Kayıtlar

nefes etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ya Rabbî! Son Nefeste İmanla Ölmemi Nasip Et

Ya Rabbî! Son Nefeste İmanla Ölmemi Nasip Et              Her mümin, din büyüklerimiz gibi son nefesinde imansız gitmekten korkup çok dua etmeli, Allah’ın rahmetinden de ümidini kesmemelidir... Din büyüklerimizin en çok korktuğu, son nefes olmuştur. Mesela çok büyük bir âlim olan Ahmed ibni Hanbel Rahmetullahi Aleyh hazretleri, tam sekerat halindeyken, birden can havliyle üç defa: “- Olmaz, olmaz, olmaz!" diye bağırıp, tekrar yatağa düşer.  Oğlu yanına yaklaşıp; “- Hayırdır babacığım, ne oldu?  "Olmaz!"  diye bağırmanızın sebebi neydi? diye sorunca; “- Mel’un şeytan, ‘Müslümanlığı bırak, Hristiyan ol, Cennete gideceksin!’ dedi. Ben de ‘Olmaz!’ dedim. O mel’un da defolup gitti, der ve Kelime-i şehadet getirip vefat eder... Cüneyd-i Bağdadi Rahmetullahi Aleyh hazretleri de, ölümüne yakın ağlamaya başlar. Talebeleri, neden ağladığını sorunca; “- Sonumdan korkuyorum. İnsanın ameli, ince bir iplikle tavana asılmış gibidir. Her zaman öyle gider ve gelir. Amelim

Nefes Senin Değil Can Senin Değil!

  Nefes Senin Değil Can Senin Değil!   O kadar güvenme gençlik çağına, Nefes senin değil, can senin değil! Hazan gelip düşer gönül bağına, Bu yurt senin değil, han senin değil!   Şu doğan güne bak, batana inat, Hakka doğru uçar semada kanat, Bir nesneye kodlanmış bu kainat, Hücre senin değil kan senin değil!   Bir kör kıymık aciz aklıma saplı, Kâinata bir bak, hakikat kaplı! Aldığımız nefes bile hesaplı, Zaman senin değil, an senin değil!   Saffet Çakır

Nefes Nefese, Amansız Bir Koşu…

  Nefes Nefese, Amansız Bir Koşu…   Nefes nefese, amansız bir koşuyla; uçarcasına ünyadan kaçıyor; ahirete yaklaşıyoruz. Çünkü her nefes ömürden gidiyor. Ben bunları yazarken bile, sizler okurken bile ömrümüz hızla tükeniyor. Ömrümüzün geçtiğinin farkına varmıyor; gafletle dünyaya sarıldıkça sarılıyoruz... Çünkü nefis, şeytan ve fani dünya bizlere narkoz verip uyuşturdu.   Ya Rabbi! Bizleri gafletten uyandır! Nefis, şeytan ve yalan dünyanın süfli isteklerinden bizleri koru! Kıymetli ömrümüzü, bizlerden nasıl razı olacaksan; öyle yaşamayı nasip eyle!

Bir Nefeslik Vakit

  Hikmet Ehli Zatlar Buyuruyorlar ki: Dünyadaki bir nefeslik vakit, ahiretteki bin yıldan kıymetlidir. Çünkü, ahirette ibadet yoktur, tevbe yoktur, nefsle mücadele yoktur, haramdan kaçma mücadelesi, küfre düşme endişesi yoktur, İslâm’a hizmet imkanı yoktur. İşte Cehennemde kalanlar için bir nefeslik dünya zamanı, sonsuzdan daha hayırlıdır. Çünkü, tekrar dünyaya sadece bir nefeslik yollansalar, yapacakları iş, Kelime-i şehadet getirip, Amentü’yü okuyarak iman etmek olur. Ancak bu imkan verilmez. Yâ Rabbi! Ömrümüzün tüm nefeslerini senin rızanı kazanabilmek için; senin yolunda hizmet ederek; zikrederek, şükrederek ve hamd ederek geçirmeyi nasip eyle! Âmîn!!!

Bir insan günde kaç kez nefes alır?

Soru: Bir insan günde kaç kez nefes alır? ·         Saniyede 1 nefes alınmaz. Yaklaşık olarak: ·         4-5 Saniyede: bir nefes alınır. ·         Dakikada: 12-16 Nefes alınır. ·         Saatte: 720-960 Nefes alınır. ·         Günde: Yaklaşık 17280-23040 defa nefes alırız. Rabbim her nefesimizi Allah'ü Teâlâ yolunda harcamayı nasip eylesin!

Son Nefes 1

Cenâb-ı Hak, bekâ sıfatını bu âlemde yalnız kendisine tahsis buyurmuştur. Onun için onun yüce zâtından başka her varlık fânîdir. Nitekim âyet-i kerîmede: “Yeryüzünde bulunan her şey fânîdir…”  (er-Rahmân, 26) buyurulmuştur. Bunun tecellîsi de: “Her can, ölümü tadacaktır.”  (el-Enbiyâ, 35)   beyânı üzere ölüm iledir. Bu itibarla bilhassa insanın her dâim bu gerçeği tefekkür ile yaşaması zarûrîdir. Bunun için bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte  (ey insan)  bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.”  (Kâf, 19) İnsan ki, bu fânî dünyâya bir imtihan için gönderilmiştir. Dolayısıyla onun en büyük gâyesi, Cenâb-ı Hakk’ın rızâsını kazanıp Dâru’s-selâm’a, yâni selâm ve saâdet evi olan cennete nâil olmaya çalışmak olmalıdır. Bunun da yolu: “O gün ne mal fayda verir, ne evlâd!.. Ancak kalb-i selîm ile gelenler müstesnâ!..”  (eş-Şuarâ, 88-89) hakîkatinin muhtevâsına girebilmektir. Bu da, nefs terbiyesi ile mümkündür. Nefs terbiy