Kayıtlar

Nisan 26, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Velileri Sevmek Ve Onlara Hürmet Etmek Takvanın Gereğidir

Velileri Sevmek Ve Onlara Hürmet Etmek Takvanın Gereğidir        Velilere hürmet Allah’u Teâlâ’ya hürmettir. Çünkü onları yücelten ve kendilerine hürmeti emreden Allah’u Teâlâ’dır.        Onlara düşman olandan intikamı Yüce Allah alır.        Şu kudsî hadisi duyup da ürpermemek mümkün mü? “Her kim, benim veli kullarımdan birisine düşmanlık ederse, muhakkak ben ona harp açar (dostumun intikamını alır)ım.”        Diğer rivayette hadis şöyle başlıyor: “Kim benim velilerimden birisini hafife alırsa, bana düşman olarak karşıma çıkmış olur.” Allah’u Teâlâ’nın yüce tuttuğunu yüceltmek iman ehlinin işidir. O’na ait şeyleri sevmek, kalpteki ilâhi sevginin alametidir.        Cenabı Hak şöyle buyurur: “Kim Allah’ın varlığının delillerini ve dininin alametlerini (şeâir) yüceltirse bu, kalplerin takvasındandır.” Şeâir, bir şeyin kendisiyle bilindiği âlametler demektir. Bazı müfessirler bunun bütün ibadetleri kapsadığını söylemişlerdir.        Hiç şüphesiz Allah’u Teâlâ’nın yeryüzün

Namaza Karşı Biraz İhmalkâr

Namaza Karşı Biraz İhmalkâr           Hz. Mevlâna Kuddise Sirrûh Hazretlerinin oğlu Emir Âlim Çelebi namaza karşı biraz ihmalkârmış. Hz. Hz. Mevlâna Kuddise Sirrûh Hazretleri kendisini her gördüğünde namazlarına devam etmesini söyler, ikazda bulunurmuş.           Emir Âlim Çelebi bir gün babasının huzuruna gelerek tazim ve hürmetle oturmuş. Cenab-ı Hz. Mevlâna Kuddise Sirrûh Hazretleri ona hitaben;           “- Emir Âlim İhlas suresini biliyorsun değil mi?” deyince, Emir Âlim;             “- Evet biliyorum” diye cevap vermiş. Hz. Hz. Mevlâna Kuddise Sirrûh Hazretleri;                 “- Öyle ise oku da dinleyelim” buyurmuş.           Emir Âlim îhlâs süresini okuyup bitirince Hz. Hz. Mevlâna Kuddise Sirrûh Hazretleri;           “- Allah Teâlâ, benim anam, babam, oğlum, kızım, şerikim ve nazirim yoktur, buyuruyor. Şimdi tam çalışma zamanıdır. İbadete çalış, bana güvenme. Allah'ın has kulları onun sıfatlarından feyz alırlar ve ahlakıyla ahlaklanırlar.” buyurup ardınd

Damda Deve Aranır mı?

Damda Deve Aranır mı?           Vaktiyle adamın birisi namaz kılmaz, diğer ibadetleri yapmaz ama her gece yatarken;           “- Yâ Rabbî! Bana Cennetini ver!” diye dua edermiş. Bir gece yine aynı şekilde yatar. Gecenin geç vaktinde, evin damından bir tıkırtı geldiğini hissederek uyanır. Hemen evin damına çıkıp;           “- Kimsin, orada ne arıyorsun?” Der. Damda bulunan Behlül Dânâ Rahmetullahi Aleyh hazretleridir ve o kimseye;           “- Devem kayboldu da onu arıyorum!” der. Ev sâhibi;           “- Kaybolan devenin damda olması mümkün mü? Bu akılsızlık değil midir?” Deyince: Behlül-i Dânâ Rahmetullahi Aleyh hazretleri;           “- Senin, hiç ibadet etmeden Allah’ü Teâlâ’dan Cenneti istemen daha akılsızlık değil midir?” Buyurur.           Ev sâhibi, bu cevabı duyunca, Behlül-i Dânâ Rahmetullahi Aleyh hazretlerinin kendisine nasihat vermek için böyle yaptığını anlar. Hatasını anlayıp, tövbe eder ve ibadetlerini aksatmadan yapmaya başlar.

