Kayıtlar

kabir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kabir Suali!

  Kabir Suali!   Ashab arasındaki o yaşlı adam ölünce, Müridi o gece gördü o nu düşünde.   Sordu ona: “- Nasıldı halin?” “- Rabbin kim?” diye sordular mı?   Şöyle dedi: “- Gördüm o ikisini, Allah’a ısmarladım kendimi.   Bana dediler: ‘Hey güzel güzel uyuyan!’ ‘Rabbin kim?’ Ver cevabını hemen?’ ‘Şimdi burada ver cevabını!’   ‘Eve götürme verilecek cevabını.’ “- Şöyle dedim: Ben darâşıklıktan,   Değiştirdim evimi; değil Hûda’yı!” “- Yaydan çıkan ok gibi gidin Allah katına,   Söyleyin Rabbime: ‘Filan ihtiyar var ya. Ne kadar kum, yaprak, kıl varsa;   Her biri yüz bin sırrı aramakta…” “Sen böyle tertemiz varlıklasın!”   “Böyle bir yerde beni unutmadın.” “İki âlemde senden başka kimsem yok!” “Seni unutur muyum? Böyle bir hevesim yok!”   Kaynak: Feridüddin Attar – Esrarname

İnsanlar Kabirden Nasıl Kalkacak?

  İnsanlar Kabirden Nasıl Kalkacak?   Hazret-i Muaz Radiyallahü Anh, “Hepiniz bölük bölük gelirsiniz” mealindeki âyetin tefsirini sorunca, Peygamber efendimiz   Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Kıyamette ümmetimden 12 sınıf aşağıda bildirildiği şekilde haşr olacaktır: 01- Zekât vermeyen, kabrinden karnı yılan ve akreplerle dolu olarak, 02- Namazda gevşeklik gösteren, domuz suretinde, 03- Alışverişte yalan söyleyip aldatan, ağzından kan gelerek, 04- Komşularına eza eden, el ve ayakları kesik olarak, 05- Allah’ü Teâlâ’dan korkmayıp, gizlice günah işleyen, leşten daha pis kokar hâlde, 06- Yalan söyleyen, yalancı şahitlik yapan, dili kesik olarak, 07- Haklı bir şahitliği yapmayan dilsiz olarak, 08- Zina eden, avret yerinden irin akarak, 09- Haksız yere yetim malı yiyen, karnı ateşle dolu olarak, 10- Alkollü içki içen, yüzleri kızarmış, gözleri yerinden fırlamış, dişleri öküz boynuzu gibi sivrilmiş, dudağı karnına, karnı da uyluğuna sarkmış

Hüdâî Baba'nın Kabir taşında Yazılanlar

  Hüdâî Baba'nın  Kabir taşında Yazılanlar   (Es-Seyyid Hacı Ömer Hüdâî Baba Kuddise Sirrûh Hazretlerinin Kabir taşında Yazılanlar) Budur kabr-i müniri ol cenab-ı hazreti Şeyhin, Hakikat ilmine vakıf şehir-i pir Ömer Baba.   Ziyaret kıl hulüs ile dilersen feyzyab olmak, Olur, maksuduna nail iden bir fatiha ihda.   İdüp rahmetle yâd anı iderse her kim istimdat, Ulaşır himmeti şeyhin muin olur ana Mevla.   Diriğa halka-i zikrinden ayrılmış müridanı, Firakıyla yanan diller ziyaretle olur itfa.   Dedim tarih vefatına dü ceşmime dolan kanla, Mukim-i cennet-i ulya ola yarab Ömer baba.   Cenab-ı Hak sırrını aziz kılıp mübarek makamlarını daha da âli eylesin. Himmet ve şefaatlerinden mahrum eylemesin. Âmin... Sene 1322

