Kabirde Sorgu Sual Nasıl Olacak?
Kabirde Sorgu Sual Nasıl Olacak?
Ehl-i sünnete göre, Münker ve Nekir, ölen kişiye
Rabbini, dinini ve peygamberini sorarlar. Mü'min kişi bu sorulara cevap verir,
ama kâfir veremez. Bu husustaki hadisler pek çoktur. Söz konusu iki melek
ölünün kabrine gelir, Allah ölüyü diriltir ve melekler sorularını yöneltirler
(Pezdevî, "Ehl-i Sünnet Akâidi" Çev., Şerafettin Gölcük, İstanbul
1980, 237).
Ebu Hüreyre Radiyallahü Anh'dan; Hz. Peygamber Sallallahü
Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"- Ölü defnedildiğinde, ona gök gözlü simsiyah
iki melek gelir. Bunlardan birine Münker diğerine de Nekir denir.
Ölüye:
"- Bu adam (Rasûlüllah) hakkında ne
diyorsun?" diye sorarlar. O da hayatta iken söylemekte olduğu;
"- O, Allah'ın kulu ve Rasûlüdür. Allah'tan
başka Allah olmadığına, Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’in O'nun kulu ve
elçisi olduğuna şehadet ederim." sözlerini söyler. Melekler;
"- Biz de bunu söylediğini biliyorduk
zaten." derler. Sonra kabri yetmiş çarpı yetmiş zira' kadar genişletilir
ve aydınlatılır.
Sonra ona "Yat!" denir.
"- Aileme dönüp onlara haber versem mi?"
diye sorar. Onlar da;
"Gelin güvey gibi rahatça uyu, gelin güveyi
olan kimseyi ailesinden en çok sevdiği kimse uyandırır." derler. Böylece,
yattığı yerden Cenab-ı Allah onu tekrar diriltinceye kadar uyur.
Eğer münafık ise:
"- İnsanların söylediklerini duyup aynısını
söylerdim, bilmiyorum." der. Melekler de,
"- Böyle söylediğini zaten biliyorduk!"
derler.
onra arza:
"Onu sıkıştır!" denir.
Arz onu sıkıştırır da kaburga kemikleri birbirine
geçer. Allah onu yattığı bu yerden tekrar diriltinceye kadar kendisine azap
edilir." (Tirmizi, Cenâiz, 70)
Akâid kitaplarının hemen hemen tümünde, Münker Nekir'den,
bunların kabirde ölüye yönelttikleri sorulardan bahsedilir. Kur'ân-ı Kerîm'de
bu iki meleğin adından söz edilmediği gibi kabirde ölünün sorguya çekileceğine
dair açık bir ifadeye de rastlanmaz.
Ancak bazı âyetlerin buna işaret ettiği, hattâ
bazılarının tamamen kabir suali ile ilgili olduğu ehlisünnet alimlerince kabul
edilmiştir.
Ömer Nesefi'nin "Akaid’inde: "Münker ve
Nekir'in suali Kitap ve Sünnetle sabittir!" denmektedir.
"Allah Teâlâ, îman edenleri dünyada da âhirette
de değişmeyen sağlam söz üzerinde sabit kılar. Zâlimleri ise saptırır. Allah
dilediğini yapar." (İbrahim Sûresi, 27)
Âyetinde geçen âhiret hayatından maksat kabir; ‘sabit
söz’den maksat da ‘Kelime-i Şehadet’tir denmiştir. İbn Mâce, Sünen'inde şöyle
demektedir:
"Allah, iman edenleri sabit bir söz ile
metanetli kılar." âyeti, kabir azabı (sorgusu) hakkında indi.
Ölüye kabirde; "Senin Rabbin kim?" diye
sorulur. O da; "Rabbim Allah'tır, Peygamberim Muhammed Sallallahü Aleyhi
Vesellem'dir" diye cevap verir. İşte mü'min ölünün böyle cevabı:
"Allah iman edenleri sâbit söz ile dünya
hayatında ve ahirette metanetli kılar." meâlindeki âyetin ifadesidir. (İbn
Mace, Zühd, 32; Ayrıca bk. Buhari, Tefsîr, Sûre, 14).