Nefsinden Sakın!

Nefsinden Sakın!           Daygam bin Mâlik Rahmetullahi Aleyh hazretleri bir gün bana;           “- Ey Ebâ Eyyûb! Nefsinin düşmanlığından sakın. Ben insanların dünyada üzüntülerinin bitmediğini gördüm. Allah’ü Teâlâ’ya yemin ederim ki, âhirette mümin sürûr, sevinç görmezse iki şeyle karşılaşır. Ya dünyâda iken yaptıklarına pişman olur, bunları niye yaptım der. Veya diğeri âhirette hor ve hakir olur dedi. Bunun üzerine kendisine;           “- Efendim, mümine âhirette sevinç neden olmasın, zira o dünyada iken, Allah’ü Teâlâ için yorulup didiniyordu dedim. Bana;           “- Ey Ebâ Eyyûb! Nasıl sevinsin, nasıl selâmete ersin? Zîrâ nice kimseler, îmânının, amelinin, ibâdet ve ihlâsının doğru olduğunu zanneder ve artık kurtuldum, der. Hâlbuki bunların yaptıkları ameller, Allah’ü Teâlâ’nın rızâsına uygun olmadığı için, dünyada yaptıkları o ameller, ibâdetler, âhirette bunların yüzlerine çarpılır, vurulur buyurdu.”

Beni, Bu Sevgime Bağışla!

Beni, Bu Sevgime Bağışla!           Kayseri’de metfun bulunan Seyyid Burhâneddîn Rahmetullahi Aleyh hazretleri, bir gün gusül abdesti alır ve hizmetçisine;           “- Ecel şerbeti bir bardağa konulmuş bana verilmek üzeredir. Beni yıkamaları için sıcak su hazırla. Ayrıca dışarıya çık ve:           “- Seyyid Burhâneddîn vefât etti!” diye seslen ki, cenazemde hazır bulunsunlar buyurur.           Sonra içeri girip iki rekât namaz kılar ve Allah’ü Teâlâya niyâzda bulunarak;           “- Ey her zaman hâzır ve nâzır olan Allah’ım! Bana bir emânet verdin. Nihâyet o emâneti benden geri alacaksın!” der ve Sâffât sûresinin 102. (İnşâallah beni sabredenlerden bulacaksın!) meâlindeki âyet-i kerîmesini okur.           Bundan sonra;           “- Yâ Rabbî! Seni ve Resûlünü çok seviyorum, sana kavuşmak arzum son haddine ulaştı. Beni bu sevgime ve arzuma bağışla. Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah!” diyerek rûhunu teslim eder.

Ramazanın İlk Gecesi Okunacak Dua

Ramazanın İlk Gecesi Okunacak Dua اَلْحَمْدُ لِلَّهِ الَذِي خَلَقَنِي وَخَلَقَكَ وَقَدَّرَلَكَ مَنَازِلَ وَجَعَلَكَ آيَةً لِلْعَالِمِينَ Okunuşu: "Allah-u Ekber, Allah-u Ekber, Allah-u Ekber Elhamdü lillâhillezî halakani ve halekake ve kaddereleke menâzile ve cealeke âyeletenl ill âlemin. Anlamı : Allah’ü Teâlâ her şeyden büyüktür! Allah’ü Teâlâ her şeyden büyüktür! Allah’ü Teâlâ her şeyden büyüktür! Bütün hamdler, beni ve seni yaratan, sana konaklar (ve burçlar) takdir eden ve seni âlemler için büyük bir ayet yapan Allah-u Te'ala'ya mahsustur!" Fazileti: Kim bu duayı okursa Allah’ü Teâlâ meleklere seninle iftihar eder: Ey benim Meleklerim! Şahit olun ki muhakkak ben işte bu kulumu Cehennemden azad ettim! Buyurur! "Elhamdülillâhillezî halakanî ve halakake ve kaddereleke menazile ve cealeke âyeten lil alemîn  (O zaman) Allah-u Te'ala seninle meleklere iftihar eder ve: "Ey Benim Meleklerim! Şahit olun ki muhakkak Ben işte bu kulu