Beni Götürsün İnanmış Dört Adam

  Beni Götürsün İnanmış Dört Adam   Ben güzel bir günde ölmek isterim, Üşümesin cenazeme gelenler Ne ağıt isterim ne de gözyaşı Yasin okusun Yasin bilenler Olmasın ne çelenk ne top arabam Beni götürsün inanmış dört adam   Kısa olsun konuşmanız imamlar Temiz yıkayın cesedimi yuyanlar Uzak da olmasın benim mezarım Yorulmasın omuzuna alanlar Olmasın ne çelenk ne top arabam Beni götürsün inanmış dört adam   Bu sözlerimi sakın unutmayın Aldatıcı bu dünyaya tapmayan Günahları da olsa ölen insanlar Arkasından dedikodu yapmayın Olmasın ne çelenk ne top arabam Beni götürsün inanmış dört adam   Bu dünyadan bir şey anlamadım ki Hakka yarar bir iş yapamadım ki Nefisle kör şeytan aldattı beni Yaşımı da sormayın yaşamadım ki Olmasın ne çelenk ne top arabam Beni götürsün inanmış dört adam   Ağlamak gerekken güldüm halıma Günahtan başka ne geçti elime Muhammed ümmetin af eyle Ya rab bekletmeyin çabuk koyun kabrime Olmasın ne çelenk ne

Annesini Üzen Gence Yapılan Kabir Azabı!

  Annesini Üzen Gence Yapılan Kabir Azabı!   Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bir gün, Selman-ı Farisî Radiyallahü Anh hazretlerine; “- Ya Selman Radiyallahü Anh! Seninle garipleri ziyarete gidelim!” buyurdular ve birlikte Medine Kabristanına gittiler... Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Selman-ı Farisî Radiyallahü Anh hazretleri ile kabristana gitmişlerdi. Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz, bir kabrin başına varınca gözyaşları dökmeye, hatta hırka-i saadeti ıslanıncaya kadar ağlamaya başladılar. Selman-ı Farisi Radiyallahü Anh hazretleri; “- Ya Hayrelbeşer! Ağlamanızın sebebi nedir? Dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem; - Bu kabirde yatan bir delikanlıdır; ona şiddetli azap olunmaktadır. Kardeşim Cebrail ’ e bu ehl-i kabre neden bu kadar azap edildiğini sordum, anasına asî olduğunu ve anasının da ona hakkını helâl etmediğini söyledi. Sen git Bilâl Radiyallahü Anh ’ a söyle, Medine halkını buraya çağırsın, bu

Kabir Azabı Çeken Genç Kız

  Kabir Azabı Çeken Genç Kız   Bir genç, ölen bacısını defneder ve defnederken bazı eşyalarını kabir içinde unutur... Mezarlıktan döndükten sonra eşyalarını kız kardeşinin kabrinde unuttuğunu hatırlar ve âlimlere sorar kendisine kabri açmasını ve eşyasını almasını söylerler... Kabri kazmaya başlar kazıya devam ederken kabirden bir yılan çıkar! Ondan panikler ve yılanı öldürür...   Sonra kazmaya devam ederken 3 yılan daha çıkar onları da öldürür ve kazmaya devam eder birçok yılanın çıkmaya başladığını görünce kabri kapatıp oradan kaçar... Subhanallah! Âlimlerin yanına giderek şöyle şöyle oldu diye olanları anlatır. Âlimler adama kız kardeşin (ölmeden önce) ne yapardı diye sorarlar?   Bir şey yapmıyordu diye cevap verir... Kız kardeşinde gördüğün durum neydi derler... Namaz vaktini uyuyarak kaçırırdı diye cevap verir... Onun bu gördüğü kabirde ki azabıdır, kıyamet gününde ki azabı ise daha şiddetlidir! Diye cevap verirler...   Allah Teâlâ, buyuruyor ki!

