Kayıtlar

Uyan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Uyan Artık Yiğidim

  Uyan Artık Yiğidim   Istırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır   Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı.   Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor Bin yüzlü Ebrehe’ler, kara filler geliyor Şimdi devran değişti; ebâbiller geliyor İbrahim bahçesinden taze güller geliyor   Âlemde, duyulacak kutlu bir âvaz kaldı Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.   Çöküyor sırtımızda yükselen vahşi duvar Heykeller kırılıyor; dökülüyor mumyalar Toprağın sinesinde umut var, heyecan var Okşadığın her kökten fışkırıyor bir bahar.   Buzlar çözüldü; kıştan kuru bir ayaz kaldı Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.   Gözlerin âyet âyet büyüyen bir bebektir Ellerin sokaklarda uçuşan kelebektir Sana rehberlik eden ne cindir, ne melektir O bir İnsan-ı Kâmil, mücella bir dilektir   O’n

Uyan

Uyan   Baksana kim boynu bükük ağlayan. Hakk-ı hayâtın senin ey Müslüman, Kurtar o biçâreyi Allah için. Artık ölüm uykularından uyan.   Bunca zamandır uyudun, kanmadın; Çekmediğin çile kalmadı, uslanmadın. Çiğnediler yurdunu baştan başa. Sen yine bir kerre kımıldanmadın!   Ninni değil dinlediğin velvele, Kükreyerek akmada müstakbele. Bir ebedi sel ki zamandır adı, Haydi katıl sen de o coşkun sele.   Karşı durulmaz cereyan sine-çâk. Varsa duranlar olur elbet helâk. Dalgaların anlamadan seyrini, Göz göre girdâba nedir inhimâk?   Dehşet-i mâziyi getir yâdına; Kimse yetişmez yarın imdâdına. Merhametin yok diyelim nefsine; Merhamet etmez misin evlâdına?   "Ben onu dünyaya getirdim" diye Kalkışacaksın demek öldürmeye! Sevk ediyormuş meğer insanları, Hakk-ı übüvvet de bu câniliğe!   Doğru mudur ye's ile olmak tebah? Yok mu gelip gayrete bir intibah? Beklediğin subh-u kıyamet midir? Gün batıyor sen arıyorsun sa

Uyan Artık Yiğidim

  Uyan Artık Yiğidim   Istırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır, Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır, Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır, Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır…   Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı, Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı…   Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor, Bin yüzlü Ebrehe’ler, kara filler geliyor, Şimdi devran değişti; ebâbiller geliyor, İbrahim bahçesinden taze güller geliyor…   Âlemde, duyulacak kutlu bir âvaz kaldı, Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı…   Çöküyor sırtımızda yükselen vahşi duvar, Heykeller kırılıyor; dökülüyor mumyalar, Toprağın sinesinde umut var, heyecan var, Okşadığın her kökten fışkırıyor bir bahar…   Buzlar çözüldü; kıştan kuru bir ayaz kaldı, Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı…   Gözlerin âyet âyet büyüyen bir bebektir, Ellerin sokaklarda uçuşan kelebektir, Sana rehberlik eden ne cindir, ne melektir, O bir İnsan-ı Kâmil, mücella bir d

Uyan, Uyan Bu Gafletten; Ölüm Geliyor…

  Uyan, Uyan Bu Gafletten; Ölüm Geliyor…   Gel kardeşim sözüm sen iyi dinle; Fırsat elde iken hayrın yap kendi elinle; Ne yaparsan kabre gider seninle; Uyan uyan bu gafletten ölüm geliyor…   Dünyaya gelen gidiyorlar hep katar katar; Bir gün olur senin de güneşin batar; Rızayı kazananlar kabrine varır rahat yatar; Uyan uyan bu gafletten ölüm geliyor…   Uyup da nefsine yapma ha günahı; Çekersin cezasın mahşer sabahı; Cehdü gayret et kazan rızaullahı; Uyan uyan bu gafletten ölüm geliyor…   Bir ders-i ibrettir bütün bu dünya; Gönül verip aldanmayın yalancı dünyaya; Beğendiriniz kendinizi güzel Mevla’ya; Uyanalım bu gafletten ölüm geliyor…   Şu çıkan soluklar çıkmaz olunca; Kabirde bu gözlere toprak dolunca; Cevabın hazırladın mı Mevla sorunca; Uyanalım bu gafletten ölüm geliyor…   Hacı Mustafa Güneş Kuddise Sirrûh

Ey Gâfil Uyan!