İbadet Eden Gençlerin Fazileti Hadis-i Şerifler

İbadet Eden Gençlerin Fazileti Hadis-i Şerifler - Hz. Ebu Hureyre Radiyallahü Anh anlatıyor: Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Yedi kişi var, Allah onları hiç bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde kendi (Arşının) gölgesinde gölgeler” : “Âdil İmam/devlet reisi. Allah’a ibadet içinde yetişen genç. Tekrar dönünceye kadar kalbi mescide bağlı olan kimse. Allah için birbirlerini seven, Allah rızası için bir araya gelip Allah rızası için ayrılan iki kişi. Güzel, makam sahibi bir kadın tarafından davet edildiği halde, “Ben Allah’tan korkarım” deyip davetine icabet etmeyen kimse.   Sağ eliyle verdiğini sol eli görmeyecek kadar gizli bir şekilde sadaka veren kimse. Allah’ı tek başına zikrederken, gözlerinden yaş boşanan kimse.” (Buharî, Ezan, 36, Zekât, 16; Müslim, zekât, 91;   Tirmizî, Züht, 53). Bir hadiste şöyle buyurulmuştur: “Allah’ü Teâlâ meleklere karşı ibadet eden genci över ve şöyle der: “Bakın şu kuluma, nasıl da benim için kendi istek ve arzula

Tevbe Eden Genç

Tevbe Eden Genç Beni İsrail zamanında bir genç, kötü işler yapar, tevbe eder, tevbesinde durmazdı. Çok günah işlese de, çok tevbe ettiği için, tevfîk-i ilahi imdadına yetişti. Büyük bir günah işledikten sonra pişman oldu. Sahraya çıkıp yüzünü, gözünü topraklara sürerek dedi ki: "Ya ilahi, ne kadar tevbe ettiysem tevbemi bozdum. Beni günahtan korumazsan yine tevbemi bozar, ebedi felakete düçar olurum. O zaman halim nice olur?" Şöyle bir ses duydu: "Ey kulum, sen günahından vazgeçtiğin için, sana rahmetle muamele ediyorum. Tevbeni kabul edip, kötü amellerini lütuf ve keremimle affettim." [R. Nasıhin]

Ümidimiz Var!

Ümidimiz Var! Dağlarda kar olsa da baharımız var bizim Sahra’da çöl olsa da serâbımız var bizim Siyah bir kâbus gibi karartsa tüm âfâkı Yolumuza mihmandar hilâlimiz var bizim Gür çıksa ne olur nâdânın baykuş sesi Gök kubbeyi titreten ezanımız var bizim Terakkî sanıyor çıktım dediği fezâyı Arş’ta yüce makamda dergâhımız var bizim Aldırma serkeşin külhân-ı dünya tavrına Hadsizlere had koyan heybetimiz var bizim Bâkî kalacak bilir şu üç günlük saltanat Asırlara hükmeden tarihimiz var bizim Namert elinde top tüfek olsa ne gam Mehmetçik namıyla serdârımız var bizim Aziz millettir, ayağına vurulmaz pranga Hürriyete can veren şühedâmız var bizim Murâd etse Kerbelâ’yı bin uğursuz sırtlan Bir pençede kahreden Murtezâmız var bizim Zalimin kibrinden hâvf eylemeyin dostlarım Âlemlerin sahibi Allah’ımız var bizim Refik Tuzcuoğlu

Ben Gidiyorum, Ta Ki Benden Hayırlısı Gelsin!