Ölmeden Önce Ölünüz

  Ölmeden Önce Ölünüz   "Ölmeden önce ölünüz!" hadis-i şerifi nasıl anlaşılmalıdır?   Cevap: Değerli kardeşimiz,   "Ölüm gelip çatmadan evvel, şehvanî ve nefsanî hislerinizi terk etmek suretiyle bir nevi ölünüz." (el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, 2:29; İbn-i Hâcer el-Askalânî: "Senedli, vesikalı bir hadis değil derim" demiş, Ali el-Karî ise: "Mânâsı doğrudur" demiştir.)   İnsan, kendisinin âciz ve zelil, dünyanın aldatıcı ve fâni; âhiretin ise çok yakın olduğunu, tam olarak, ancak ölünce anlar. Bu söz ile ölmeden önce uyanmamız, hayatımıza çeki düzen vermemiz ihtar ediliyor.   Ölmeden önce ölmeyi başarmak, seçkin insanlara mahsus... Bizlere düşen, elden geldiğince onlara benzemeye gayret etmek... Bu emri dinleyen insan, dünyayı misafirhane, vücudunu ise emanet bilir. Ruhunu ve kalbini onlarda boğmaz. Bu hâl ile hallenen insan, ölmeden evvel ölmüş demektir.   İnsan ölümle birlikte hayatının hesabını da vermeye başlar. Öyle is

Öleceğin Gün İçin Telaşlanma!

Resim
  Öleceğin Gün İçin Telaşlanma!   Onca değer verdiğin bedeninin başına neler gelecek diye kaygılanma! Ne olacak, nasıl olacak? Diye hiç üzülme!   Çünkü Müslüman kardeşlerin senin için gerekenleri yapacaklar: 1- Elbiselerini bedeninden çıkaracaklar. 2- Bedenini yıkayıp gusledecekler. 3- Yeni elbisen olan kefeni bedenine giydirecekler. 4- Evinden dışarı çıkaracaklar. 5- Ve yeni evine, kabre götürecekler. 6- Cenaze merasimin için birçokları işlerini bırakıp gelecekler. 7- Özel eşyalarını toplayacaklar. 8- Elbiselerin, çanta ve ayakkabıların, ne varsa hepsini seçip ayıracaklar; 9- Muvaffak olurlarsa onları sadaka olarak fakirlere dağıtacaklar…   Emin ol, sen öldükten sonra kimse işini gücünü bırakıp senin hasretini çekmeyecek. İşler ve ticaret kaldığı yerden devam edecek. Senin görevin bir başkasına devredilecek. Malın ve servetin bölüşülecek, mirasçıların hepsini sahiplenecek. Sen ise kazandığın o malların hepsinden tek tek hesaba çekileceksin.  

Ölünün İhtiyacı

Ölünün İhtiyacı İbadetine düşkün Bâhiye isimli bir kadın ölmek üzere iken şöyle dua etmişti: "- Ey yüce Rabbim! Ölüm sırasında beni yardımsız bırakma; kabrimde korku ve yalnızlığa terk etme!" Kadıncağız ölünce, onun bir oğlu her cuma onun kabrine gelir, Kur’an-ı Kerim okur, dua ederdi. Bu oğul şunları anlatır: Rüyamda annemi gördüm, dedim ki: "Anneciğim nasılsın?" Şöyle dedi: "- Oğlum, Allah’a hamdolsun ki kıyamet gününe kadar içinde güzel kokuları olan döşenmiş bir kabirdeyim." "- Bir ihtiyacın var mı anne?" dedim, şunları söyledi: "- Ziyaretleri ve duaları terk etme. Çünkü ben, cuma gecesi ve gününde bize gelmenle seviniyorum. Sen geldiğin zaman ölüler diyor ki:   "- Ey Bâhıye, işte oğlun gelmiş.’ Ben de bununla seviniyorum. Çevremdeki ölüler de buna çok seviniyorlar." Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Böyle Dua Etti "- Allahım! Kudretinle bana âfiyet ver, beni rahmetine dâhil et. Ecelim san

