Kayıtlar

Denir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bu Manzaralara Ağlamayana, İnsan Denir mi?

Resim
Savaştan, ölümden, kandan, gözyaşından kaçanlar; yeni acılara sebep oluyorlar… O acıları gören vicdanlı insanlar da acılara gark oluyorlar, insanlık ağlıyor... Kucağında bebeğiyle bir anne ağlıyor. Bebek elleriyle annenin gözyaşlarını siliyor... Çıkışamıyor, gözyaşlarını yalıyor; “- Annem üzülmesin!” diye… Bir polis bebeğini kucağına almış; Bebek, polis babasının kaskına vuruyor: “- Sen polissin, bu savaşı neden önlemiyorsun?” der gibi… Ekranlardan bize yansımayan daha bunun gibi; sayısız manzara vardır… Utanın ey insanlar! “İnsanım!” diyen herkes utansın… “Bu iki manzara karşısında ağlamayan, bir şeyler yapmak istemeyen insana insan denir mi?” Muhakkak bir şeyler yapılmalı… Bu savaş sonlandırılmalı… 3. Dünya savaşına mal olsa bile… Saldırgan ülke Rusya durdurulmalı,  Savaşın zararları tazmin edilmeli,  Sorumlular insan hakları mahkemesinde yargılanmalı, Herkes yaptıklarının bedelini ödemelidir… Aksi takdirde; saldırganların yaptıkları yanına kâr kalırs...

Mükellef Kime Denir? Mükellefin Görevleri Nelerdir Herkes Okusun

Mükellef   Kime Denir? Mükellefin Görevleri Nelerdir (Her Müslüman Bunları Okumalı, Öğrenmeli, Öğretmeli ve Uygulamalı)   Akıllı olan ve ergenlik çağına gelen her Müslüman’a  “Mükellef”  denir.  “Mükellef”  sorumluluk sahibi demektir.  “Mükellef”  Allah tarafından emredilen hükümleri yerine getirmede sorumluluk sahibidir. Bir kişi Mükellef olduğu anda Allah’ü Teâlâ’nın yasakladığı haramlardan kaçmak, emrettiği farzları yapmak zorundadır. Mükellef olarak kabul edilen kişilerin yükümlü tutulduğu fiiller ise  "efal-i mükellefin"  yani  "mükellef insanların fiilleri"  denir. Efal-İ Mükellefin   (Sorumluluk sahibi olanların yapması gerekenler) Ef’âl-i mükellefin sekiz tanedir: Farz, vâcib, sünnet, müstehab, mübah, haram, mekruh ve müfsid. Bu taksim Hanefi hukukçularına göredir. 1. Farz:  Allah veya Rasûlünün emrettiği kesin olan delillerle belli olan ameller  "farz"  adını alır. Namaz, oruç, ha...

Hz. Ali Radiyallahü Anh’a Neden "Kerremallahü veche" Denir?

Hz. Ali Radiyallahü Anh’a Neden "Kerremallahü veche" Denir? Hz. Ali Radiyallahü Anh’ı anarken "Kerremallahü veche" demeliyiz çünkü! Hz. Ali Radiyallahü Anh hakkında "Kerremallahü veche" tabiri kullanılır, peki anlamı nedir hiç düşündünüz mü? Allah ezeli ve ebedi ilmiyle bunun böyle olmasını murad etti çünkü efendimizin soyu Hz. Ali Radiyallahü Anh'la devam etti. Hz. Rasûl-i Ekrem Sallallallahü Aleyhi Vesselâm'ın amcası Ebu Tâlib'in oğlu olup Hicretten yirmi üç yıl önce doğmuş ve Bi'setin ikinci günü iman etmiş, hiç putlara tapmamıştır. Bunun için mübarek ismi söylendiğinde, Kerremallâhü Veche diye tazim edilir. Kerremallahu Vechehu:  “Allah’ü Teâlâ vechini yüzünü mükerrem (şerefli) kılsın; yüzünü ak etsin!” anlamında dua ve saygı sözüdür. Hz. Ali Radiyallahü Anh hiç putlara secde ve ibadet etmediği ve çocukluktan beri Allah'a secde ettiğinden, onun ismi anıldığında hürmeten söylenir. (Alıntı)

Tabiin Kime Denir?

Tabiin Kime Denir? Tabiin, Eshab-ı kiramı gören Müslümanlar, Peygamber efendimizi görmemiş, fakat Eshab-ı kiramın sohbetine kavuşan, onlarla görüşüp konuşanlardır. Peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde; “İnsanların en hayırlısı, benim asrımda olan Müslümanlardır (yani Eshab-ı kiramdır). Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenlerdir (yani Tabiindir). Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenlerdir. Onlardan sonra gelenlerde yalan yayılır. Bunların sözlerine ve işlerine inanmayınız.” buyurdular. Bu hadis-i şerifte Tabiinin büyüklüğü, kıymeti bildirilmekte, ahiretteki üstün dereceleri müjdelenmektedir. Tabiinin içinden pek büyük alimler çıkmış, bütün insanlığa kıyamet kopuncaya kadar yol gösterecek, ışık tutacak eserler bırakmışlardır. Çünkü onlar, Peygamber efendimizin mübarek cemalini gören, hizmetiyle şereflenen Eshab-ı kirama yetişip, onları görmek ve sohbetlerine kavuşmak saadetine ermişlerdir. O hidayet yıldızlarının ışıklarıyla parlamışlardır. Bun...