Kayıtlar

Tahir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sultân’ül Vâizîn Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi Rahmetullahi Aleyh

Resim
Sultân’ül Vâizîn Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi Rahmetullahi Aleyh O cemaatini çok severdi… “Sizler benim gözbebeğim, ruhum ve kalbim mesafesindesiniz.” Korkutmazdı; ümit verirdi… “Hocalar cemaatını korkutmaz eğer korkutursa allah korkutur, hocalar ümit verir!”   Bazen efkarlanırdı… “Efkarlıyım bazı şeyler de aşırı gidiyorsam kapu caminin muhterem cemaati aziz kardeşlerim beni affedin!”   Daima birlik çağrısı yapardı… “Arşımız bir, Allah’ımız bir, kitabımız bir, peygamberimiz bir, canımız bir, kanımız bir, gayemiz bir, davamız bir, ecdadımız bir, tarihimiz bir, geleceğe birlikle bakıyoruz, bu ihtilâfın bu tefrikanın adı ne?“ Güzel günlerin geleceğine hep inandı… “iyi olacağına kaniyim. Mü’minler allah’ın öz kulları, has kulları her şeyin daha iyi olacağına kaniyim inşallahu teâlâ!”   Gerçek bir vatanseverdi… “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! Genç evladım İstiklal Marşın bu senin! Masal değil, hikaye d

Tahir...

Tahir... Onu hiçbir sınıf arkadaşı sevmiyordu. Çünkü derslerine asla çalışmayan, tembel ve bön bir çocuktu. Özellikle öğretmeni: " — Beni delirtiyorsun!" diye, hep kızıyordu Tahir'e. Bir gün Tahir'in annesi okula geldi. Öğretmeni ile görüştü. Öğretmen dürüstçe: "— Çocuğunuz ders çalışmayan, aptalca şeyler yapan bir çocuk, notları da düşük, hayatımda bunun kadar tembel bir öğrenci görmedim!" dedi. Annesi çok şaşırdı, Tahir'i okuldan aldı ve Kayseri'ye taşındılar. Aradan 25 yıl geçti. öğretmen de Kayseri'ye tayin olmuştu. Bir gün öğretmen ağır bir kalp krizi geçirdi. Bütün doktorlar ameliyat olması gerektiğini söylediler. Bu zor bir ameliyattı ve Kayseri'de ameliyatı yapabilecek tek bir cerrah vardı. Öğretmen ameliyat oldu. Gözünü açtığında karşısında yakışıklı cerrah ona gülümsüyordu. Öğretmen tam teşekkür edecekti ki suratı morarmaya başladı. Bir şey söylemek için elini kaldırdı ama söyleyemeden küt diye öldü. Cer

Sabır ve Namazla Allah’tan Yardım İsteyin

Sabır ve Namazla Allah’tan Yardım İsteyin Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin. Doğrusu Allah, sabredenlerle beraberdir Horasan vâlisi Abdullah bin Tâhir, çok âdil biriydi. Jandarmaları birkaç hırsız yakalamış, vâliye bildirmişlerdi. Getirilirken hırsızlardan birisi kaçtı. O sırada Hiratlı bir demirci, Nişapur’a gitmişti. Demirciyi, gece eve giderken, jandarmalar yakaladılar ve diğer zanlılarla beraber vâliye çıkardılar. Vali dedi ki: – Hepsini hapsedin! Bir suçu olmayan demirci, hapishanede hemen abdest alıp, namaz kıldı. Ellerini uzatıp:  “Ya Rabbi! Bir suçum olmadığını ancak sen biliyorsun. Beni bu zindandan ancak sen kurtarırsın!” diye dua etti. Vali uyurken rüyasında dört kuvvetli kimse gelip, tahtını ters çevirecekleri zaman uykudan uyandı. Hemen kalkıp, abdest aldı, iki rekât namaz kıldı. Tekrar uyudu. Tekrar o dört kimsenin tahtını yıkmak üzere olduğunu gördü ve uyandı. Kendisinde bir mazlumun ahı olduğunu anladı. Vali hemen hapishane