Kayıtlar

ahmak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hz. İsa Aleyhisselâm’ın Ahmaktan Kaçması

Hz. İsa Aleyhisselâm’ın Ahmaktan Kaçması Bir gün Hz. İsa Aleyhisselâm, arkasından vahşi bir aslan kovalıyormuş gibi, dağa doğru bütün gücüyle koşar. Adamın biri de peşinde koşarak kendisine yetişir. Neden böyle kaçtığını sorar. Hz. İsa Aleyhisselâm acelesinden, adamın sorusuna cevap veremez. Adam bir müddet daha arkasından koştuktan sonra, “– Allah için biraz dur da neden böyle kaçtığını söyle. Çünkü arkanda ne bir düşman var ne de bir vahşi hayvan var.” dedi. Hz. İsa Aleyhisselâm: “– Beni oyalama, yürü işine git. Ben bir ahmaktan kaçıp kurtulmak için böyle koşuyorum.” Der. Adam hayretler içinde:   “– Ya Hz. İsa Aleyhisselâm! Körlerin gözlerini, sağırların kulaklarını açan sen değil misin?” diye sorar. Hz. İsa Aleyhisselâm:   “– Evet” diye cevap verir. Adam: “– Ölüye ismi azam okuyup dirilten sen değil misin? Der. Hz. İsa Aleyhisselâm: “– Evet” der. Adam: “– Topraktan kuşlar yapıp onları canlandıran sen değil misin?” diye sorar. Hz. İsa Aleyhisselâm:

Âlemi Başıboş Sanma, Ey Ahmak!

Âlemi Başıboş Sanma, Ey Ahmak! Âlemi başıboş sanma ey ahmak, Bütün mahlûkatı yaratan vardır. Başını kaldır da âleme bir bak! Göğü yıldızlarla donatan vardır. Tesadüf olur mu şu yüce nizam? Her şeyde görülür büyük intizam. Takvimli bir saat gibi muazzam, Ay ile güneşi yürüten vardır. Bize yağlı fındık veriyor çalı, Bir böcek ipekten dokuyor halı, Zehirli bir arı yapıyor balı, Bunların hepsini öğreten vardır. İnek su içiyor, saf süt oluyor, Ağaç, ekşi tatlı meyve veriyor, Şimşekler çakıyor, rahmet yağıyor, Gökte yıldırımı gürleten vardır. Maksatsız göz görür, kulak duyar mı? Hoca, aklı olan küfre kayar mı? Cehennemde tatlı cana kıyar mı? Dilimizi döndürüp söyleten vardır.

Ahde Vefa Böyle Olur!

Ahde Vefa Böyle Olur! Hire kralı Numan b. Münzir, bir gün veziriyle birlikte ava çıkar. Ebu Kâbûs lâkaplı Nu’mân bin Münzir (580-602), milâdî 268-633 yılları arasında Irak ve Arap Yarımadasında hüküm sürmüş olan Lahmî Oğullarının (Benû Lahm/ Hîre Krallığı) en meşhur krallarından olup, Câhiliyye Dönemi Arap tarihinde, “Sâhibu Yevmu’l Bu’s ve Yevmu’l Naîm/ Keder ve Nimet Günü Sahibi” olarak vasıflandırılmaktadır. Nu’mân bin Münzir, bir gün (Yevmu’l Bu’s) insanlara kötülük yapardı, diğer gün de (Yevmu’l Naîm) iyilik. Keder günü olduğu bir sabah, yanına hizmetçisi Şerîk bin Adiyy İbn Şurahbil’i de alarak gezintiye çıkan Nu’mân bin Münzir, yolda el-Tâi kabilesine mensup olan bir fakir Bedevî ile karşılaştı. Çoluk çocuğuna yiyecek bulmaya çıkan Bedevî, o günün keder günü olduğunu, dolayısıyla da öldürülmesinin kesin olacağını biliyordu. Bu yüzden, Numân bin Münzir’e, “Ey Melik, bu günün keder günü olduğunu biliyorum. Ancak, çoluk-çocuğum açlıktan kıvranıyorlar. Bana izin ver

Âlemi Başıboş Sanma Ey Ahmak!

