Kayıtlar

Dostları etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Allah’ü Teâlâ, Dostlarına İhanet Edenlerden İntikam Alır

Allah’ü Teâlâ, Dostlarına İhanet Edenlerden İntikam Alır   Erenlerden biri, bir kişinin yanından geçip camiye giderken o kişi o kâmilin ayağına bir küçük taş atmış. O zat ise ne taşı ne de taşı atanı görmüş. Lakin o taşı atan oracıkta düşüp can vermiş. Bunun üzerine orada olanlar demişler ki: “-Allah’ü Teâlâ dostları velilerin şanı bağışlamak ve her hale rıza göstermek iken senin böyle yapman doğru mudur?” O da onlara şöyle cevap vermiş: “-Allah’ü Teâlâ’ya yemin ederim ki, benim bu işten bir haberim olmadı. Ne taşın acısını hissettim, ne de atanı gördüm.” Lakin Allah’ü Teâlâ’nın âdeti öyledir ki, dostlarına ikram için onlardan habersiz yardım eder. Onlara ihanet edenlerden intikam alır. İşte böyle Allah’ü Teâlâ’nın himayesi ve koruması altında olan her kâmil, kendinden meydana gelen kerametlerden haberdar değildir. Onları bilse de asla onlara iltifat etmez. Hem iltifat etse de onlara meyil ve muhabbet duymaz.   Kaynak: Marifetname

Hak Dostlarından Hikmetler

Hak Dostlarından Hikmetler Lokman Hâkim Aleyhisselâm buyurur:   “- Yavrucuğum! Sükût ettiğim için asla pişman olmadım. Söz gümüşse sükût altındır. Sükût hikmettir; ancak yapanı az bulunur.” Lokman Hâkim Aleyhisselâm bu nasihatinde de az konuşmak düsturuna dikkat çekmektedir. Sükût; âlimlerin süsü, cahillerin örtüsüdür. Sükût zırhına bürünen insan, pek çok tehlikeden korunmuş olur. Bilhassa haset ehlinin zehir saçan nazarlarından kurtulur. Bu itibarla insan çok konuşmaktan ziyade, bol bol salih ameller işlemeli, hayırlı ve güzel işler ortaya koymalıdır. Yoksa bol bol konuşup da yapacağı güzel şeyleri anlatmaktan, onları yapmaya fırsat bulamayan bir insan, derin bir gaflet ve aldanış içinde demektir. Nefsi dizginleyerek yapılan bir sükût yerine göre cahillere verilmiş en fasih bir cevap olur. Nitekim İslam âlimleri; Ahmağa verilecek en güzel cevap sükûttur.” demişlerdir. Şu hadis bunun ne güzel bir misalidir. Bir gün Rasulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem ashab-ı kiram...

Hak Dostları Arasında Var mıyım?

Hak Dostları Arasında Var mıyım? Rivâyet edilir ki bir gün, İbrahim bin Edhem Hazretleri rüyasında Cebrâil -aleyhisselâm-’ı gördü. Hazret-i Cebrâil’in elinde bir defter vardı. İbrahim Edhem Hazretleri sordu: “–O defter nedir yâ Cebrâil?” O da cevap verdi: “–Hak dostlarının isminin yazılı olduğu defterdir.” İbrahim Edhem Hazretleri merak etti: “–Acaba benim ismim de Hak dostlarının arasında yazılı mıdır?” Cevap olumsuzdu: “–Hayır. Senin ismin, Hak dostlarının arasında yoktur.” İbrahim Edhem Hazretleri boynunu büktü ve bir ümit şöyle sordu: “–Acaba ismim Hak dostlarını sevenler arasında da mı yok?” Bu defa cevap olumluydu: “–Evet, Hak dostlarını sevenlerin listesinde ismin var.” Bunun üzerine İbrahim Edhem heyecanlandı, gayri ihtiyârî bir şekilde talep etti: “–Öyleyse bu âcizi de o dostların arasına yazar mısın?” Cebrâil -aleyhisselâm- ne diyeceğini bilemedi, Allâh’a ilticâ etti: “–Ey Rabbim! Ne ferman buyurursun?” Bu talep üzerine Cenâb-ı Hak buyurdu...