  Ey Gâfil Uyan!   Ey gâfil uyan rıhlet-i nâgâhı unutma Yol korkuludur korkusu çok râhı unutma   Hâlık'dan utan rızkını halkdan sakın umma Bil rabbini "er-rızku 'alallah"ı unutma   Göğsün gerüben câh-ı cihân ile salınma Âhir yıkılıp düşeceğin çâhı unutma   Mağrûr oluben devlet-i dünyâya dayanma Sakın yitirüp dînini Allah'ı unutma   Bir oh demesine bugün aldanma cihânın Sonunda anın derd ile bin âhı unutma   Ey çeşm-i hakâretle bakan merd-i fakîre Ol fakr ile fahr eden ulu şâhı unutma   Güç etme gücün yettiğine hâ gece gündüz Nâgâh erişen âh-ı sehergâhı unutma   Bu dâr-ı gurur içre bugün n’itsen elinde Yarın varacağın ulu dergâhı unutma   Derbendine mevtin yolun uğrar er eğer geç Ol geçmesi düşvâr güzergâhı unutma   Bu dâr-ı fenâ içre hevâ yolları çokdur ŞEMSÎ yürü sen Hakk'a giden râhı unutma   Şemseddîn Sıvâsî Kuddise Sırruh

Uyan Müslüman, Ölüm Uyarmadan!!!

  Uyan Müslüman, Ölüm Uyarmadan!!! ·      Müslüman çocuğu Dünya’daki gâvur futbolcuların, sanatçı bozuntularının isimlerini ezbere biliyorsa; ·      Ezan ve Kuran Okumayı, İman ve İslam’ı, son nefeste nasıl imanlı gidileceğini de bilsin! ·      Haramı – helâli; Müslümanca yaşamayı da bilsin! ·      Gâvurun ahlâksız yaşantı ve modasını; öğrenip yaşamasın! ·      Allah Teâlâ Rasulü’nün sünnetini (İslâm’a uygun gerçek tesettürü, çarşafı, sakalı, sarığı, şalvarı, cübbeyi) öğrenip yaşasın! ·      Kâfirler ve ateistler gibi para, dünya ve heykellere tapmayı terk etsin! ·      Allah’ü Teâlâ’nın emirlerini, Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in sünnetleri’ni öğrensin ve yaşasın! ·      Hem dünyada hem ahirette iki cihan saadeti kazansın! ·      Yoksa geçici dünya çabuk biter! Allah’ü Teâlâ korusun, sonsuz azap yurdu Cehennem’i boylar. Giderken, “Anam-babam, ninem - dedem bana öğretmedi!”   diyerek bizleri de “Nâr’a” götürür!!! ·      Allah’ü Teâlâ hepimizi, hakkıyla İman

Uyan!

  Uyan!   Derin uykulara dalan gonca uyan! Uyan! Kalk! Nergis gibi göz açıp etrafına bak!   Safâ sarayımızı keder talân etti bak! Kuşlar ötüyor, uyan!   Bu sûzişli eninler her tarafı kavurdu; Her tarafta bir figân.   Uyan derin uykudan! Derin uykudan uyan!   Derin uykudan uyan! Bütün doğu dünyası ne hale geldi bir bak!   Külü göğe savrulmuş bir ateş gibi sanki; Boğulmuş bir inilti susuyor, eseri yok;   Bu kaybolmuş bir feryat. Bu toprakta her zerre kederli bir nazardır.   Başkaldır Hindistan’dan, Irak’tan, Semerkand’dan, Tuğyan et Hemedan’dan,   Bir hayat emaresi göster bize ve canlan! Uyan derin uykudan!   Derin uykudan uyan! Derin uykudan uyan!   Seher vaktidir, güneş ufukta yükseldi bak! Sabahın kulağına kanlı bir küpe taktı;   Sahralardan, dağlardan kabileler, kervanlar yola koyuldu, uyan!   Ey dünyayı gören göz, sırrını anlayan göz! Uyan! Bir bak ne haldedir şu cihan.   Uyan derin uykudan! Derin uy