Âlemi Başıboş Sanma Ey Ahmak! Âlemi başıboş sanma ey ahmak, Bütün mahlûkatı yaratan vardır. Başını kaldır da âleme bir bak! Göğü yıldızlarla donatan vardır. Tesadüf olur mu şu yüce nizam? Her şeyde görülür büyük intizam. Takvimli bir saat gibi muazzam, Ay ile güneşi yürüten vardır. Bize yağlı fındık veriyor çalı, Bir böcek ipekten dokuyor halı, Zehirli bir arı yapıyor balı, Bunların hepsini öğreten vardır. İnek su içiyor, saf süt oluyor, Ağaç, ekşi tatlı meyve veriyor, Şimşekler çakıyor, rahmet yağıyor, Gökte yıldırımı gürleten vardır. Maksatsız göz görür, kulak duyar mı? Hoca, aklı olan küfre kayar mı? Cehennemde tatlı cana kıyar mı? Dilimizi döndürüp söyleten vardır. (Alıntı)

Yeni Yılı Kutlayan

Yeni Yılı Kutlayan Ey ahmak neyi kutluyorsun? Geçen “Yeni Yıl” kutlayanların bazıları, Bu yıla kavuşmadı… Bu yılı kutlayanların çoğu da, Gelecek yıla kavuşmayacak… Her ay, her gün, her saat… Yeni değil mi zaten?; Bir değirmen gibi sürekli öğütüyor… Öyle bir değirmen ki… Son canlı öğütülünceye kadar, Çok güzel, hem de otomatik çalışır… Sonunda “Zaman değirmeni” bile ölür… O halde neyi kutluyorsun? Her an; yeni değil midir? Geçenler eski miydi? Hani nerde yeniler? Sadece birer hayaldiler, Hayalin nesini kutluyorsun? Cennet’ten müjdecin mi geldi? Son nefeste imanlı mı gittin? Kabir sualini mi verdin? Mizanda sevabın ağır mı geldi? Sıratı mı geçtin? Cennet’e mi yerleştin? O halde neyi kutluyorsun? Bilsen ki “Fani hayatı boş geçirip, Ebedi hayatı kaybettin!” Gülmek değil, ağlardın… Sevinmek değil, delirirdin… Yüce Kur’an da buyrulan: “Çocuklar ak saçlı ihtiyar” olmadan, Uyanır eğlenmezdin, Ömrünü boşa geçirmezdi

Uyansana Ahmak Nefsim

Uyansana Ahmak Nefsim Nerden geldin, nere giden, Düşündün mü dünya nedir? Haktan geldin, Hakk’a giden, Uyansana ahmak nefsim… İster yüz yıl, bin yıl yaşa, İster bey ol ister paşa, Bir gün ölüm gelir başa, Uyansana ahmak nefsim… Kara yere gireceksin, Yılan çıyan göreceksin, Sonsuz pişman olacaksın, Uyansana ahmak nefsim… Münker - Nekir gelecekler, Her yaptığın soracaklar, “Ya nur, ya nar!” diyecekler, Uyansana ahmak nefsim… Melek suru üfürecek, Yerler gökler dürülecek, Her can ölüp dirilecek, Uyansana ahmak nefsim… Mahşer mizan kurulacak, Tüm ameller tartılacak, Salih mü’min, kurtulacak, Uyansana ahmak nefsim Kâfir zalim ayrılacak, Cehenneme savrulacak, Ateşlerde kavrulacak, Uyansana ahmak nefsim… Liavaul hamd açılacak, Mü’mine nur saçılacak, Cennetler’e uçulacak, Uyansana ahmak nefsim… İyi olanlar Cennet’e, Kötü olan, Cehennem’e, Senin yerin bilmem nere? Uyansana ahmak nefsim… Yaşar AKKAŞ 25.