Sanki Sur Üflenmiş, Herkes Kabire Girmiş Gibi

Sanki Sur Üflenmiş, Herkes Kabire Girmiş Gibi Yollar boş, caddeler boş, sokaklar bomboş… Meydanlar boş, parklar boş, sahiller bomboş… Fabrikalar boş, işyerleri boş, okullar boş, camiler bomboş… Kâbe-i Şerif boş, Mescid-i Aksa boş, Mescid-i Nebevi bomboş… Üretim durmuş, eğitim durmuş, toplu ibadetler durmuş… Bulaşıcı bir hastalık dünyayı esir almış; insanları evlerine hapsetmiş… Sanki 1. Sur üflenmiş, koskoca dünya bomboş… Allah’ım Ümmet-i Muhammed’i; bütün tehlikelerden koru! Allah’ım Ümmet-i Muhammed’in; bütün sıkıntılarını gider! Allah’ım Ümmet-i Muhammed’in tevbelerini kabul eyle… Allah’ım Ümmet-i Muhammed’i; arınmış olarak tekrar dirilt! Allah’ım inançsızlara da hidayet nasip eyle! Ve en kısa zamanda gidiversin üzerimizden bu hastalık… Ve bir sabah uyanalım; gürül gürül müjdelerle minarelerden… “Tehlike geçmiştir, haydi herkes işine, okuluna, camisine…” Peşinden okunan ezanlar; eskisinden çok daha güçlü ve coşkulu… Sanki 2. Sur üflenmiş, gi

Kabir, Günde 5 Defa, İnsana Şöyle Seslenir!

Kabir, Günde 5 Defa, İnsana Şöyle Seslenir! - Ben yalnızlık yeriyim ! Bana gelecek kişi, Kur’an -ı Kerim okuyarak kendine arkadaş edinsin ! - Ben karanlık yeriyim! Bana gelecek kişi, namaz kılarak beni aydınlatsın ! - Ben altı üstü toprak olan kuru bir yerim ! Bana gelen salih amel ile gelip yatağını hazırlasın ! - Ben yılan ve çıyanı içinde barındıran bir yerim ! Bana gelen (haşerat savar ) bir tiryak ile gelsin ! O tiryak da “Besmele -i Şerife” ve “Çok gözyaşı dökmektir ” ! - Ben münker ne nekir adındaki sorgu meleklerinin soru soracakları yerim ! Bana “ La İlahe İllallah Muhammedün Resulüllah !” kelimesini onlara cevap verebilmek için çok söylesin ! ( Muhammed bin Sel â me el-Mısri )

Kabirden Gelen Mektup

Kabirden Gelen Mektup Canım Anneciğim; Hani başucumda toplanmış, telaş içinde feryada figan ile gözyaşı döküyordunuz ya işte o anda dünyada iken hiç görmediğim, tanımadığım varlıklar geldi yanıma. Meğer onlar Meleklermiş. Azrail Aleyhisselâm ve diğer görevli melekler... O esnada bir şey daha oldu. Bana Ahirette ebedi kalacağım yer gösterildi. Alevler vardı orada. Ceza yeriymiş orası. Her şeyi anladım. İhmalimi de hatalarımı da. Ve çok korktum anne. Bir ürperti sardı bedenimi. Öyle bir sıkıntıya girdim ki sizleri de tanıyamaz oldum. Azrail Aleyhisselâm’a baktıkça korkumun şiddeti arttı. Çok heybetliydi. Pişman olmuştum dünyadaki gafletime. O sırada Allah’u Teâlâ’dan Salih ameller isleyebilmek için ölümü geciktirmesini ve beni tekrar geri dünyaya göndermesini istedim. Ama vakit çok geçti. İstediğim kabul olunmadı. Tabi bunlardan sizin haberiniz olmadı. Nasıl acı çektiğimi hissedemediniz. Öyle ya ne bilecektiniz. Benim gibi Azrail Aleyhisselâm’ı bütün dehşetiyle görmediniz