Ben Gidiyorum, Ta Ki Benden Hayırlısı Gelsin! Yatsı ezanına birkaç dakika vardı. Camiye gitmek üzere son hazırlıklarımı yapıyordum. O sırada kapının zili çaldı. Kapıyı açtım. Karşımda uzun zamandır görmediğim bir dostum. Beni ziyarete gelmiş. Selamlaşıp, kucaklaştık. Buyur ettim. Çay eşliğinde uzun bir sohbet için salona geçtik. Muhabbet gerçekten koyu idi. Nasıl geçtiğini anlayamadığımız üç koca saatin ardından misafirim geç oldu, bana müsaade diyerek noktayı koydu ve kalktı. Sokağın başına kadar eşlik etme teklifime, memnun olurum cevabını verdi. Birlikte çıktık. Sokağın başına vardığımızda, şimdi ayrılık vakti. “Ben gidiyorum, ta ki benden hayırlısı gelsin!” diyerek elini uzattı. Kucaklaşırken, dostumun ettiği duaya alışkanlıkla âmin dedim. Ve arkadaşım sokağın kösesini döndü gitti... Eve dönerken, arkadaşımın veda sözleri takıldı aklıma. “Ben gidiyorum, ta ki benden hayırlısı gelsin!” . Düşündüm, düşündükçe ürperdim. Bu bir dua idi. İlk kez duyduğum yaman bir dua.

Çok Güzel Bir Dua

Çok Güzel Bir Dua Bir kimse her gün bir kere veya üç kere: سُبْحَانَ الْقَائِمِ، سُبْحَانَ الدَّائِمِ، سُبْحَانَ الْحَيِّ الْقَيُّومِ، سُبْحَانَ الْحَيِّ الَّذِي لَا يَمُوتُ، سُبْحَانَ اللَّهِ الْعَظِيمِ وَبِحَمْدِهِ، سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ الْمَلَائِكَةِ وَالرُّوحِ، سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَلِيِّ الأَعْلَى، سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى. Okunuşu:   "Subhanellahil kaimid daim, Subhanellahil hayyil kayyum, Subhanellahil Hayyillezi Lâ yemûtu, Subhanellahil azimi bi hamdihi, Subbûhun, kuddûsun Rabbül Melaiketi verruhi, Subhane rabbiyel aliyyil a'la, subhanehu ve teala" Anlamı: Kâim olan (zâtıyla duran) zâtı tesbih ederim. Daim olan (sonu olmayan) zâtı tesbih ederim. Hayy (diri) olan zâtı tesbih ederim. Kayyum (her şeyi idare eden) zâtı tesbih ederim. Hiç ölmeyecek diriyi tesbih ederim. Büyük olan Allah’ü Teâlâ’yı tesbih ederve O’na hamd ederim. O çok münezzehtir, çok mukaddestir, meleklerin ve ruhun (Cibril-i Emîn’in) Rabbidir. Fazileti:   Bir kimse her gün bir kere,

Hz. İsa Aleyhisselâm’ın Öğütleri

Hz. İsa Aleyhisselâm’ın Öğütleri ·      Ne mutlu merhametli kimselere; onlar kıyamet günü rahmete nail olacak kimselerin ta kendileridir. ·      Ne mutlu halkı arasını ıslah eden (halkın arasını bulan) kimselere; onlar kıyamet günü Allah’ü Teâlâ’nın dergâhına yakın olan kimselerdir. ·      Ne mutlu kalpleri temiz olan kimselere; onlar kıyamet günü Allah’ü Teâlâ’nın nimetlerine kavuşurlar. ·      Ne mutlu dünyada alçak gönüllü kimselere; onlar kıyamet günü padişahlık tahtlarına sahip olurlar. ·      Ne mutlu yoksullara; gök melekûtu onlar içindir. ·      Ne mutlu mahzunlara; onlar sevinecek kimselerdir. ·      Ne mutlu Allah’ü Teâlâ korkusundan açlık ve susuzluk çeken kimselere; onlar doyurulacak olan kimselerdir. ·      Ne mutlu hayır amel yapan ve Allah’ü Teâlâ’nın seçkinleri diye çağrılan kimselere. ·      Ne mutlu ruhları temiz olduğu için sövülen kimselere; gök melekûtu onlar içindir. ·      Ne mutlu size; haset edildiğiniz, sövüldüğünüz ve hakkınızda her çe