. Paran yoksa hamama girme, der. Üzülerek dönen Ebu Yusuf, hocasına gelir ve ilmi bırakacağını söyler. Sebebini de anlatır. İmamı Azam Hazretleri kendisini teselli eder ve - Evladım, sabret. İlme devam et. İlim seni aziz eder, der. Aradan seneler geçer. Ama hamamcıdan gördüğü üzücü hareket hiç aklından çıkmamaktadır. Bu arada kendisi memleketin en yüksek ilmi makamındadır. Bütün meseleler kendisinden sorulmaktadır. Böyle olduğu zaten tarihten de sabittir. Bir gün kendisinden bir fetva sorulmaktadır. Soru şudur: Kızını evlendirmek isteyen bir kişi, ona dünyanın en kıymetli şeyini çeyiz vermek üzere yemin etmiştir. Bu yeminini na

Tevhid, Tenzih ve İstiğfar

Tevhid, Tenzih ve İstiğfar Eğer hayatınızdaki sıkıntı, stres, bunalım, üzüntü gibi şeylerden şikâyetçi iseniz, yaşama sevincinizi kaybettiğinizi düşünüyorsanız bu ilaç tam size göre! Yunus Aleyhisselâm’ı bilirsiniz. Ortadoğu bölgesinde Ninova halkına peygamber olarak gönderilmişti. Kavmi kendisini dinlemediler ve iman etmediler. Bunca tebliğ ve davet faaliyetinin işe yaramadığını gören Yunus Aleyhisselâm, Rabbinden izin gelmediği halde artık bu kavmin iman etmeyeceğini, adam olmayacağını düşünerek Ninova şehrini terk etti. Kendisi kavmine karşı öfkelenmişti. Bir peygamberi dinlememenin cezasını onların da tatmasını istiyor, kendisi de onları öfkelendirmek istiyordu. Böyle söz dinlemeyen bir kavme beyhude yere tebliğde bulunmaktansa burayı terk etmek daha iyidir diye düşünüyordu. Şehri terk ederken düşüncesi Allah’a isyan etmek, peygamberlik görevinden istifa etmek değildi elbette. Bir peygamber nasıl böyle bir şey düşünebilir ki? O, Rabbinin bu konuda kendisini sıkıştırmayacağı