Bu hadis, Kütübü Sitte’nin hepsinde rivayet
edilmiştir. Bazı rivayetlerde kabirde ölüye sorulan sorular; "Rabbin
kimdir, dinin nedir, peygamberin kimdir?" diye üçe çıkarılmıştır.
"Onlar sabah akşam ateşe sunulurlar. Kıyamet
çattığı gün; Firavun'un adamlarını azabın en ağırına sokun, denir."
(Mü'min, 40/46)
âyetinin de kabir suali ve kabir azabı ile ilgili
olduğu tefsir kitaplarında belirtilmiştir (İbn Kesîr,
"Tefsîrü'l-Kur'âni'l-Azîm", 40/46. âyetin tefsîri).
Münker ve Nekir'in kabirdeki sorularıyla ilgili pek
çok hadis varid olmuştur. Bu ahad haberler, lafızları itibariyle tevâtür
derecesine ulaşmamışlarsa da, bu konudaki hadislerin çokluğu, konuyu manevî
mütevâtir derecesine yükseltir (Haşiyetü'l-Kesteli alâ Şerhi'l-Akâid, İstanbul
1973, 133, 134).
Bu hadislerin bir kısmında ölünün sorguya
çekileceğinden söz edilmekte, ancak herhangi bir melekten bahsedilmemektedir:
"Ölü mezara konulur. Salih kişi kabrinde
endişesiz ve korkusuz oturtulur. Sonra ona;
"- Hangi dinde idin?" diye sorulur. O;
"- Ben İslâm dininde idim." diye cevap
verir.
Sonra ona;
"- Şu adam ‘Rasûlüllah’ kimdir?" diye
sorulur.
O da;
"- Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem,
Allah'ın Rasûlüdür. O, bize Allah katından apaçık âyetler getirdi; biz de O'nu
doğruladık." diye cevap verir. Daha sonra bu ölüye;
"- Sen Allah'ı gördün mü?" diye sorulur.
O da
"- Hiçbir kimse Allah'ı görmeye lâyık
değildir." diye cevap verir. Bu soru ve cevaplardan sonra onun için ateş
tarafına bir pencere açılır. Ölü ona bakarak ateş alevlerinin birbirini kırıp
yenmeye çalıştığını görür.
Sonra ona:
"- Allah'ın seni koruduğu ateşe bak."
denir. Daha sonra onun için Cennet tarafına bir pencere açılır. O da bu defa
Cennetin süsüne ve nimetlerine bakar. Kendisine;
"- İşte bu yer senin makamındır."
denildikten sonra;
"- Sen samimi iman üzerinde idin, bu sağlam
iman üzerinde öldün ve inşallah iman üzerinde dirileceksin." Denir."
(İbn Mace, Zühd, 32)
Görüldüğü gibi yukarıdaki hadiste herhangi bir
melekten söz edilmemekte, mücerred olarak kabir suali zikredilmektedir. Başka
bir hadiste ise ölüyü sorguya çekecek olanın bir melek olduğu belirtilmekte,
ancak isminden bahsedilmemektedir:
"- Bu ümmet kabirlerinde imtihan edilecek.
İnsan defnedilip arkadaşları ondan ayrılınca, elinde topuzla bir melek gelerek
onu oturtur ve;
"- Bu adam (Rasûlüllah hakkında ne
dersin?" diye sorar. Kişi mü'min ise;
"- Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed Sallallahü
Aleyhi Vesellem'in, Allah'ın kulu ve Rasûlü olduğuna şehadet ederim." diye
cevap verir. Melek de ona;
"- Doğru söyledin" der..." (Ahmed İbn
Hanbel, Müsned, III/3, 40).
Daha önce geçen Ebu Hüreyre hadisinde iki sorgu
meleğinden söz edilmekte ve birinin adının Münker, diğerinin de Nekir olduğu
beyan edilmektedir.
Ehl-i sünnete göre Münker ve Nekir'in kabirde ölüyü
sorguya çekmeleri haktır. Kabrin sıkması ve azabı haktır. Bu bütün kâfirler ve
asi bazı mü'minler için olan bir şeydir (İmam Azam, "Fıkh-ı Ekber",
trc. H. Basrî Çantay, Ankara 1985, s. 14).
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
Yorumlar
Yorum Gönder